Taraflar arasındaki  kadastro  tesbitinden  doğan, dava  sonucunda  verilen  hükmün, Yargıtay'ca  duruşmalı  olarak  incelenmesi  istenilmekle; dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:

Hükmüne  uyulan bozma ilamında özetle: "Çekişmeli parseller Hazine tarafından davalılara temlik  olunduğuna göre 1073 sayılı Kanun, 766 sayılı Tapulama Kanununun geçici 3. maddesi ve  3402  sayılı  Kadastro  Kanununun  hükümleri  uyarınca araştırma, inceleme ve uygulama yapılarak  sonucuna  göre  karar  verilmesi"  gereğine  değinilmiştir.  Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda taşınmazların  tesbitinin  iptal  edilerek  payları oranında davacılar adına tesciline  karar  verilmiş,  hüküm  davalılar  tarafından  temyiz olunmuştur.

Dava  konusu  taşınmazlar  4753 sayılı Kanun uyarınca tapuya bağlanmış ve muhtaç çiftçi olarak Hazine tarafından davalılara 21.12.1967 tarihinde tapu kayıtları ile  temlik olunmuştur. Davacılar 24.1 .1977 tarihli dava  dilekçesiyle  kazandırıcı  zamanaşımı zilyetliğine dayanarak  tapu  iptal  ve  tescil  davası  açmışlardır.  Hazine  tarafından  dağıtım işleminin  1073  sayılı  Kanunun  yürürlüğe  girmesinden önce yapıldığı belirlenmiştir. 1073 sayılı  Kanunun  yürürlüğe  girdiği  15.1.1969  tarihinden  önce  başkasına  temlik edilerek Hazine  uhdesinden çıkmış taşınmazlar hakkında zilyetliğe dayanılarak sonradan açılan tapu iptali  ve  elatmanın  önlenmesine ilişkin davaların dinlenmesi mümkün değildir. Bir başka anlatımla;  15.1.1969  tarihinden  önce,  dağıtılmış  bulunan  araziler  hakkında  1073  sayılı Kanunun  uygulanmasından  söz  edilemez.  27.1.1954  gün,  1953/14  esas  ve 1954/1 sayılı İçtihadı  Birleştirme  Kararı  ile  Hazine  tarafından  muhtaç  çiftçiye  temlik  ve  teslim olunan taşınmazlar hakkında zilyetliğe dayanılarak meni  müdahale  ve  tapu  iptal  davası açılamayacağı  hükme  bağlanmıştır.  Ancak,  1073  sayılı  Kanun  ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun  46/3.  maddesinde  bu kurala istisna getirilmiştir. Hazine adına oluşturulan ve Hazine  uhdesinde  kalan  tapu  kayıtları  için  zilyetliğe  dayanılarak  iptal  davası  açılabilir. Eğer taşınmaz Hazine uhdesinden çıkmış ise, bu kuralın uygulanması mümkün bulunmamaktadır. Açıklanan  nedenlerle,  davanın  reddine  ve  dava  konusu  parsellerin  tapu kaydı maliki davalılar adına tesciline karar vermek gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz  olduğundan  davalıların  temyiz  itirazlarının  kabulüyle  hükmün (BOZULMASINA), 17.10.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini

Yargıtay Kararları 2007 2006 2005 2004 2003 2002 2001 1999 1998 1997 1996 1995 1994 1993 1992 1991 1990 1989 1988 1987 1986 1985 1984 1983 1982 1981 1980 1979 1978 1977 1976 1975 1974 1973 1927-1972