 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E: 1988/10845
K: 1989/14561
T: 13.10.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan, dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
KARAR : Tapulama sırasında 2007 parsel sayılı 8950 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, hibe nedeniyle Satıyüzü Köyü Tüzel Kişiliği adına tesbit edilmiştir. İtirazı tapulama komisyonunda reddedilen Halime, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve dava konusu parselin davacı ve davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacının miras bırakanı tarafından ölümünden sonra geçerli olmak üzere dava konusu taşınmazın davalıya bağışlanmasının taahhüt edildiği ve köy muhtarılğınca düzenlenen 10.9.1965 tarihli senedin çekişmeli taşınmazı kapsadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, bağış senedinin başka bir anlatımla, bağışlama işleminin geçerli olup olmadığına ilişkindir Borçlar Kanununun 240/2. maddesi uyarınca tenfizi bağışlayanın ölümüne bağlı bağışlamada vasiyetin gerek şekil ve gerekse esasına ilişkin hükümlerinin uygulanmasının kasdedildiği anlaşılmalıdır. Vasiyet resmi senetle, vasiyeti düzenleyenin elyazısı ile veya belirli şartların varlığı halinde sözlü olarak yapılabilir ( Medeni Kanun 478). Resmi vasiyetnameyi; sulh hakimi, noter veya kanunla bu işte görevlendirilmiş memurlar düzenleyebilir. Kanunla görevlendirilmiş memurlara noter yetkisine sahip başkatipler ile konsoloslar örnek olarak gösterilebilir. Kanunlarımızda köy muhtarlarına resmi vasiyetname düzenlemek için yetki verilmemişti. Vasiyetname düzenlenmesi için kanunlarımızda öngörülen şekil şartı isbat şartı olmayıp, geçerlik şartıdır. Bu nedenle hükmü dayanak yapılan senet yetkili resmi memur tarafından yapılmadığından hukuken geçerli bulunmamaktadır. Ölüme bağlı tasarruflarda söz konusu olabilir. Bu itibarla mahkemenin uyuşmazlığı çözümlemekte görevli olduğunun kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile taşınmazın tamamının davacı adına tapuya tesciline karar verilmek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğundan davacının temyiz itrazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 13.10.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.