 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 2004/7707
K: 2005/6899
T: 19.12.2005
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KAT KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMESİNİN FESHİ
İçtihat Özeti: Fesih iradesinin açık bir irade beyanı ile karşı tarafa bildirilmesi mümkün olduğu gibi, bu iradenin bir eylem biçimi ile de duyurulması mümkündür. Somut olayda; davacı yüklenici davada gerçekleştirdiği imalat bedelinin tahsilini talep etmiştir. Davacı imalat bedelini istediğinden, bu talebi ile sözleşmeyi feshettiği de anlaşılmaktadır. Davalı arsa sahipleri de davadan sonra keşide ettikleri ihtar ile sözleşmeyi feshettiklerinden fesih, konusunda taraf iradeleri birleşmiştir. Fesih iradeleri birleştiğinden imalat bedeli yönünden feshin haklı olup olmamasının önemi yoktur. Fesih sonucu isin tasfiyesi gerekeceğinden, davacı yüklenici sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre, dava tarihi itibariyle gerçekleştirdiği arsa sahiplerinin yararlanabileceği ekonomik değeri olan ve malvarlıklarında artış sağlayan imalat bedelini isteyebilir.
(818 s. BK m. 106, 107, 355)
Yerel Mahkemece verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Dava, kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesi nedeniyle yüklenici tarafından arsa sahipleri aleyhine açılmış imalat bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın reddine dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Ayvalık 1. Noterliğince usulüne uygun olarak düzenlenen 26.04.1993 gün 4015 yevmiye nolu asıl ve 11.10.1993 gün 10930 yevmiye nolu 1 ile 10 01.1994 gün 0410 yevmiye nolu 2.ek kat karşılığı inşaat sözleşmeleri dava dışı SS.G.... Yıldız Konut Yapı Kooperatifi ile davalı arsa sahipleri arasında imzalanmış ise de, bu kooperatifin 22.06.1996 tarihli genel kurul kararı ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin 06.09.1996 tarihli nüshasında yayınlanan ilanına göre davalılarla yapılan sözleşme ve ek sözleşmelerdeki inşaat yapım işinin davacı kooperatife devredildiği anlaşıldığı ve mahkemenin husumet itirazının reddine ilişkin gerekçesi temyiz edilmediğinden mahkemenin davacının aktif husumet ehliyeti bulunduğunu kabulünde isabetsizlik bulunmamaktadır.
Fesih iradesinin açık bir irade beyanı ile karşı tarafa bildirilmesi mümkün olduğu gibi, bu iradenin bir eylem biçimi ile de duyurulması mümkündür. Davacı yüklenici davada gerçekleştirdiği imalat bedelinin tahsilini talep etmiştir. Davacı imalat bedelini istediğinden bu talebi ile sözleşmeyi feshettiği de anlaşılmaktadır. Davalı arsa sahipleri de davadan sonra keşide ettikleri 11.11.1999 tarihli ihtar ile sözleşmeyi feshettiklerinden fesih konusunda taraf iradeleri birleşmiştir. Fesih iradeleri birleştiğinden imalat bedeli yönünden feshin haklı olup olmamasının önemi yoktur. Fesih sonucu işin tasfiyesi gerekeceğinden davacı yüklenici sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre dava tarihi itibariyle gerçekleştirdiği arsa sahiplerinin yararlanabileceği ekonomik değeri olan ve malvarlıklarında artış sağlayan imalat bedelini isteyebilir.
Mahkemece alınan bilirkişi kurulu raporunda imalat bedeli belirlenmiş ise de, işin fen ve tekniğine ve imara uygun olup olmadığı, arsa sahiplerinin işine yarayıp yaramayacağı ve ekonomik değeri haiz olup olmadığı araştırılmamış, davalıların 28.01.2003 tarihli dilekçelerindeki itirazlarını karşılar şekilde ek rapor alınmamıştır.
Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş, gerektiğinde mahallinde yeniden keşif yapmak suretiyle davalıların 28.01.2003 tarihli itiraz dilekçeleri de gözönünde tutularak bilirkişi kurulundan alınacak rapor veya ek raporla yüklenici tarafından gerçekleştirilen imalatın fen ve tekniğine, imar mevzuatına uygun olup olmadığı, inşaatın arsa sahiplerinin işine yarayıp yaramayacağı, ekonomik değeri mal varlıklarında artışa neden olup olmadığını ve dava tarihi itibariyle mahalli rayiçlere göre bedelini saptamak ve sonucuna uygun bir karar vermek olmalıdır. Bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ve yanlış değerlendirme sonucu davanın yazılı gerekçe ile reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarı da izah edilen nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 19.12.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.