 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 2004/3882
K: 2005/1039
T: 24.2.2005
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- ESER SÖZLEŞMESİ
- İTİRAZIN İPTALİ DAVASI
İçtihat Özeti: İtirazın iptali davasına bakan mahkemenin, kendi yetkisine itiraz olmasa dahi öncelikle takip dosyasında icra dairesinin yetkisine yapılan itirazı incelemesi gerekir. İcra dairesinin yetkisine yapılan itirazın incelenmesi sonucunda mahkeme, kendisinin de yetkili olup olmadığını belirleyecektir.
(1086 s. HUMK. m. 9,10)
(818 s. BK. m. 73)
(2004 s. İİK. m. 50, 67)
Mahalli mahkemesinden verilen hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak nedeniyle yapılan ilamsız icra takibine itiraz üzerine İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılmış itirazın iptali davasıdır. Yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı tarafından yapılan ilamsı icra takibinde davalı borçlu icra müdürlüğüne süresinde verdiği dilekçesinde yetki itirazında bulunmuş, itirazın iptali davasında da uzatılmış cevap süresi içinde verdiği cevap dilekçesinde mahkemenin yetkisine de itiraz etmiştir. Bu durumda Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 20.3.2002 tarih 13-241 Esas, 208 Karar sayılı ilamı ile Yargıtay'ın kararlılık kazanmış uygulamalarına göre itirazın iptali davasına bakan mahkemenin, kendi yetkisine itiraz olmasa dahi öncelikle takip dosyasında icra dairesinin yetkisine yapılan itirazı incelemesi gerekir. Çünkü icra dairesinin yetkisine yapılan itirazın incelenmesi sonucunda mahkeme kendisinin de yetkili olup olmadığını belirleyecektir. Öte yandan itirazın iptali davasının görülebilmesi, geçerli bir icra takibinin varlığına bağlı olup, geçerli bir takip yoksa itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. İcra dairesinin yetkisine itiraz halinde bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadıkça geçerli bir takibin varlığından söz edilemez. Bu nedenle de icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş olması halinde mahkemenin elindeki davada öncelikle bu itirazı inceleyip karara bağlaması gerekir.
icra dairesinin yetkisini düzenleyen lİK.nun 50/1 maddesine göre ilamsız icra takiplerinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile uygulanacaktır. Bu hüküm uyarınca eser sözleşmesinden kaynaklanan takiplerde HUMK.nun 9. maddesindeki genel yetki kuralına göre davalının yerleşim yeri icra dairesi yetkili olduğu gibi, HUMK.nun 10. maddesi uyarınca akdin ifa edileceği yer icra dairesi de yetkilidir. Akdin ifa yerinin belirli olması durumunda BK.nun 73 ve HUMK.nun 10. maddesine göre alacaklının yerleşim yeri icra dairesi ve mahkemelerinin yetkili olduğu kabul edilmemektedir.
Yukarıdaki açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında davalının yerleşim yeri Şişli İlçesi olduğu gibi, sözleşme konusu halıların montajının yapıldığı yer davalının işyeri, diğer bir anlatımla akdin ifa mahalli de Şişli ilçesidir. Davalı tarafça takip dosyasına verilen dilekçe ile icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği ve yetkili icra dairesi doğru olarak gösterildiğine göre İİK.nun 50/1 HUMK.nun 9 ve 10. maddelerine göre takipte yetkili İcra dairesi Şişli icra dairesidir.
Bu halde yerel mahkemece takibin yapıldığı Kadıköy İcra Müdürlüğü yetkisiz olduğundan, yetkisine yapılan itirazın kabulüne ve itirazın iptali davasının bu nedenle reddine karar vermek gerekirken mahkemenin yetkisine itiraz reddedilip işin esası hakkında yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 24.2.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.