 |
T.C
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
E: 2004/2470
K: 2004/5185
T: 19.10.2004
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- ESER SÖZLEŞMESİ
- AKDİ İLİŞKİNİN KANITLANMASI
- USULİ KAZANILMIŞ HAK
İçtihat Özeti: Eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda inkarı halinde akdi ilişkinin varlığını kanıtlama yükü yükleniciye düşer.
Bir mahkemenin, Yargıtay Dairesinden verilen bozma kararına uyması halinde, o kararda belirtilen şekilde inceleme yaparak yine o kararda belirtilen hukuki esaslar dairesinde hüküm verme yükümlülüğü vardır. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu durum mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir.
(818 s. BK. m. 355-371)
(1086 s. HUMK. m. 274, 289)
Mahalli mahkemesinden bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davalı Ş...... tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davalı Yılmaz hakkında davanın kabulüne karar verilmiş, verilen karar bu davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı Yılmaz, davacıya herhangi bir sipariş vermediğini ve iş yaptırmadığını, aralarında akdi ilişki bulunmadığını savunmuştur. Borçlar Kanunu'nun 355 ve izleyen maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda inkarı halinde akdi ilişkinin varlığını kanıtlama yükü yükleniciye düşer. Somut olayda yanlar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığından mahkemece verilen 1998/334 Esas 2000/164 Karar sayılı önceki hüküm, Daire'mizin 2000/5770 Esas ve 2001/198 Karar sayılı ilamı ile, davalı taraf akdi ilişkinin dava dışı Cengiz ile kurulduğunu ve ödemelerin onun tarafından yapıldığını savunduğuna göre, ödemelerle ilgili çeklerdeki keşideci imzasının araştırılması ve gerekirse davacıya yemin hakkı olduğu hatırlatılarak toplanan delillere göre akdi ilişkinin varlığının saptanması halinde işin esasına girilerek, davacının herhangi bir iş yapıp yapmadığı, yaptığı iş varsa miktarının ve teslim edip etmediğinin tesbitiyle sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, davanın eksik incelemeyle kabulünün doğru olmadığından bahisle bozulmuş ve mahkemece bozma ilamına uyulmuştur.
Yargıtay bozma ilamına mahkemece uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Oysa 9.5.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay içtihadı Birleştirme Kararında da açıklandığı üzere bir mahkemenin Yargıtay Daire'since verilen bozma kararına uyması halinde kendisi için o kararda belirtilen şekilde inceleme yaparak yine o kararla belirtilen hukuksal esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü ortaya çıkar. Usulü kazanılmış hak olarak tanımlanan bu durum mahkemeye hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir. Usulü kazanılmış hakkın zedelenmemesi için bozmada işaret edilen hususların noksansız olarak yerine getirilmesi gerekir. Ne varki mahkeme az yukarıda açıklanan bozma ilamında işaret edilen hususları noksansız olarak yerine getirmemiştir. Daire'mizce verilen ve sayısı belirtilen bozma ilamına uyulduğuna göre, bozma ilamı gereğince inceleme yapılmak ve akdi ilişkisinin kanıtlanması yönünden gerekirse davacıya yemin hakkı hatırlatılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken HUMK.nun 274. maddesindeki tanık listesi yasağına aykırı olarak ve HUMK.nun 289. maddesine göre davalının muvafakati olmaksızın dinlenen tanık beyanlarına dayanarak akdi ilişkinin varlığının kabulü ile yazılı şekilde hüküm verilmesi doğru olmamış ve hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Yılmaz'ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu davalı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı Yılmaz'a geri verilmesine 19.10.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.