 |
T.C
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
E: 2003/6075
K: 2004/2268
T: 21.04.2004
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- TASARRUFUN İPTALİ DAVASI
- ACİZ VESİKASI
2004 s. IIK/105, 277
4389 s. BankalarK/14
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılar vekillerince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat B.L. ile davalı S.A. vekili Avukat İ.T. ile davalı M.Ö. vekili Avukat C.K. geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
Dava, İİK.nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptaline ilişkindir. Mahkemece dava kabul edilmiş ve davacı bankanın fona devredilmiş olması nedeniyle aciz belgesi aranmasına gerek olmadığı belirtilmiştir. Oysa 4389 sayılı Bankalar Kanunu'nun değişik 14/5 maddesinde yer alan (aciz belgesi aranmayacağına dair hüküm) Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun banka yöneticileri hakkında açtığı tasarrufun iptali davalarında uygulanıp, diğer kişiler aleyhine açılan iptal davalarında aciz belgesi olmadıkça davanın dinlenmesi mümkün bulunmamaktadır. Dava konusu olayda; borçlu hakkında alınmış kesin bir aciz belgesi yoktur. Her ne kadar ihtiyati haciz zabtında borçlunun haczi kabil menkul malının bulunmadığı belirtilmiş ise de bu zaptın İİK.nun 105/2. maddesinde belirtilen geçici aciz belgesi niteliğine olduğu düşünülemez. Çünkü icra dosyalarında borçlunun taşınmaz mallarının bulunduğu, bir kısmı üzerinde ipotek tesis edildiği ve çeşitli alacaklılar tarafından haciz uygulandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mevcut taşınmaz malların kıymet takdiri yapılmadan alacakları karşılayıp karşılamadığı belli olmadan borçlunun aciz halinde olduğunun kabulü ve dava şartının oluştuğundan söz edilemez. Borçlu hakkında kesin aciz belgesi de alınmadığından mahkemece davacı alacaklıya borçlu hakkında aciz belgesi ibraz etmesi için uygun bir mehil tanınarak bu mehil zarfında dava şartı yerine getirildiği takdirde şimdiki gibi davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken Bankalar Kanunu'nun 14/5.maddesine yanlış anlam verilerek aciz belgesi aranmadan davanın kabulü doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, 375 milyon TL. duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalılara verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcının istekleri halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine, 21.4.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.