 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 2003/2800
K: 2003/5920
T: 10.12.2003
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TAAHHÜDÜN İHLALİ
YÖK YASASININ UYGULANMASI
CEZAİ ŞARTIN TENKİSİ
KEFİLİN SORUMLULUĞU
İçtihat Özeti: YÖK Yasası hükümlerince lisanüstü eğitim amacıyla yurtdışına gönderilen kişinin taahhüdünü ihlali halinde, taahhütname vermeseydi ödeyeceği miktar, kendisine yapılan giderler ile bunun % 50 fazlası cezai şarttan ibaret ola
. cağı ve taahhütnamede öngörülen % 100 cezai şartın fahişolduğu gözetilerek, cezai şartın, EK.nun 1611son maddesi uyarınca hakkaniyete uygun biçimde tenkisi suretiyle hüküm tesisi gerekir.
Kefilin sorumlu olduğu meblağ, infazı kabil olacak şekilde hükümde açıkça belirtilmelidir.
(818 s. BK. m. 161/son)
(657 s. DMK. Ek. m. 34)
Mahalli mahkemesinden verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılar Mithat ve Soner vekili tarafından istenmiş olmakla, dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı Mithat ile Soner:'in aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir.
2- 22.7.1992 tarihli taahhütname ile lisansüstü eğitim maksadıyla Amerika'ya gönderilen davalı Mithat taahhüdün gereğini yerine getiremeden yurda dönmüş ve böylece taahhüdünü ihlal etmiştir. Taahhütname uyarınca kendisine yapılan masrafların iki mislini ödemeyi de kabul etmiştir. Ne var ki 5.8.1996 tarihinde yürürlüğe giren 4160 sayılıKanunun 6. maddesinin d bendi ile 657 sayılı Kanuna eklenen 34. madde uyarınca yurt dışına gönde
rilenierin taahhütlerini ihlal etmeleri halinde kendilerine sarf edilen meblağı döviz cinsinden aynen ödeyecekleri kabul edilmiş ve misli arttırım kaldırılmıştır. Davalı 2547 sayılı YÖK Kanunu hükümlerince yurt dışına gönderilmiş olup taahhüdün ihlali halinde taahhütname vermeseydi ödeyeceği miktar o tarihteki yasalar uyarınca kendisine yapılan giderler ile bunun % 50 fazlası cezai şarttan ibaretttir. Oysa taahhütnamede yabancı para üzerinden % 100 cezai şart öngörülmüş olmakla bu cezai şartın fahiş olduğu ortadadır. Bu nedenle cezai şartın Borçlar Kanununun 161/son maddesi uyarınca hakkaniyete uygun bir biçimde tenkisi suretiyle hüküm tesisi gerekirken bu husus üzerinde durulmadan karar verilmesi doğru olmamıştır.
Öte yandan; davalı kefil Soner'in mesuliyetinin müştereken ve müteselsilen olduğu kabul edilmiş ve hüküm fıkrasının devamında kefalet senedinde yazılı limitler dahilinde sorumlu olduğu açıklanmış ise de, sorumlu olduğu miktar belirtilmediğinden bu davalıyla ilgili hükmün infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Adı geçenin sorumlu tutulacağı meblağ ve faizleri açıkça gösterilip, infazı kabil olacak şekilde hüküm kurulmalıdır. Belirtilen nedenlerle karar bozulmalıdır.
Sonuç: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalılar Mithat ve Soner'in sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bent uyarınca kabulüyle hükmün temyiz eden davalılar Mithat ve Soner yararına (BOZULMASINA), 375 milyon TL. duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak vekille temsil olunan davalılardan Soner ve Mithat'a verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcının istekleri halinde temyiz .eden davalılara geri verilmesine, 10.12.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.