 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 2003/1040
K: 2003/4324
T: 25.09.2003
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KARAR
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygu gerektirici nedenlere ve Özellikle delillerin takdirinde bi isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendi kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Dava, Borçlar Yasasının 355. ve devamı maddelerinde düzenlene eser sözleşmesinden kaynaklanmıştır. Karşılıklı edim yükleyen b sözleşmelerde, iş sahibinin edimi eser bedelini ödemek, yüklenicini edimi ise eseri sözleşmeye uygun şekilde tam ve kusursuz tesli etmektir.
Taraflar arasında akdedilen 21.4.1999 tarihli sözleşmeyle, davalı toplam 18 milyar lira bedelle davacıya ait 65 dairenin PVC doğraması ve ısıcamını imalini, en geç 30.8.1999 tarihine kadar nakliye ve montajını yükümlenmiştir. Sözleşme eki tabloda ödeme programı ayrıca gösterilmiştir. Davacı iş sahibinin 17.1.2000 tarihinde Sincan 2 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/3 D. İş sayılı dosyasıyla mahallinde yaptırdığı tesbitte, inşaatın montaja hazır olduğu alde sadece bi dairenin imalatının yapıldığı anlaşılmış, bunun da sözleşmeye göre tutarının 200.035.294 TL. olduğu mahkemenin aldığı bilirkişi raporuyla saptanmıştır. Oysa, davacı iş sahibinin kararlaştırılan iş bedelinin 12 milyar TL.sını peşin ve kararlaştırılan vadelerin de, kalanını da yine öngörülen sürelerinde ödediği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Bu durumda yüklenicinin gerçekleştirdiği imalatın yapılan ödemeye göre tüm işin çok gerisinde kaldığır yüklenicinin temerrüdü açık seçik ortadadır. Hal böyle olunca iş sahibinin akitten dönmekte haklı olduğunun kabulü gerekir. Sözleşmeden haklı olarak dönen taraf Borçlar Yasasının 108/11. maddesi hükmünce menfi (olumsuz) zararını isteyebilir. Sözleşmenin ifa edileceğine güvenmekten doğan zarar olarak tanımlayabileceğimiz "olumsuz zarar" ın içine, sözleşmenin kurulması ve işin görülmesi için yapılan giderler ile daha elverişli koşullarla sözleşme yapma fırsatının kaçırılmış olmasından doğan zarar da girer. Başlangıçta, davalı yüklenicinin teklifine en yakın teklifte bulunan diğer katılımcının önerdiği miktar (iş sahibinin kaçırdığı fırsat) ile makul sürede yapılması koşuluyla, işin yeniden yapımı için ödenen bedel arasındaki fark, davacı iş sahibinin olumsuz zararını teşkil eder (HGK. nun 17.1.1990 gün ve 13/392-1 sayılı kararı). Başka teklif veren olmadığı takdirde, o günkü koşullarda bu işin başkasına kaç liraya yaptırılabileceği saptanıp, bulunacak bu tutar ile davacının makul sürede ikinci yükleniciye yaptırdığı kalan iş için ödediği bedel arasındaki farkın yeniden seçilecek uzman bilirkişilere hesaplattırılıp, hüküm altına alınması gerekir. Yetersiz bilirkişi raporuyla bağlı kalınarak yazılı şekilde hüküm tesisj doğru olmamıştır. Karar bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2.) bentte yazılı nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 25.9.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.