Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 2002/4636
K: 2003/1326
T: 17.3.2003

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • FİYAT FARKI KARARNAMELERİNİN UYGULAMA ALANI
  • SÖZLEŞME HÜRRİYETİ
  • KAMU DÜZENİ
  • İYİNİYET
  • HAKİMİN TAKDİRİ
İÇTİHAT ÖZETİ: Sözleşmede, ileride çıkartılacak kararnamelerin uygulanmayacağı yazılı hallerde, Bakanlar Kumlunun bu sözleşmelere dahi müdahale edecek nitelikte kararname çıkartma yetkisi yoktur. Bu yetki yasayla tanınsa bile, mevcut sözleşmelere, kamu düzenine ilişkin nedenler dışında müdahale edilemez.
Bu durumda, fiyat farkı sözleşmeye dayanılarak iste-nilemez isede BK.nun 365. maddesindeki koşulların oluşması halinde hüküm altına ahnabilir. Koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği MK.nun 2. maddesindeki hususlar dikkate alınarak hakimin takdirine bırakılmalıdır.
(743 s. MK. m. 2)
(818 s. B K. m. 365)
(2886 s. İhale K. m. 7/K)
 
Mahalli mahkemesinden verilen hükmün davalılar vekilince temyiz edilmiş davalı Aydın Valiliği ve il Özel idaresi vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı şirket ile Aydın il Özel idaresi arasında imzalanan sözleşmeler ile 7 adet ilköğretim okulu binasının yapımı işi davacıya verilmiştir.
Davacı, Bakanlar Kurulunca çıkartılan 2001/2862 sayılı karar uyarınca yaptığı işlerden doğan alacaklarına fiyat farkı verilmesi gerektiğini ileri sürerek ve fazla haklarını da saklı tutarak 7 milyar liranın tahsilini talep ve dava etmiş, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalılarca temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; yüklenilen işin bedelinden, iş bedeline 2001/2862 sayılı kararda sözü edilen fiyat farklarının uygulanıp uygulanamayacağından kaynaklanmıştır.
Her sözleşmede olduğu gibi, BK. 355 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinde de aktin en önemli unsuru işin bedelidir, işin bedeli götürü olarak, birim fiyatlara dayalı olarak ya da başka bir şekilde kararlaştırılabilir. Kararlaştırılan ve taraflarca kabul edilen bedelin sözleşme imzalandıktan sonra uygulanması zorunludur. Eğer sözleşmesinde ya da eklerinde kararlaştırılan bedele fiyat farkı kararnamelerinin uygulanacağı yazılmış ise bu durumda farkların hesaplanıp ödenmesi gerektiğinde bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık; götürü bedelli ya da birim fiyatlarla yapımı kararlaştırılan işlerde sözleşmelerinde fiyat farkı verilmeyeceği ve bedelin hiçbir şekilde artırılmayacağı yazılan hallerde dahi hükümetçe çıkartılan kararnamelerin uygulanıp uygulanmayacağından kaynaklanmaktadır.
işe başlandıktan sonra bazı istisnalar dışında sözleşmenin tüm hükümleriyle birlikte işin başından sonuna -teslime- kadar uygulanması zorunludur. Türk Hukukunda sözleşme yapma serbestisi vardır. Anayasa ve diğer yasalarda sözleşme yapma imkanı özel istisnalar dışında herkes için kabul edilmiştir. Sözleşmelerin değişen şartlara göre değiştirilmesi aynı sözleşmede buna imkan veren bir madde varsa imkan dahilindedir. Bunun dışında BK.nun 365. maddesinde açıklanan şartlar varsa bu hakka dayanılarak işin bedelinin değiştirilmesi talep olunabilir. Aksi takdirde yüklenici işi kararlaştırılan bedelle yapıp bitirmekle yükümlüdür. Bitirmediği takdirde sonucuna katlanır, işin başkasına yaptırılmasından doğacak zararları da ödemek zorunda kalır.
Dava konusu olayda, bedel birim fiyat olarak belirlenmiştir. Sözleşmelerine göre bu bedelin artırılması, fiyat farkı kararnamelerinin uygulanması mümkün değildir, ileride çıkartılacak fiyat farkı kararnamelerinin de bedele uygulanmayacağı kabul edilmiştir. Hal böyle iken acaba Bakanlar Kurulu, 8/13181 sayılı kararname ek olmadığı ve bu kararnamenin uygulanmayacağı yazıldığı halde, sözleşmesinde aksine hüküm bulunsa, yüklenici hiçbir fiyat farkı almayacağını kabul etse bile, bu şekilde sözleşme imzalayan yüklenicilere de fiyat farkı verecek şekilde kararname çıkartabilir mi? Bakanlar Kurulunun kararnameler çıkartma yetkisi mevcut yasalardan kaynaklanmalıdır. Bir yasadan yetki almadan, sözleşmelere müdahale eder şekilde Kararname çıkartılması mümkün değildir. 12.6.2001 gün ve 2001/2862 sayılı Kararnamenin çıkartıldığı ve yürürlüğe girdiği 18.8.2001 tarihinde yürürlükte bulunan 2886 sayılı Devlet ihale Kanununda fiyat farkı verilebilecek hallerin hazırlanaçak şartnamelerde gösterilmesi 7. maddenin k. bendinde açıklanmıştır. Ancak bu imkanın tanınabilmesi, sözleşmeye eklenecek şartnamelerde böyle bir hükmün bulunmasına bağlıdır. Sözleşme ve eki şartnamelerde fiyat farkı verileceğine ilişkin bir hüküm yoksa sözleşmenin imzalandığı tarihten sonrası için bu konuda dahi kararname çıkartmaya Bakanlar Kurulunun yetkili olduğuna dair bir hükme 2886 sayılı Kanunda yer verilmemiştir. Bakanlar Kurulunun yetkisi sadece fiyat farkı verileceği kabul edilen sözleşmelere konu işlere uygulanacak fiyat farkları içindir. Bu nedenle yukarıda belirtildiği gibi, sözleşmede ileride çıkartılacak kararnamelerin uygulanmayacağı yazılı hallerde Bakanlar Kurulunun bu sözleşmelere dahi müdahale edecek nitelikte kararname çıkartma yetkisi bulunmamaktadır.
Kaldı ki bu yetki yasayla tanınsa bile; mevcut sözleşmelere kamu düzenine ilişkin sebepler dışında müdahale edilemez. Hatta bu nitelikteki yasalar Anayasa'ya aykırı bulunduğundan iptali cihetine gidilebilir. Nitekim 20.2.2001 günlü 4628 sayılı "Elektrik Piyasası Kanununun" mevcut sözleşmelere müdahale eden maddeleri, Anayasanın 2. ve 48. maddelerine aykırı bulunarak Anayasa Mahkemesi'nin 13.2.2002 gün ve 2001/293 Esas 2002/28 sayılı kararıyla iptal edilmiştir. Demek oluyor Ki asıl olan sözleşme hürriyetidir. Anayasa ve Yasaların güvencesi altındadır. Bu güvenceyi zedeleyici yasalar dahi iptali istendiği takdirde Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmektedir. Yasalar ile sözleşmelere müdahale edilemeyeceği sonucuna varılan bir hukuk sisteminde kararnamelerle dahi sözleşmelere karışlamayacağı izahtan varestedir.
Hal böyle olunca; fiyat farkı isteminin sözleşmeye dayanılarak istenemeyeceği, olsa olsa yasal dayanağı olan BK.nun 365. maddesindeki şartların oluşması halinde hüküm altına alınabileceği ortadadır. Nitekim Bakanlar Kurulunca daha önceki yıllarda çıkartılan 8/505, 8/2574 ve benzeri kararnameler ile yükleniciler lehine uygulanması gereken fiyat farklarına ilişkin olarak açılan davalarda verilen çelişkili kararlar sonucunda konu Yargıtay içtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun gündemine getirilmiş, yapılan müzakare-ler sonucunda kararnamelerin uygulanması genel olarak kabul edilmiş ise de her olayın özelliğine göre koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin, MK. 2. maddesindeki hususlar dikkate alınarak hakimin takdirine bırakılmadı gerektiği sonucuna varılmıştır. Bu sonuç esasen BK.nun 365. maddesindeki düzenlemeye de uygun bulunmaktadır. Çünkü BK.nun 365/1. maddesinde yüklenicinin yapılacak şeyi kararlaştırılan fiyata yapmaya mecbur olduğu kural olarak benimsenmiş, maddenin 2. fıkrasında ise "fakat evvelce tahmin olunamayan veya tahmin olunup da iki tarafça nazara alınmayan haller işin yapılmasına mani olur veya yapılmasını son derece işkal ederse hakim, haiz olduğu takdir hakkı dolayısıyla ya takarrür eden bedeli tezyit veya mukaveleyi fesheyler" denilmek suretiyle işin yapımını son derece zorlaştıran şartların oluşması halinde fiyatın artırılabileceği ya da akdin bozulabileceği kabul edilerek bu hususlar hakimin takdirine bırakılmıştır. Böylece Yargıtay içtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 24.11.1986 gün ve 1986/2 E. 1986/2 K. sayılı kararında da bu ölçütlere yer verilmekle kararnamelerin uygulamaları hakimin takdirine bırakılmış olmaktadır (Aynı görüş Prof.Dr. Haluk Tandoğan Borçlar Hukuku Özel Borç ilişkileri Cilt II 4. Baskı Sayfa 272).
Yukarıda da değinildiği üzere, sözleşme ve eklerinde kararnamelerin uygulanmayacağı yazıldığı için davanın hukuki dayanağını BK.nun 365/2. maddesi ile 1986/2-2 sayılı iBK.nın oluşturacağı tabiidir. Gerek 365/2. maddesinde ve gerekse IBK. kararında sözleşme bedelinin artırılıp artırılamayacağı her olayın özellikleri dikkate alınarak hakimin takdirine bırakılmıştır. Bu nedenlerle böyle bir davada hakimin şartların oluşup oluşmadığına karar verebilmesine yetecek derecede inceleme-keşif vb. yapması icabında bilirkişiden mütalaa alarak sonuca ulaşması yerinde olacaktır.
Öte yönden, Bakanlar Kurulu'nca fiyat farkı kararnamesinin çıkartılması BK.nun 365/2. maddesinde yer alan ve sözleşmedeki bedelin değişmesini haklı kılacak derecede şartların ağırlaştığmın idarece kabul edildiği şeklinde yorumlanmasına da müsait bulunmamaktadır. Çünkü idare zaten her yıl için gerekli kabul ettiği fiyat artışlarını otomatikman yapmakta, sözleşmelerinin eki olarak kabul edilen şartnamelerde fiyat farkı alarak işe başlayan yüklenicilere ödemektedir. Böyle bir durum bilinmekte iken sözleşmenin fiyat farkı alınmayacağı kabul edilerek imzalanması karşısında mademki kararname çıktı öyleyse BK. 365/2'deki şartlarda oluşmuştur şeklinde bir sonuca varılması mümkün bulunmamaktadır.
Yine 2886 SK.na göre sözleşmeleri idare namına imzalamaya ita amirleri yetkili olduğundan, Bakanlar Kurulu'nca çıkartılan Kararnamelerin icap-kabul şeklinde sözleşmenin değişikliği olarak yorumlanması da kanımızca isabetli olmayacaktır.
Konuyla tamamen ilgili olmasa da; Kararnameler ile sözleşmelere müdahale edilmesi, işin başında ihalelere katılmayan, nasıl olsa şartnamesinde fiyat farkı alınmayacağı yazıldığından fiyat farkı alamayacağını düşünerek teklif vermeyen yükleniciler ile ihaleye girenler arasındaki fırsat eşitliğini de zedeleyici niteliktedir. Sözleşmenin imzalanmasından sonra fiyat farkı alamayacağını bilen yükleniciye istemediği bir bedelin verilmesi, yükleniciler arasında haksız rekabete yol açabilecek bir sonuç yaratabilecektir.
Bu durumda; kararnamede yer alan hükme dayanılarak davacının açtığı fiyat farkının tahsiline ilişkin davanın, mahkemece hiçbir inceleme yapılmadan kabul edilmesi doğru bulunmamaktadır. Yapılacak iş; gerektiğinde mahallinde keşif icrası suretiyle bilirkişiden rapor alınarak, sözleşmenin imzalanmasından sonra oluşan ekonomik ve fiyatı etkileyen diğer şartların işin bu bedelle yapılmasını -son derecede- zorlaştırıp zorlaştırmadığmın ve MK.nun 2. maddesi uyarınca sözleşme fiyatlarıyla işe devam etmesini yükleniciden bek-leminin iyiniyet kurallarıyla bağdaşıp bağdaşmayacağının, tarafların durumu ve sözleşmedeki amaç dikkate alınarak değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca ve vicdani kanaate göre davacıya ödenmesi gereken bir bedel varsa miktarı takdir olunup-belirlenerek davalı iş sahibinden tahsiline karar verilmesinden ibarettir. Bu konuda eksik incelemeyle davanın kabulü doğru olmamış kararın H Özel idaresine izafeten Aydın Valiliği yararına bozulması gerekmiştir.
Öte yandan; kendisine husumet düşmeyen Aydın Bayındırlık ve Iskan Müdürlüğü davada vekille temsil olunduğu halde Hazine yararına vekalet ücretine hükmedilmemiş olması da Yasa ve tarifesine aykırı görülmüştür.
Belirtilen nedenlerle karar bozulmalıdır.
Sonuç: Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün temyiz eden davalılar il Özel idaresine izafeten Aydın Valiliği ve Hazine yararına BOZULMASINA, (275.000.000)'er TL duruşma vekillik ücretinin ayrı ayrı davacıdan alınarak vekille temsil olunan davalı Aydın Valiliği ile Hazine'ye verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı Aydın Valiliği ile II Özel Idaresi'ne geri verilmesine, 17.3.2003 gününde Sayın Recep Yalçın'ın muhalefetiyle ve oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacı şirket, davalı idare ile imzaladığı 5.7.2001 ve 6,7.2001 tarihli sözleşmelerle 7 adet ilköğretim okul binasının yapımını üstlenmiş, sözleşmelerde tüm inşaat işlerinin 15.8.2002 tarihine kadar geçici kabule hazır hale getirileceği öngörülmüştür.
işin devamı sırasında Bakanlar Kurulunca kabul edilen 2001/2862 sayılı "Kamu Sektörüne Dahil idarelerin ihalesi Yapılmış ve Yapılacak işlerinde ihale Usul ve Şekillerine Göre Fiyat Farkı Hesabında Uygulayacakları Esaslarda Değişiklik Yapılmasına ilişkin Esaslar"a dair Kararname 18.8.2001 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak bu tarihte yürürlüğe girmiş, davacı yüklenici Kararnamenin Geçici 17. maddesinde öngörülen süre içerisinde ve 12.9.2001 tarihinde idareye başvurarak geçici maddelerde getirilen esaslara göre işe devam etmek istediğini bildirmiş, davalı idarenin fiyat farkı istenemeyeceğine dair olumsuz cevabı üzerine, iş bu dava açılmıştır.
Gerçekten de davacı sözleşme konusu işleri 2001 yılı Birim Fiyatları üzerinden çeşitli oranlarda indirimlerle üstlenmiş, iş de kesinlikle ve hiç bir şekilde 88/13181 sayılı Kararname hükümlerinin uygulanmayacağı, inşaatın devamı sırasında aynı amaçlı yeni kararnameler çıksa da yine uygulanmayacağı, inşaatın yapımının herhangi bir nedenle ileriki yıllara (2002 yılına) sirayet ederek devam etmesi halinde uygulama yılı birim fiyatı olarak sözleşme yılı (2001 yılı) birim fiyatlarının uygulanacağı öngörülmüştür. Sözleşme ve eklerinde bu şekilde bir düzenleme yer almış iken davacı yüklenici 18.8.2001 tarihinde yürürlüğe giren 2001/2862 sayılı Kararnameye dayanarak fiyat farkı talep edebilecek midir?
Konunun gereği gibi değerlendirilebilmesi için öncelikle ilgili kararnamelerin çıkarılış nedenlerinin ve amaçlarının saptanması gerekir. Devlet, gerek bizzat gerek genel bütçeye dahil daireler, gerekse diğer kamu kuruluşları aracılığı ile yüklenicilere yaptırmakta olduğu ve Devlet yatırımlarını oluşturan inşaat işlerinin yükselen enflasyon nedeniyle durma aşamasına geldiğini saptaması üzerine fiyat eskalasyonu yoluyla kamu sektörüne ait inşaatları olumsuz fiyat artışı etkilerinden koruyarak bunların biran önce bitirilmesini sağlamak, ayrıca çeşitli nedenlerle tamamlanması artık olanaksız hale gelmiş işlerin en kısa yoldan tasfiyesini mümkün kılarak bunların başka yükleniciler eliyle daha fazla geciktirilmeden bitirilmesini temin amacıyla Bakanlar Kurulunca 1974yılmdan itibaren pek çok kararname'çıkarılmıştır. Davaya konu olan 2001/2862 sayılı Kararname 28.7.1988 tarihli ve 88/13181 sayılı Kararnamenin eki niteliğinde 18.8.2001 tarihinde yürürlüğe konulmuştur.
idare ile yapılan eşer sözleşmeleriyle taahhüt olunan işlerden doğan uyuşmazlıklar nedeniyle yükleniciler tarafından idare aleyhine, Bakanlar Kurulunca çıkarılan kararnamelere dayanılarak açılan davalarda, bu kararnamelerin genel bütçeye dahil daireler katma bütçeli idareler, kamu iktisadi teşebbüsleri ve mahalli idareler açısından geçerli hukuki sonuçlar doğurabileceği, sözü edilen kararnamelerin belirtilen davalarda uvgulanma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin olayların özellikleri dikkate alınarak hakim tarafından saptanacağı, YlBBGK.nun 24.11.1986 T. E.2, K.2 sayılı kararı ile kabul edilmiştir, içtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi Bakanlar Kurulu Kararnameleri Anayasanın kabul ettiği yasalardan alınan yetkilere dayanılarak çıkarılmaktadır. Sayın çoğunluk 2001/2862 sayılı Kararnamenin çıkarıldığı tarihte yürürlükte bulunan 2886 sayılı Yasa'da fiyat farkı verilecek hallerin hazırlanacak şartnamelerde gösterileceğinin 7. madde (k.) bendinde açıklandığı, bu imkanın tanınabilmesinin sözleşmeye eklenecek şartnamelerde böyle bir hükmün bulunmasına bağlı olduğu, sözleşme ve eki şartnamede fiyat farkı verileceğine ilişkin bir hüküm yoksa sözleşmenin imzalandığı tarihten sonrası için bu konuda dahi kararname çıkarmaya Bakanlar Kurulunun yetkisi bulunmadığını kabul etmiş ise de bu kabul yukarıda zikredilen içtihadı Birleştirme kararına aykırıdır. Kararda böyle bir ayırıma yer verilmiş değildir.
2001/2862 sayılı kararnamenin 5. maddesinde sözleşmelerinde 88/13181 sayılı kararname eki Esasların eki olmadığı belirtilen işlerde uygulamanın nasıl yapılacağı açıklanmış, idarelerin 88/13181 sayılı kararname eki esasların sözleşmelerinin eki olmayan işlere de bu esasların geçici 17. madde hükümlerini uygulayacağı, Geçici 17.maddenin 1/a veya 2/b bentlerine göre uygulamayı seçen müteahhit veya taşeronların sözleşmelerinde, bu kararnamenin uygulanmayacağını ya da fiyat farkları ödenmeyeceğini veya yılı içindeki fiyat farkları için başka usul ve esaslara göre ödeneceğini veyahut 90/1216 sayılı Kararname hükümlerinin uygulanacağını belirten hükümler olsa dahi, bu hükümlerin 1.3.2001-31.12.2001 tarihleri arasında uygulanmayacağı belirtilmiştir. Kararnamelerin yükleniciler tarafından idare aleyhine açılan davalarda geçerli hukuki sonuçlar doğurabileceğinin kabulü hakimin takdir hakkını ortadan kaldırıcı nitelikte bir esası kapsamamaktadır. Açılan davalarda ilgili kararnamenin uygulama koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğini somut olayın özelliklerine ve MK.nun 2. maddesine göre hakim tayin edecektir.
Sözleşme ve eklerinde kararnamelerin uygulanmayacağı yazıldığı için davanın hukuki dayanağını BK. 365/2. maddesinin oluşturduğu yolundaki çoğunluk görüşüne de katılmak mümkün değildir. BK. 365/2. maddesi sözleşmenin temelini teşkil eden koşullarda önceden öngörülemeyen önemli değişiklikler ortaya çıkması yüzünden edimler arasındaki dengenin aşırı ölçüde bozulması halinde iyiniyet kurallarına dayanılarak hakim tarafından sözleşmenin değiştirilmesine olanak tanıyan öngörememe, umulmazlık kuramının bir uygulamasını oluşturmaktadır. Somut olayda açıkça kararnameye dayalı olarak fiyat farkı istendiğinden BK. 365/2. maddesinin uygulanması hiçbir şekilde sözkonusu olamaz. 24.11.1986 tarih, 2/2 sayılı YlBBGK. Kararında da BK. 365/2. maddesinden sözedilmemiştir.
Somut olayda, iş 2001 yılı birim fiyatları ile 5.7.2001-6.7.2001 tarihli sözleşmelerle üstlenildiğinden, sözleşmelerde işin ertesi yıla sirayet ederek 15.8.2002 tarihinde bitirilmesi öngörüldüğünden 2001/2862 sayılı kararnamenin 5. maddesi ile geçici 17. maddesi hükümlerine göre sözleşme tarihinden 31.12.2001 tarihine kadar yapılan işlere Kararnameye göre fiyat farkı verilmesi gerekir. Bayındırlık Bakanlığı Yüksek Fen Kurulu Başkanlığı ve Maliye Bakanlığı Muhakemat Genel Müdürlüğü de somut olayda yükleniciye fiyat farkı verilmesi gerektiğine dair görüş bildirmişlerdir. Mahkemece bu yolda bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken hiçbir araştırma ve inceleme yapılmadan hüküm tesisi doğru olmamıştır. Kararın bu gerekçe ile bozulması gerekirken 24.11.1986 tarih, 2/2 sayılı iBK.na uygun düşmeyen gerekçelerle ve BK. 365/2 maddesine dayanılarak yapılan bozma kararına katılmıyorum.
 
Üye Recep Yalçın
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Evlat Edinme] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hakkında 
  • 04.05.2025 15:37
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini