 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 2002/4195
K: 2002/4758
T: 21.10.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- ESER SÖZLEŞMESİ
- SÖZLEŞMENİN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ
- KAMU DÜZENİ
- NEDENSİZ ZENGİNLEŞME
İÇTİHAT ÖZETİ: İmar durumu kesinleşmeyen bir yere ilgili belediye inşaat için izin veremeyeceğinden böyle bir inşaat yapılmasını öngören sözleşme konusu da hukuken imkansızdır. Hükümsüz sözleşmeye dayanarak gecikme tazminatı ve yoksun kalınan kâr adı altında istemlerde bulunulmayacağı gibi, geçen uzunca süre nedeniyle feshedilmiş sözleşmenin aynen ifası da istenemez.
Ancak taraflar, nedensiz zenginleşme kuralları çerçevesinde birbirlerine verdikleri şeyleri veya malvarlıklarına kattıkları değerleri geri alabilirler.
(818 s. BK. m. 358,360)
(3194 s. İmar K. m. 21)
Mahalli mahkemesinden verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş olmakla temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, tarafların diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Yanlar arasındaki 28.12.1990 günlü sözleşmenin konusu, 2425 nolu parsel ile bunun ifrazı sonucu oluşacak parsellerde, Türkiye E.... Bankası A.Ş.nin %51.67'lık payına karşılık gelen yere yapılacak inşaatlardır. 2425 nolu parselin 1/5000'lik plan kapsamında kaldığı ancak, 1/1000 ölçekli imar planlarının yapılıp onaylanmadığı; imar uygulaması bulunmadığından da, ifraz edilemediği, Kadıköy Belediye'since sonradan onaylanan imar çalışmasına itiraz edildiğinden, sözleşme tarihinden, 2.4.1997 olan dava tarihine kadar geçen sürede imar planlarının kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Sözleşmenin düzenlendiği tarihte, taraflar değinilen bu durumu bilmektedir. Nitekim, sözleşme yapılırken bu olgu gözetilmiş, mimari plan ve projelerin hazırlanması, bunların belediyeye onaylattırılması görevini yüklenici üstlenmiştir.
3194 sayılı imar Kanunu'nun 21. maddesi uyarınca (bazı istisnalar hariç) her türlü inşaat yapılması, yerel idarelerden izin alınması koşuluna bağlıdır. İmar Kanunu hükümlerinin kamu düzeni ile ilgisi yüzünden mahkemece resen gözetilmesi zorunludur, imar durumu kesinleşmeyen bir yere ilgili belediye inşaat için izin veremeyeceğinden böyle bir inşaat yapılmasını öngören sözleşme konusu da hukuken imkansızdır. Başka bir ifade ile sözleşme yanlar arasında sonuç doğurmaz. Olayda, sözleşmenin yapıldığı tarihte var olan imkansızlığın davanın açıldığı tarihe değin ve hatta bu tarihten sonra ve muhtemelen halen süregeldiği sabittir. Bu durumda davacı hükümsüz sözleşmeye dayanarak gecikme tazminatı ve yoksun kalınan kar adı altında istemlerde bulunamayacağı gibi, aradan geçen uzunca sürenin varlığı sebebiyle de, feshedilmiş sözleşmenin aynen ifasını isteyemez, ancak, taraflar nedensiz zenginleşme kuralları çerçevesinde birbirlerine verdikleri şeyleri, ya da mal varlığına kattıkları değerleri geri alabilir. O halde, mahkemece, davacının dilekçesinde sözünü ettiği "giderler" ile neyi anlatmak istediği açıklattırılmalı, bununla davalının mal varlığına bir değer kazandırılmışsa delilleri istenilip toplanarak ve gereğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılarak bu talebi değerlendirilmelidir. Mahkemece, tüm bu yönler bir yana bırakılarak yeri olmadığı halde -takdir hakkı- kullanılıp davanın yazılı şekilde kabulü doğru olmadığından, karar bu nedenle bozulmalıdır.
Sonuç: Yukarda 1. bendde açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bend uyarınca hükmün temyiz eden taraflar yararına BOZULMASINA, 250'er Milyon TL. duruşma vekillik ücretinin taraflardan alınarak karşılıklı olarak birbirlerine verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istekleri halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine 21.10.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.