 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 2002/3341
K: 2002/4863
T: 24.10.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİNİN FAALİYET ALANI
- TKİ. KURUMUNUN İHALE KARARLARI
- KAMU HİZMETİ
- GÖREV
İÇTİHAT ÖZETİ: Kamu iktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre faaliyette bulunmak üzere kurulmuş olan Türkiye Kömür işletmeleri Kurumunun yetkili organlarınca alman ihale karar ve eklerinin, kamu hizmetinin yerine getirilmesine ilişkin kararlardan olduğu tartışmasız bulunmakla, sözleşme yapılmasından önceki aşamada doğan ihtilafın çözüm yerinin idari yargı olduğu gözetilerek davanın görevden reddine karar verilmelidir.
(1086 s. HUMK. m. 7)
[KHK.-233 s. (8.6.1984 Ta.)]
(UMK.-3.2.1 997 tarih ve 4/3 s.)
Mahalli mahkemesinden verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
Resmi Gazetenin 27.11.1984 günlü 18.588 sayılı nüshasında yer alan Türkiye Kömür işletmeleri Kurumu Ana Statüsü'nde, TKİ.'nin 8.6.1984 gün 233 sayılı Kamu iktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine tabi olarak ve söz konusu Kararname hükümleri çerçevesinde faaliyette bulunmak üzere kurulduğu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına bağlı olduğu, enerji ve yakıt politikasına uygun olarak ihtiyaçları karşılamak, yurt ekonomisine azami katkıda bulunmak .... üzere faaliyet göstereceği, Yönetim Kurulunun teşkil, görev ve yetkileri hakkında KHK. hükümlerine tabi olduğu, mensuplarına Kamu iktisadi Teşebbüsleri Personeli Rejiminin uygulanacağı öngörülmüştür. Bu haliyle anılan Kurumun yetkili organlarınca alınan davaya konu ihale karar ve eklerinin kamu hizmetinin yerine getirilmesine ilişkin kararlardan olduğu tartışmasızdır.
Bu durumda YHGK.nun 21.3.2001 T-257-285 sayılı kararı ve Dairemizin kararlılık kazanan uygulaması ile Uyuşmazlık Mahkemesinin 3.2.1997 gün, 4/3 sayılı emsal kararında belirtildiği gibi sözleşme yapılmasından önceki aşamada doğan ihtilafın çözüm yerinin idari yargı olduğunu, dolayısıyla davanın görevden reddi gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.
Sonuç: Yukarıda yazılı nedenle temyiz edilen kararın BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair itirazların incelenmesine yer olmadığına, 250.000.000.-TL duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 24.10.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.