 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 2002/203
K: 2002/1736
T: 10.4.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- USULİ KAZANILMIŞ HAK ( Mahkemenin Bozma İlamına Uymasıyla Lehine Olan Taraf Yararına Usuli Kazanılmış Hak Doğması )
- USULİ KAZANILMIŞ HAK İSTİSNALARI ( Mahkemenin Görevsizliği ve Sonradan Çıkan İçtihadı Birleştirme Kararı )
- BOZMA KARARINA UYMANIN SONUÇLARI (Bozma Lehine Olan Taraf Yararına Usuli Kazanılmış Hak Doğması)
- GÖREVSİZLİK ( Usuli Kazanılmış Hakkın İstisnasının Mahkemenin Görevsizliği ve Sonradan Çıkan İçtihadı Birleştirme Kararı Olması )
1086/m.429
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı Hüseyin G. vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı Yaşariye D. ile davalı Hüseyin G. vekili avukat Volkan D... geldi. Davalı Mustafa G. gelmedi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşmiş olan cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün bulunmamasına göre davalı H.Gündüz'ün aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dairemizin 4.7.2000 tarihli bozma ilamında; borcun doğumundan önce satılması nedeniyle 1286 parsel sayılı taşınmaz yönünden istemin reddine karar verilmesi gereğine, işaret edilmiştir.
Mahkemece, 29.5.2001 günlü oturumda bozma ilamına uyulduğu halde, davalı borçlunun 5.10.2000 tarihli "borcun daha önce doğduğuna" ilişkin kabul dilekçesine dayanılarak, önceki kararda olduğu gibi, 1286 parsel yönünden tekrar davanın kabulüne hükmedilmiştir.
Bir kararın Yargıtay ilgili Dairesince bozulması üzerine, kararı bozulan mahkemenin önünde iki yol vardır: Ya hiçbir delil toplamadan önceki kararında ısrar etmek ya da bozma ilamına uymak. Mahkeme, bozma ilamına uyacak olursa -somut olayda olduğu gibi- artık kendisi için o ilamda gösterilen şekilde inceleme yapıp karar vermek zorunluluğu vardır. Başka bir anlatımla, bozmaya uyulmakla, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar; artık, hiçbir merci, bu usuli hakka dokunamaz. Bunun da iki istisnası vardır: Mahkemenin görevsizliği ve sonradan çıkan İçtihadı Birleştirme kararı ( 4.2.1959 gün 13-5 sayılı ve 9.5.1960 gün 21-9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları ).
Somut olayda, bozmaya uyulduğu ve az yukarıda açıklanan istisnalar doğrultusunda hüküm kurulmasını gerektiren bir durum da bulunmadığı halde, davalı Hüseyin Gündüz yararına gerçekleşen usuli kazanılmış hakkın açıkça ihlali suretiyle yazılı biçimde karar verilmesi doğru bulunmamış, hükmün bu nedenle tekrar bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan hükmün ( 2. ) bentte açıklanan nedenle temyiz eden davalı Hüseyin Gündüz yararına BOZULMASINA; davalının diğer temyiz itirazlarının ise ( 1. ) bent uyarınca reddine, 250 milyon lira duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalı H.Gündüz'e verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı Hüseyin Gündüz'e geri verilmesine, 10.4.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.