 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 2002/1331
K: 2002/1777
T: 11.4.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
· İŞTİRAK HALİNDE TASARRUF EDİLEN MALLAR
· İCRA MÜDÜRLÜĞÜNDEN YETKİ BELGESİ
ALINMASI
· VEKALETNAMELERİN DENETLENMESİ
· TAKİP HUKUKUNDA İLKE
İÇTİHAT ÖZETİ: İcra Müdürlüğünden alınması gereken yetki belgesinin alınmaması, davacıların ad ve kimliklerinin gösterilmemesi ve vekaletnamelerin varlığı denetlenmeden yargılama yapılması usule aykırıdır,
Takip hukukuna dayanan davada ilke, alacaklı ve borçlunun hak ve hukukunun dengeli biçimde himayesi suretiyle borcun ödenmesidir.
(1086 s. HUMK. m. 388)
(2004 s. İİK. m. 94)
Mahalli Mahkemesinden verilen hükmün temyizen tetkiki davalı Mustafa tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı Mustafa'nın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
İİK.nun 94.maddesine göre açılan davada davacıdan bu madde hükmünce icra Müdürlüğünden alınması gereken yetki belgesinin alınmaması ve HUMK. 388.md. hükmünce kararda ad ve kimliklerinin gösterilmesi zorunlu olan davacıların belirtilmesi için davacı vekiline mehil verilip, vekaletnamelerin varlığı da buna göre denetlenmeden yargılama yapılması usule aykırıdır.
Kabule göre de: İİK. 94.md.ce yetkili kılınan alacaklının açacağı davada amaç borçluya aidiyeti saptanan taşınır, taşınmaz mal üzerinden icra takibi neticesi alacağın tahsilinden ibarettir. Takip hukukuna dayanan dava olmakla ilke, alacaklı ve borçlunun hak ve hukukunun dengeli biçimde himayesi suretiyle borcun ödenmesidir. Somut olayda davalı borçlu adına intikali istenen bağımsız bölümlerin her birinin rayiç bedeli saptanıp takip konusu borcu karşılayıp karşılamadığı araştırılmamıştır. Bu araştırma yapılmalı, sonunda bağımsız bölümlerden birinin borcu karşılayabileceği anlaşılırsa diğeri için dava reddedilmelidir. Bağımsız bölümün tercihinde borçlunun da iradesine başvurulmalı, yararına olanı ve taraflar arasında aidiyeti çekişmesiz olanı tercih edilerek hükme varılmalıdır. Taşınmazın birinin haciz ve satışı ile borç karşılandığında diğeri haczedilemeyeceğine göre, açılan davada da çekişme bulunduğu gözetilerek dava sonuçlandırılmalıdır.
Açıklanan bu hususlar gözden kaçırılarak her iki bağımsız bölüm hakkında iptal ve tescil kararı verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda (2) ve (3). bentlerde açıklanan sebeplerle davalı Mustafa lehine BOZULMASINA, (1). bent gereğince sair temyiz itirazlarının reddine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı Mustafa'ya geri verilmesine, 11.4.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.