 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 2001/3766
K: 2002/305
T: 23.1.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
* MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT
* TEMİNAT MEKTUBUNUN İADESİ
* YÜKLENİCİNİN KUSURU
Karar özeti: İşin süresinde sonuçlandırılamamasında her iki tarafın da kusurlu olduğu açık olduğundan, mahkemece, yanlar arasındaki ilişkinin tasfiye edilerek sonuçlandırılması gerekir. Bu halde, yüklenicinin teminat mektubunun iadesine ilişkin davası kabul edilmeli, sözleşmenin fesihle sonuçlanmasında yüklenici kusurlu bulunduğundan kar yoksunluğu ile manevi tazminat istemleri reddolunmalıdır.
Davacı iş sahibinin, davalının malvarlığına geçirdiği değerler varsa, gerektiğinde bilirkişi incelemesine başvurularak, bunların parasal miktarı saptanmalı sonucuna göre karar verilmelidir.
(818 s.BK. m. 355-371)
Hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı Üniversite, davalının iki ayrı sözleşmeyle yükümlendiği projeleri tamamlayamadığından sözleşmelerin feshi nedeniyle uğranılan zararların ödetilmesini istemiştir.
Davalı yüklenici, birleşen davasında, irad kaydedilen teminat mektubu bedeli, kar mahrumiyeti, manevi tazminatın tahsili ile avans teminat mektubunun iadesini istemiştir.
Mahkeme, üniversitenin davalarının reddine, yüklenicinin davasının kısmen kabulüne karar vermiş, karar taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Başbakanlık Gap idaresi Başkanlığınca açılan yarışma sonucu Harran Üniversitesi Mimari Proje Yarışmasında yüklenici şirket birincilik ödülü kazanmış ve buna bağlı olarak bir kısım projelerin yapımı hususunda taraflar arasında 9.8.1996 tarihli sözleşme imzalanmıştır. Bu sözleşme Maliye Bakanlığınca vize edilmeden iade edilince yanlar arasında 29.11.1996 ve
16.12.1996 tarihlerinde bir kısım ön proje ve kesin proje hizmetlerinin yapımı için iki ayrı sözleşme imzalanarak; 25.12.1996 tarihine kadar projelerin teslimi kararlaştırılmıştır. Projeler idareye sunulmuş, hakedişleri yapılarak bedelleri tahsil edilmiştir. 7.4.1997 ile 9.9.1997 fesh tarihine kadar taraflar arasındaki yazışmalarla projelerdeki eksikler bildirilmiş, yeni detay ve veriler istenilmiş, iş çıkmaza girmiş, karşılıklı yazışmalarla oyalanılmış, tarafların birbirlerini suçlamalarıyla sonuca ulaşılamamıştır. Bu arada proje müellifi, uygulama projelerini %35 indirimle ve yeni dönem fiyatlarıyla yapımı konusunda teklif getirmiş, idare de öncelikle sunulan projelerdeki eksiklerin giderilmesinde ısrarlı olmuştur. Özellikle Lojman projeleri idarenin isteğine uygun bulunmamış, revize projelerde yeterli kabul edilememiştir. Öte yandan mevcut yazışmalardan idarenin de detay ve verileri zamanında veremediği, sözleşmeleri 1996 yılı ödeneğini kapatmak için acele imzalattığı, projeler de sözleşmede öngörülen sürelerde incelemediği (savunma olarak sayısının çokluğunu dile getirmiştir), mimarın da her seferinde istenilene uygun düzeltme yapamadığı, Lojman projelerinde kendi görüşünde ısrarlı davrandığı, çözümlerin kabul edilebilir olmadığı anlaşılmıştır. Görülüyor ki, taraflar her iki sözleşme konusu bir kısım projelerin yapımından sonuç alamamışlar, karşılıklı suçlamalarla işi sürüncemede bırakmışlardır. Bu hal karşılıklı güveni sarsmış, inşaat işlerinin de aksamasına neden olmuştur. Tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde işin süresinde sonuçlandırılamamasında her iki tarafında kusurlu olduğu açıktır. Bu durumda mahkemece yanlar arasındaki ilişkinin tasfiye edilerek sonuçlandırılması gerekir. O halde, yüklenicinin teminat mektubunun iadesine ilişkin davası kabul edilmeli, sözleşmenin fesihle sonuçlanmasında yüklenici kusurlu bulunduğundan kar yoksunluğu talebi ile manevi tazminat istemleri reddolunmalıdır.
Yine tasfiyenin doğal soncu olarak şayet davacı iş sahibinin davalının malvarlığına geçirdiği değerler varsa davacı iş sahibi bunların iadesini istemekte haklı olacağından mahkemece bu yön üzerinde durulmalı, iş sahibinin her iki davada konu ettiği 3.336.038.501 .-TL ve 5 milyar TL.nın hangi kalemlerden oluştuğu iş sahibi davacıya açıklattırılmalı, bunların içinde yapıldığı bildirilen fazla ödeme gibi yukarda vurgulandığı üzere yükleyicinin malvarlığına geçtiği halde iadesi gereken tutarlar varsa gereğinde bilirkişi incelemesine başvurularak bunların parasal miktarı saptanmalı, iş sahibi davacı ve karşı davalının talebi hakkında böylece bir sonucu ulaşılmalıdır.
Mahkeme eksik araştırma ve inceleme ile delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek, hukuki olan konudaki bilirkişinin yetersiz raporuna dayalı olarak davanın yazılı şekilde hükme bağlanması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Yukarıda (1.) bendde yazılı nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine, (2.) bendde yazılı nedenlerle hükmün taraflar yararına (BOZULMASINA), ödedikleri temyiz peşin harcının istekleri halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, 23.1.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.