 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 2001/3088
K: 2001/5274
T: 19.11.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
* İSTİSNA SÖZLEŞMESİ
* GABİN
* NOKSAN, AYIPLI VE NEFASET FARKI OLAN İŞLER
Karar özeti: Yüklenici edimini müzayaka nedeniyle, gecikmeli de olsa yerine getirme çabası içinde iken, pay devrinden itibaren edimini o ana kadar hiç yerine getirmeyen iş sahipleri lehine bir parsel ve 6 bağımsız bölüm devrini öngören ek sözleşmeyi yüklenicinin, gabin sonucu tapuda pay devrini temin için yapmak zorunda kaldığının kabulü gerekir.
Eksik, ayıplı ve nefaset farklı işler toplamı % 13,41 olan imalata rağmen isin kabul edilebilir olduğu raporla belirlenmesine göre, sözleşme ile kararlaştırılan günlük ceza ile bunu aşan kira kaybının iskan izninin alındığı tarihe değin kabul edilmesi gerekir.
(818 s. BK. m. 21,97,355)
Mahalli mahkemesinden verilen hüküm taraflar vekillerince temyiz edilmiş davacı k.davalı vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü.
Davalı karşı davacılar Hikmet ve Hacer vekillerinin cevaben temyiz isteminin harcı yatırılmamış ve mahsus deftere kaydı yapılmamış olmakla reddi gerekir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı karşı davalı Edip vekillerinin aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
Yanlar arasında ilişki taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden doğmuştur. Buna göre özetle davalı k.davacılara ait arsaya davacı k.davalı yüklenici tarafından dört blok inşaat yapılacak bunlar %50 oranında paylaşılacaktır. Mahiyeti itibariyle böyle bir işin yıllara yayılacağı açıktır. Eser sözleşmesi ani edimli sözleşmelerden olmakla beraber, somut olayda yüklenicinin ediminin sürekli olacağında kuşku yoktur. Sözleşmeyle kararlaştırılan teslim tarihi de bunu göstermektedir. Yanların müşterek amacı eserin ortaya çıkarılmasıdır. Bu amaca ulaşılabilmesi için sürekli sözleşmelerde olduğu gibi, onlardan beklenen karşılıklı güven ve iyiniyetli tutumdur. Bu cümleden olarak arsa sahibinin özellikle finans bakımından yükleniciye yardımcı olması, en azından bu konuda sözleşmeyle öngörülen edimini yerine getirmesi gerekir. Halk arasında " Yap – Satçılık " diye isimlendirilen arsa payı karşılığı inşaatlarda belli aşamadan sonra işin devamı sürecinde yüklenici tarafından üçüncü şahıslara satılan ya da satışı vaadedilen bağımsız bölüm bedelleriyle yapım giderlerinin karşılandığı, bu.yoldan mali güçlüklerin aşıldığı yaygın uygulamayla yerleşmiştir. Bu halin arsa sahiplerince belirlenmemesi hayatın olağan akışına aykırı olur.
Sözleşmeyle işin fiziki oranı %35'i bulduğunda aşamalı olarak tapuda pay devrinin de başlayacağı kararlaştırılmış iken, tanık ifadelerine göre yüklenicinin bu konuda istemlerine rağmen pay devri yapılmamıştır.
Ek sözleşmede sayılan noksanlıklara ve delil tespitleri sonucu alınan bilirkişi raporlarına bakıldığında fiziki oran %80'ler seviyesindedir. Yapılan işin hacmi, yapım süresi içinde ülkede var olan ekonomik sıkıntılar dikkate alındığında yüklenici finans darlığı içine düşmüş olduğuna dair iddiasında samimidir. Özellikle maruf vakalardan olan enflasyon olgusu da düşünülürse müzayaka halinin varlığının kabulü gerekir.
Öte yandan yüklenici gecikmeli de olsa edimini yerine getirme çabası içinde iken, pay devrinden ibaret edimini termin planına uyulması bir yana -o ana değin hiç yerine getirmeyen arsa sahipleriyle yapılan ve iki aydan az bir süre uzatımı karşılığında, parsellerden birinin tamamen, diğerinde 6 bağımsız bölümün arsa sahiplerine verilmesinin kararlaştırıldığı 11.5.1998 günlü ek sözleşmede ivazlar arasında fahiş farkın varlığı da açıktır. Yüklenicinin müzayaka haline bu objektif unsur da eklendiğinde davacının ikrah diye tavsifiyle bağlı kalınmaksızın eksözleşmenin "gabin" sonucu yapıldığı iddiasının kabulü gerekir. Kaldıki, bu sözleşmede 6 bağımsız bölüm ile diğer parselin tamamının arsa sahipleri uhdesinde "tutulacağı" yazılı iken bununla çelişir biçimde aynı gün 6 bağımsız bölüm tapusundan %76 payın ve diğer parselin tamamının tapusunun yükleniciye devredilmiş olması da, yüklenicinin tapuda pay devrini temin için bu sözleşmeyi yapmak zorunda kaldığını doğrulamaktadır.
Açıklanan bu haliyle olayın niteliği, seyri ve içinde bulunulan koşullara bakılarak değerlendirildiğinde, ek sözleşmenin gabine dayalı olduğunun kabulüyle, sonucuna göre hükme varılması gerekirken, mahkemece buna dair istemin reddi isabetli olmamıştır. Bu nedenle kararın bozulması gerekir.
Sözleşmenin 7. maddesinde işin teslimi "iskan müsadesinin alınması" koşuluna bağlanmıştır. Bu izin ise 16.6.1999 tarihinde alınmıştır. Yapılan keşif sonrası düzenlenen raporda eksik, ayıplı ve nefaset farklı işler toplamı %13,41 olarak saptanmış ise de aynı raporda bu eksik ve imalatlara rağmen işin kabul edilebilir olduğu vurgulanmıştır. O halde sözleşmede kararlaştırılan günlük 25.000.000 TL. ceza ile bunu aşan kira kaybının iskan izninin alındığı tarihe değin kabul edilmesi gerekirken, bu tarih ile dava tarihi arasında geçen süre için dahi tahsil kararı verilmesi doğru değildir.
Noksan, ayıplı ve nefaset farkı olan işler için bedel istenilmiş ve bunada hükmedilmiş olduğuna göre, BK.nun 97. maddesince ifaya izin verilmesi isteminin reddi gerekirken, hükümde çelişki yaratır biçimde bu istemin dahi kabulü yersizdir.
Cezai şart - ya da teminat - niteliğindeki 6 bağımsız bölüm yanında, ayrıca bunların değerlerini aşan zararın varlığı ispatlanmadan, günlük cezaya da hükmedilmesi kabule göre doğru olmamışsa da, yukarıda 3. ve 4. bendlerde açıklanan bozma nedenleri karşısında, bu yanılgı sonucu etkili görülmemiştir.
Sonuç : Yukarıda 1. bedde yazılı nedenle davalı ve karşı davacı arsa sahiplerinin temyiz istemlerinin reddine, 2. bendde yazılı nedenle davacı karşı davalı yüklenicinin sair temyiz itirazlarının reddine, 3,4,5 no'lu bendler uyarınca hükmün temyiz eden davacı karşı davalı yüklenici yararına (BOZULMASINA), 97.500.000 TL. duruşma vekillik ücretinin davalı-k. davacı arsa sahiplerinden alınıp, davacı-k. davalı yükleniciye verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacı - k. davalıya verilmesine, 19.11.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.