 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
Esas no: 2000/1373
Karar no: 2000/1819
Tarih: 17.4.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
MADDİ MANEVİ TAZMİNAT
İŞ SAHİBİNİN KUSUR ORANI
DÜĞÜN MASRAFI
Karar Özeti: Taraflar arasında istisna (eser) sözleşmesi bulunduğundan, iş süresince meydana gelebilecek kazaları önlemek için tedbir almak ve kendisini aşan tedbirler yönünden de gerekli uyarıları yapmak yükümlülüğü muris yükleniciye aittir.
Kusurun saptanmasında esas alınan kriter olaya uygun düşmese bile, kesinleşen ceza kararındaki kusur vakıası davalıyı bağlar ancak oranı bağlamaz.
Reşit çocukların ileride evlendikleri taktirde, murisin yapacağı varsayılan düğün masrafı destekten yoksun kalma tazminatı olarak nitelendirilemez ve kabul edilemez.
(818 s. BK. m. 41, 45, 47, 355)
Mahalli mahkemesinden verilen hükmün temyizen tetkiki davalı k. davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı (k. davacı) nın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlanının reddi gerekmiştir.
2- Dava, davacıların murisi yüklenici ile davalı iş sahibi arasındaki sözlü istisna akdine dayalı maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacıların murisi, yüklenicidir. Davalıya ait işyerinde soğuk hava deposunun bakım ve onarımını yaparken meydana gelen kaza sonucu vefat etmiştir.
Davalı iş sahibi, ceza mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü'ne göre 2/8 oranında kusurlu görülerek, tedbirsizlik sonucu ölüme sebebiyetten mahkum olmuş ve karar, derecattan geçerek kesinleşmiştir.
Davacı mirasçılar, destekten yoksun kalma ve manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır.
Mahkemece, ceza davasında saptanan kusur oranına dayanılarak, davanın kısmen kabulüne hükmedilmiştir.
Davacıların murisi, yüklenici sıfatıyla sözleşme yapmıştır. Yüklenici, kendi alanında uzman olup, iş sahibine karşı bağımsız çalışan kişidir. Sözleşme uyarınca yükümlülüğünü yerine getirirken, kendisinin veya kendisine hizmet sözleşmesi ile bağlı olan işçilerinin veyahut üçüncü kişilerin maruz kaldıkları zarardan -eğer iş sahibinin bir kusuru yoksa- sorumlu tutulur. Zira yüklenici, sözleşme ile yükümlendiği işi en iyi bilen, en iyi yapan kimsedir ve iş sahibinden işin tekniği ile ilgili talimat almadan çalışan bir uzmandır. Kural olarak, meydana gelen zarardan, kendisi sorumludur. İş sahibinin sorumlu tutulabilmesi için onun da bir kusurunun bulunması gerekir.
Somut olayda, mahkemenin hükmüne esas aldığı kusur ve oran, ceza mahkemesinde saptanan kusur ve orandır. Oysa, saptanan bu kusur ve oran, aralarında hizmet sözleşmesi bulunan işçi ile işveren yönünden geçerli olan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü'ne göre saptanmıştır.
Taraflar arasında hizmet değil, istisna (eser) sözleşmesi bulunduğundan, iş süresince meydana gelebilecek kazaları önlemek için bu tedbirleri almak ve kendisini aşan tedbirler yönünden de gerekli uyarıları yapmak yükümlülüğü muris yükleniciye ait olduğundan, ceza mahkemesinde esas alınan kusur yöntemi doğru olmamıştır.
Ne var ki, kusurun saptanmasında esas alınan kriter, olaya uygun düşmese bile, kesinleşen ceza kararındaki bu kusur vakıası davalıyı bağlar; ancak, oranı bağlamaz.
Bu nedenle, mahkemece yapılması gereken iş: az yukarıda yapılan açıklamaların ışığı altında, iş sahibi davalının kuaur oranının - kazanılmış hak gözönünde bulundurularak- uzman bilirkişi yardımıyla yeniden saptanmasından ve sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir.
3- Öte yandan, reşit çocuklar Uğur ve Hakan için talep edilen, ileride evlendikleri takdirde babaları murisin yapacağı varsayılan düğün masrafı, destekten yoksun kalma tazminatı olarak nitelendirilemeyeceği gibi, böyle bir tazminatın her ne ad altında olunursa olsun kabulü de isabetli bulunmamıştır.
S o n u ç: Temyiz olunan hükmün (2.) ve (3.) bendlerde açıklanan nedenlerle davalı iş sahibi yararına (BOZULMASINA), davalı (k. Davacı) nın diğer temyiz itirazlarının ise (1.) bend uyarınca reddirıe, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı - k. davacıya iadesine, 17.4.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.