 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E:1999/2641
K:1999/2937
T:6.7.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TASARRUFUN İPTALİ
İSTİHKAK İDDİASI
KESİN HÜKÜM
IZRAR KASDI
ÖZET:İİK.nun 96. ve devamı maddelerince açılan istihkak davaları ile 277 ve sonrasındaki maddelerine göre ikame olunan tasarrufun iptali davaları icra takibinde haczedilen mallar üzerindeki mülkiyet ihtilaflarını değil, mahcuz üzerinde cebri icranın devam edip etmeyeceği halleden şekli davalardandır. Bu nedenle istihkak davası, iptal davası hakkında kesin hüküm oluşturmaz.Ticari bir işletmenin tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alanın, borçlunun ızrar kasdını bildiği varsayılır.
(2004 s. İİK. m. 96, 97, 277, 278, 280)
Mahalli mahkemesinden verilen hükmün temyizen tetkiki davacı alacaklı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Dava İİK.nun 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılan tasarrufun iptaline ilişkin olup, daha önceki istihkak davasının kesinleştiğinden bahiste reddedilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacının yaptığı icra takibinde borcun ödenmemesi üzerine 70 ... 772 plakalı tanker üzerine haciz konulmuştur. Davalı T.... Petrol Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limitet Şirketi tarafından istihkak iddiasında bulunulmuş ve açılan dava Karaman icra Tetkik Mercii Hakimliğinin 1996/9 E. 1996/60 K. sayılı davasında, satın alan şirket lehine sonuçlanmıştır. Aracın üzerine haciz konulduğu tarihte noterden düzenleme biçiminde yapılan satış sözleşmesiyle mülkiyet istihkak davacısı şirkete geçtiğinden ve söz konusu davada mukabil dava biçiminde bir iptal davası açılmadığından istihkak davasındaki hüküm yerindedir. Zira kayıt iptal edilmedikçe tasarruf geçerliliğini korumaktadır.
İİK.nun 96 ve devamı maddelerince açılan istihkak davaları ile, 277 ve sonrasındaki maddelerine göre ikame olunan tasarrufun iptali davaları, icra takibinde hazcedilen mallar üzerindeki mülkiyet ihtilaflarını değil, mahcuz üzerinde cebri icranın devam edip etmeyeceğini halleden şekli davalardandır. Bu tasarrufun iptali davası kabul edilirse sonucunda trafikteki (varsa) kayıt iptal edilmeden mahcuz tanker üzerinde haciz ve satış isteme yetkisi -takipteki alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak- verilecektir.
İİK.nun 97/17. maddesi uyarınca, istihkak davasına karşı haczi yaptıran davalı alacaklı, bu kanunun 11. babı hükümlerine dayanarak ve muvakkat veya kat'i aciz belgesi ibrazına mecbur olmaksızın mütekabilen tasarrufun iptali davası açabilir. Eğer dava açılırsa gösterilen delillere göre hakim her iki dava hakkında bir karar verir. Karşı davanın açılmamış olması, ayrıca görevli mahkemede iptal davası açılmasına engel değildir.
Dava konusu olayda, istihkak davasından sonra karşı dava biçiminde bir iptal davası açılmamış ise de, alacaklı sonradan görevli mahkemede temyize konu iptal davasını açmış olmakla mevcut delillere göre bu davanın çözüme kavuşturulması gerekir. Yukarıda izah olunduğu üzere istihkak davası, iptal davası hakkında kesin hüküm oluşturmamaktadır.
Temyize esas bu davada, borçlu benzin istasyonu işletmeciliğiyle uğraşan bir şirket olup, tanker bu işletmenin "mühim bir kısmını" oluşturmaktadır. İİK.nun 280/IV maddesi uyarınca ticari bir işletmenin tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alanın borçlunun ızrar kasdını bildiği varsayılır. Bu karinenin aksi aynı maddede açıklandığı şekil ve delillerle ispatlanabilir. Dosyaya karinenin aksini ispata yeterli bir delil sunulmamıştır.
Kaldı ki İİK.nun 278. maddesinde yer alan ve iptal sebebi olarak gösterilen "ivazlar arasındaki nispetsizlik" de olayda gerçekleşmiş senette gösterilenin dışında bir bedel ödendiği usulen ispatlanmamıştır.
Bu nedenlerle mahkemece sabit olan dava veçhile hüküm kurularak tankerin satışına ilişkin tasarrufun alacak ve fer'ilerini karşılayacak nispette iptaline karar verilmesi yerine, mahkemece yasaya ve olaya uygun düşmeyen gerekçelerle davanın reddedilmesi doğru görülmemiş kararın .bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle kararın temyiz eden davacı (alacaklı) yararına (BOZULMASINA), istek halinde ödediği temyiz peşin harcının temyiz eden davacı alacaklıya geri verilmesine, 6.7.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.