 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E : 1999/1329
K : 1999/3308
T : 23.09.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- ALACAK DAVASI
- ESER SÖZLEŞMESİ
ÖZETİ : Sözleşmeye uygulanacak fiyat farkı hesaplanmadan önce, kullanılan malzemenin gerçek miktarı hesaplanmalıdır.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Taraflar arasındaki sözleşmenin eki özel ve teknik idari şartnamenin 11.maddesindeki
resmi fiyat farkları "akaryakıtın 1200 kg yuvarlak demirin 5500 kg. çimentonun 35 ton olarak kullanılacağı varsayılarak bilirkişilerce hesaplanmıştır. Bilirkişiler bu kalemi ilgili alacaktaki uyuşmazlığın, idarenin şartnamede belirtilen b malzemelerin fiilen kullanılan miktarlarına fiyat farkı uygulamasında kaynaklandığını açıklamışlardır. Nevarki bu hükmün şartnamede belirtilen malzemelerce ister kullanılsın ister kullanılmasın belirtilen miktarlara göre hesaplanacağı şeklinde yorumlanması mümkün olmayıp davalının uyguladığı gibi inşaatta kullanılan gerçek malzeme miktarlarının baz alınması gerektiğinden mahkemece bilirkişilerden rapor alınarak ve lüzum görülüyorsa yerinde keşif yapılarak davacın yüklendiği iş kapsamındaki her bir konutta kullanılan malzemenin (akaryakıt, yuvarlak demir ve çimentonun) gerçek miktarı saptanma bunlara sözleşmeye göre uygulanacak fiyat farkı hesaplattırılan, alacak borç ilişkisi hakkında sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Aksine hareketle ve sözleşmenin yorumunda yanılgıya düşülerek yazı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bendde açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bend gereğince hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, 23.09.1999 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISIDIR
Çekişme eser sözleşmesinden doğmuştur. Sözleşmede davacının yapımını üstlendiği göçmen konutlarında bedelin götürü ve birim fiyatın 540.500 TL/m2 olduğu .belirtilmiştir. Bunun yanında, sözleşmenin eki olup 2886 Sayılı Yasa'nın 12. Maddesi hükmünce davalı Bakanlık tarafından tek yanlı hazırlanmış Özel Teknik ve İdare Şartnamesinin 11. Maddesiyle konut başına 1200 kg. mazot, 5500 kg. 12'lik demir ve 35 ton çimento "hesabı ile kabul edilerek" malzeme fiyat farkı ödeneceği kabul edilmiştir. Bu haliyle götürü bedel metrekare için 540.500 TL. ile anılan cins ve miktarda malzemenin fiyat farkında ibarettir. BK.nun 365.Maddesi hükmünce yanlar bu koşulla işin yapımında ve bu bedelin ödenmesinde kendilerini serbest iradeleriyle bağlamışlardır.
Davalı her türlü hesabını yapmış, tek yanlı fiyat tespit etmiş, davacı yan da bu fiyatla işi yapabileceğini kabul etmiştir. İşin vardığı son aşamaya değin ödemeler buna göre yapılmış, kesin hesap çıkarılmıştır.
Her bir konutta kullanılan malzeme miktarına göre fiyat farkı verilmesi düşünülmüş olsa idi, şartnameye anılan değerlerinin konulmasına gerek kalmazdı. Yanlar genel kuraldan ayrılarak 88/13181 Sayılı Bakanlar K.Kararının 9.1 Maddesi hükmüne uyarak malzeme fiyat, farklarının ne şekilde ödeneceğine dair özel hükümde birleşmişlerdir. Çoğunluğun kabulü gibi, bu kadar malzeme kullanılacağı "varsayılmış"; diğer anlatımıyla öngörülmüş değildir. Bu miktar ve cins malzeme baz alınarak fiyat farkı ödeneceği kararlaştırılmıştır. Şartname hükmü duraksamaya ve başka bir yoruma açık olmayacak kadar nettir.
Başbakanlık müfettişlerince saptanan hususlar, tutarsızlığı merciince kabul gördüğünde Bakanlığın kendi bünyesi içinde halledilecek konulardandır. Şartnameye böyle bir hükmün konulmasında davacı yanın iştirakinin varlığı her halde söylenemez.
Açıklanan bu nedenlerle ve ahde vefa " ilkesine öncelikle devletin uyması O'nu üstün kılacağından, "hukukun üstünlüğü" ilkesi de bunu gerektirdiğinden sözleşmede yazılı miktar malzeme fiyat farkının yükleniciye verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı görüşüyle kararın onanması oyundayım.