 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E. 1998/868
K. 1998/1178
T. 25.3.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ALACAK DAVASI
İSTİSNA (ESER) SÖZLEŞMESİ
OLUMSUZ ZARAR
GECİKME CEZASI
FAİZ
KARAR ÖZETİ: Sözleşmeden haklı dönen iş sahibinin isteyebileceği olumsuz zarar; davalı yüklenici yerine ona en yakın teklifte bulunan bir başka yüklenicinin önerdiği fiyatla (kaçırılan fırsat) hesaplanan kalan iş bedeli ile, kalan iş için yeni yükleniciye ödemek zorunda kalınan bedel arasındaki farkdan ibarettir.
İhalenin, feshi takibeden makul sürede yapılıp yapılmadığı, zararın artmasına iş sahibinin neden olup olmadığı hususları da bilirkişiye incelettirilerek, zararın hesaplanmasında esas alınır.
Sözleşmede cezalı bir süre kararlaştırılmış ve bu süre sonunda sözleşmeden dönülmüşse, bu süreyle sınırlı gecikme cezası istenebilir.
Muacel alacağı dava tarihinden önce temerrüt faizi yürütülebilinmesi BK 101/1. gereğince ihtar gönderilmiş olması ile mümkündür.
(818 s. BK. m. 44, 98, 101, 108, 355)
Mahalli mahkemesinden verilen, hükmün temyizen tetkiki taraflar vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü (İş Sahibi) vekili: 31 .12.1987 tarihinde köy sulama inşaatı işini ihale sonucu üstlenen davalı yüklenicinin, verilen ek süreye rağmen işi bitirmediğini, bu nedenle sözleşmesinin fesh edilerek, işin bir başka yükleniciye ihale edildiğini ileri sürerek, kalan işler bedeli 1.075.594.545 TL. ile gecikme cezası tutarı 24.074.745 TL. ki, toplam 1.099 669.290 TL. nın 18.10.1991 fesih tarihinden itibaren %54 reeskont faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı yüklenici vekili ise; davacı İdarenin ödenek yokluğu nedeniyle işi durdurduğunu, ayrıca beton dökme işini yazın engellediğini, kusurun davacıda olduğunu, sözleşmenin haksız fesh edildiğini ve kalan işin bir başkasına ihale edilmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporuna dayanarak, 244.118.549 TL. menfi zarar ve 24.074.745 TL. gecikme cezası ki, toplam 268.193.294 TL. nın 18.10.1991 fesih tarihinden itibaren %54 reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ve fazlaya ilişkin talebin de reddine hükmetmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dava, istisna (eser) sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir.
Sözleşmeden dönen iş sahibinin BK. nun 108/II, maddesi uyarınca menfi zararını (negative interesse) isteyebilmesi için, öncelikle, kusursuz olması gerekir. Aksi takdirde, talepte bulunamaz.
Sözleşmeden haklı dönen iş sahibinin isteyebileceği menfi zarar ise, bir başka yüklenici ile daha elverişli koşullarda sözleşme yapma fırsatını kaçırmasından kaynaklanan zarardır. Başka bir anlatımla, davacı İdarenin, davalı yüklenici yerine, ona en yakın teklifte bulunan bir başka yüklenicinin önerdiği fiyatla (kaçırılan fırsat) kalan işi yapması halinde ödeyeceği bedel ile kalan iş için yeni yükleniciye ödemek zorunda kaldığı bedel arasındaki fark, davacı iş sahibinin olumsuz zararıdır.
Bu olumsuz zarara hükmedilebilmesi için de, ikinci İhalenin, sözleşmenin feshini (dönme) takip eden en kısa sürede yapılması ve ikinci ihaleye geç çıkarmakla zararın artmasına davacı İdarenin sebebiyet vermemesi gerekir (BK. m. 98/II ve 44). İhaleye geç çıkarma yarsa, o takdirde feshi müteakip makul süre uzman bilirkişiye buldurularak, o tarih itibariyle, kalan iş için ödenmesi gereken ikinci ihale bedeli ile kalan işin ilk ihalede davacı İdarenin kaçırdığı fiyatlarla, yaptırılması halinde ödenmesi gereken bedel arasındaki farkın, menfi zarar olarak hükme esas alınması zorunludur.
Öte yandan, sözleşme dosyada bulunmadığı için, hükmolunan cezanın niteliği ve verilmesi gerekip gerekmediği de anlaşılamamaktadır.
Sözleşmede, cezalı bir süre kararlaştırılmışsa, bu süre, inşaat süresinden sayıldığı için, anılan süre bitmeden sözleşmeden dönülemez. Süreden sonra dönüşmüşse, iş sahibi, sözleşmede kararlaştırılan bu süreyle sınırlı olarak, gecikme cezasını isteyebilir. Eğer, böyle bir durum yok da, temerrüt halinde gecikme cezası öngörülmüşse, bu ceza, sözleşmede aksi kararlaştırılmadığı takdirde akitten dönen davacı iş sahibince talep olunamaz
Ayrıca, muaccel (istenebilir) hale gelen bir alacağa dava tarihinden önce temerrüt faizi yürütebilmek için BK. nun 101/1. maddesi uyarınca alacaklının ihtarı gerekir. Sözleşmenin feshi, borçluyu temerrüde düşürücü bir işlem değildir. Somut olayda, böyle bir ihtarın varlığına dosyada rastlanılamadığı için, dava tarihi yerine, başka bir tarihin faize başlangıç alınması doğru olmamıştır.
Keza, reeskont faizi sabit bir faiz olmayıp değişken nitelik arzetmesine rağmen %54 gibi sabit bir oranın esas alınması da isabetli değildir. Doğru olanı ise, taleple bağlı kalınarak, %54 oranını geçmemek kaydıyla 23.11.1992 dava tarihinden itibaren %54 ve değişen oranlarda faiz yürütülmesi ibaresinin hüküm fıkrasına geçirilmesidir.
Mahkemece verilen kararın, yukarıda açıklanan ilke ve esaslara uygun olmadığı açıktır. Anılan ilke ve esaslara uygun bir hüküm tesis edilmek üzere, mahkeme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenlerle taraflar yararına (BOZULMASINA), ödedikleri temyiz peşin harçlarının istekleri halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, 25.3.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.