Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/4335
Karar No : 1999/1126
Tarih : 23.3.1999

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
Davacı K... Sakarya Otoyolu Müteahhitliği Konsorsiyumu ile davalı Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğü, davalı müdahil Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı arasında çıkan anlaşmazlığın çözülmesi için seçilen Hakem Kurulu tarafından verilen 25.6.1998 tarihli kararın temyizen tetkiki taraflar vekillerince talep edilmiş davacı vekili ile davalı Karayolları vekili duruşma istemiş, Ankara Asliye 1.Ticaret Mahkemesince 21.10.1998 tarih ve 1998/1101 Diş sayılı yazı ile dosya gönderilmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekilleri Cahit D..., Av.Seçkin Ö... ile davalı vekili Avukat İbrahim B... ve Müdahil Hazine vekili Avukat Ümit P... geldiler. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten Sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Taraflar  arasındaki  10.5.1985  tarihli  sözleşmenin  67. ve 81. maddelerinde,  hakemlerin  uyuşmazlığı, sözleşme hükümlerine ve Türk maddi hukukuna uygun çözümleyeceklerinin hükme bağlanması karşısında, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 28.1.1994 gün ve 1993/1 E.-1994/1 K. Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca
temyiz konusu hakem kararının, sözleşme ve Türk maddi hukuk kurallarına uygun düşüp düşmediğinin Yargıtay'ca incelenmesi gerekmiştir:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; 30.11.1989. günlü 4 numaralı ek sözleşmenin 14. maddesinde "müteahhit işbu ek sözleşmeyi imzaladığı tarihe kadar iş yerlerinin geç teslimi, projelerin verilmemesi, hakedişlerin geç ödenmesi, ocakların temin edilememesi vb. nedenler dolayısıyla, ancak yalnız bu nedenlerle sınırlı olmamak kaydıyla vukua gelmiş olaylar ve bunların sonuçlarından ötürü ve ayrıca iş miktarlarının ve proje kapsamının artması ve başlangıçta öngörülmeyen servis hatlarının yerlerinin değiştirilmesi dolayısı ile yaptığı her türlü taleplerini ve uyuşmazlıkları geri almayı ve işbu ek sözleşmeyle bu taleplerinin karşılandığını kabul ve taahhüt eder. Ayrıca müteahhit bu ek sözleşme tarihine kadar yapmış olduğu fiyatların düzeltilmesi, yeni birim fiyat: yapılmasına ilişkin talepleri ile mühendisin belirlediği yeni birim fiyatlara , itirazlarını geri çeker" şeklinde yer verilen  genel işlem  şartlarından olmayan hükmün taraflarca, birlikte kararlaştırılmış olmasına, yüklenicinin bu hükmün kapsamına giren ve 30.11.1989 tarihine kadar olan taleplerinden feragat etmiş bulunmasına;
Yanların yapısı, üstlenilen işin boyutları, ulaştığı aşama ve diğer koşullar birlikte değerlendirildiğinde müzakere ve pazarlık güçleri arasında aşırı dengesizliğin, zaruret halinin, tecrübesizliğin, düşüncesizliğin istismarının, mahva sebep olacak, iktisadi yıkıma götürecek bir halin varlığının kabul edilmesinin mümkün olmamasına; kanıt niteliği taşımayan - Türk Hukukunun uygulanacağı olayda yabancı kanunlara atıf yapan - düşünce yazıları dışında, ileri sürülen iddiayı somut olaylara dayalı biçimde ispatlayan kanıt gösterilmemesine, bu sebeblerle 4.ek sözleşmenin 14. maddesinde yer alan hükmün ahlak ve adaba aykırı olduğu şeklindeki tavsifte isabet görülmemekle birlikte, yasada öngörülen süre içinde gabine dayalı bir irade açıklamasının bulunmaması ve sözleşmenin bu maddesi nedeniyle dava tarihine değin bir çekişme de çıkmamasıyla hükme varılırken, Hakem Heyetince feragatın varlığının kabul edilmesinin sonucu itibariyle yerinde olmasına;
Ek sözleşme 4'te yer alan feragatle; mevzuatla getirilen ek külfetlerin yürürlük tarihlerine, Teklif Verme Şartnamesinin 6. maddesinin son fıkrası hükmünce her konuda bilgi edinilip, aynı Şartnamenin 13. maddesince teklifte bulunulmasına , sözleşmenin 70. maddesiyle işçilik ücretlerinde doğacak artışların iş sahibine yansıtılamayacağının kabul edilmiş olmasına;
İhzarat bedellerine mahsuben yapılan ödemelerin Mart 1985 tarihli Ek l zeyilnamenin A-13 maddesi hükmüne ve genelde süregelen uygulama doğrultusunda isabetli biçimde takdir ve tavsif edilerek hükme varılmasına,
İmalat tarihleri itibariyle ek 3 ve 4 nolu sözleşmelerde yer alan feragate dair hükümler de gözetilip, sözleşme, protokol ve yazışmalara da bağlı kalınarak teknik ağırlıklı konuların sahasında yeterli müktesebata ve deneyime sahip hakemlerce tartışılıp etraflıca değerlendirme yapılarak hüküm tesis edilmesine,
Göre davacı yanın tüm;
Sözleşmesinde buna dair bir hüküm bulunmamakla beraber, davalı Karayolları Genel Müdürlüğünün Danıştay Başkanlığına sunduğu 5.1.1988 gün ve .. 250/0033 sayılı teklifleri üzerine 3.5.1984 tarihli 3. ek sözleşmeyle kabul edilip, uygulamaya konulan, o tarihe değin, işin uzamasından doğan davaya konu külfetlerin karşılanmış olmasının, devam eden iş dolayısiyle 4. ek sözleşme sonrasında doğan benzer konular için de kabul edilmesinin ve hüküm altına alınmasının doğal bulunmasına;
Ek 3 ve 4 nolu sözleşmelerde yer alan feragat hükümleri de gözetilerek kendi kusurundan doğa n gecikmelerden ötürü 30.11.1989'dan sonrası için davalı yanca ceza uygulanmaksızın verilen ele süreler için yöntemine uygun hesap sonucu bulunan tutarlara hükmedilmiş olunmasına; iş, 2886 Sayılı Yasaya tabi olmadığı gibi, B.İ.G.Şartnamesinin de olayda uygulama yeri bulunmamasına; sözleşmenin 67.1. maddesince hüküm bulunmayan konularda sözleşmenin 81. maddesi gereği çekişmenin giderilmesinde genel hükümlerin ve elbette Türk Borçlar Kanunu hükümlerinin uygulanmasının gerekmesine;
Kesin teminat mektupları hakkında istem reddedilip, diğer teminat mektuplarının işlevlerine göre geciktirilerek iade edilmesiyle neden olunan davacı kayıplarının giderilmesinin usul, yasa ve süregelen uygulama doğrultusunda olmasına,
Göre davalı ve müdahil vekillerinin aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-3. Ek sözleşmenin 3. ve 4. ek sözleşmenin 13. maddelerinde "kesim"ler "bölüm"lere ayrılmış, her bir bölümün "iş bitirilme" tarihi ayrı ayrı saptanmıştır. Ancak İdarenin muhtelif olurlarıyla bu süreler yeniden uzatılmış, uzatılan süreler sonunda geçici kabiller yapılmıştır. 3. ek sözleşmenin 3. maddesinde İyin Bitirilmesi "Otoyolun bir kesim veya bölümünün kamu tarafından güvenli ve kesintisi bir şekilde kullanılabilecek düzeyde inşaatın tamamlanması ve yöredeki tesis iti r in kaldırılmış olmadı" şeklinde tanımlanmıştır. Bu durumda yüklenicinin istemi üzerine yapılan geçici kabul tarihlerinde aslolan bu tanıma uygun olarak işin bitirilmiş olmasıdır. Nevar ki, eserin işlevine ve geçici kabulüne engel olmayacak derecede noksanlıkların varlığı, bu kabulün yapılmasına, engel değildir. Ancak, tanınacak süre içinde müteahhidin bu noksanlıkları ve varsa ayıpları gidermesi gerekir. Bundandır ki 3. ek sözleşmenin 2/son maddesinde öngörülen şekilde bölümlerin ayrı ayrı geçici kabulleri yapılmış, aynı söyleşmenin 3. maddesi hükmünce yan bağlantı yollarına ilişkin olanlar için "bakım süresi" kadar, diğer noksan ve ayıpların giderilmesi içinde "belli süreler" müteahhide tanınmıştır.
Gerçekte, geçici kabul tarihinde tamamlanmış ve giderilmiş olması gereken bu noksanlıklarla ayıplar, tanınan süre içinde daha sonra giderilmiş olsa da, bu işler 89/14657 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesinin 8. maddesi ve buna paralel olarak 4 . ek sözleşmenin 8.maddesi hükümlerince en geç, geçici kabul tarihinde yapılmış sayılacağından, o yıl fiyatlarıyla hakedişte yer alması gerekir.
Aksi kararlaştırılmayan hallerde, Dairemizin kararlı uygulaması da bu yoldadır. Yanlar arasında başlangıçta bu kuralın aksine uygulama yapılmış olması müteahhit lehine kazanılmış hak yaratmayacağımdan, İdarece yapılan yanlış uygulamadan dönülüp, fazla ödemeler için müteakip hakedişlerde kesintiye gidilmesinde sözleşmeye aykırı hal görülmemiştir. Geçici kabule engel teşkil etmeyen noksan ve ayıplı. işler için gecikme cezası uygulanmaması yerinde olup, davacı yararına görülen bu tutum sonuca etkili olamaz. Kısaca, geçici kabul noksanlıklarının tamamlanmasının, ayıpların giderilmesinin, verilen süre içinde yapılmış olması bu işler için geçici kabul tarihinden sonraki fiyatların uygulanmasını gerektirmez.
Açıklanan bu nedenlerle Hakem Kararının 77. sayfasında 4.3.5 "Fiyat-Farkı Kesintilerinden Doğan Zararlar" başlığı altında tartışılan ve kabul edilen 2.051.197,55 ABD Dolarına ait istemin reddi yerine kabulü isabetli olmamıştır.
3-Yanlar arasındaki sözleşmenin 60.4. maddesinde "müteahhidin aylık; hakediş teklif raporları hazırlayacağı, mühendisin bunları inceleyerek aylık hakedişleri düzenleyeceği." 60.6. maddesinde ise "mühendisin düzenlediği hakedişleri İdareye sunacağı. İdarenin hakedişleri tetkik ettikten sonra onaylayacağı " ve onaylamasından sonraki 40 günün sonuna değin ödeyeceği hükme bağlanmıştır. Davada bu hükümlere dayanılarak, hakedişlerin geç ödenmesi nedeniyle temin edilmek zorunda kalınan finansman için gider yapıldığı ileri sürülmüş, yapılan bu giderlerden doğan zararın tazmini istenilmiştir. Hakemlerce alınan bilirkişi raporuna bağlı kalınarak ve B.K.nun 102.maddesi hükmünden hareketle 1.402.095,38 ABD Dolarına hükmedilmiştir.
İleri sürülüş şekliyle istem, para alacağının ödenmesinde temerrüde düşünülmesinin sonucu uğranılan zararın tazminine ilişkindir. HUMK.nun 74, 75 ve 76.maddelerine ve 4.6.1958 T.15-6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre, tarafların tavsifi hakim için bağlayıcı değildir. Hakimin hakemlerin kanunları doğrudan tatbikle, olaya göre istemi niteleyip karara varması gerekir.
Para borçlarında temerrüt halinde alacaklı B.K.nun 103.maddesi hükmünce geçmiş günler faizi isteyebileceği gibi, aynı Kanunun 105.maddesince, bu faizi aşan zararı varsa, bunu dahi isteyebilir. Davada, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda davacı yanın hakedişlerin gecikmeyle ödenen tutarı kadar kredi kullandığı saptanmış, bu kredi için yapılan giderler ortaya çıkartılmıştır. Diğer anlatımla, zararın varlığı somut biçimde ortaya konulmuş, kanıtlanmıştır.
Aksine düşünürler de olmakla beraber "para temini giderleri" ya da şimdilerde "finansman giderleri" diye adlandırılan bu giderler "munzam zarar" olarak nitelendirilmektedir. (Dr.H.Becker-İsviçre Medeni Kanun Şerhi-VI.Cilt – Borçlar Kanunu F.IV S,9, Vd.; Andreas von Tuhr Borçlar Hukukunun Umumi Kısmı Cilt 1-2 Yargıtay Y.S. 618-619) Uygulama da bu doğrultuda kararlılık kazanmış haldedir (Yargıtay 15.H.D. T.26.4.1995 E.1994/5937 K.1995/2476; T.3.7.1997 E.2727 K.3428...) Munzam  zarar, geçmiş. günler faiziyle karşılanmayan zarardır. Davacı yüklenici gecikmeyle de olsa hakediş karşılıklarını almıştır. Tahsil anında faiz alacağını saklı tuttuğunu ileri sürmüş değildir. B.K. nun 113. Maddesince feri alacak olan faiz hakkının ortadan kalktığı hallerde dahi B.K. 105. maddeye dayanılarak zararın giderilmesi istenildiğinde isteseydi alabileceği geçmiş günler faizinin tenzili gerekir. O halde, bilirkişi marifetiyle, istenseydi hüküm altına alınabilecek olan geçmiş günler faizinin hesaplattırılması, mevcut munzam zarardan bunun tenziliyle kananına hükmedilmesi gerekirken, davacının tavsifiyle bağlı kalınarak, süregelen uygulamanın dışına çıkılıp B.K. 105 yerine 102. madde hükmünden hareketle fazlaya hükmedilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle kararın bozulması gerekir.
4 -Hakemlerce "Gecikerek iade edilen Gümrük Vergisi zararı" adı altında hüküm altına alınan 1.175.529.982 TL. de dava dilekçesinin 64-69. sayfalarında açıklanan sekliyle bir para borcunun ödenmesinde temerrüde düşülmesi a on ucu uğranılan zarardan ibarettir. Bu alacağın tahsilinde alacaklı geçmiş günler faizine hak kazanmıştır (B. K. md.103). Faizle karşılanmayan zarar ise aynı Kanunun 105. maddesinde yerini bulan "munzam zarar "dır . Alacağın tahsilinde faiz hakkını saklı tutmayan davacı B.K.nun 113. maddesince faiz hakkından yoksun kaldığına göre, bu kez istenen zarar karşılığından bilirkişiye hesaplattırılacak faizin tenziliyle kalanına hükmedilmesi gerekirken, faiz isteme hakkı olmadığı halde faiz karşılığının da zarar adı altında tahsili sonucunu doğurur biçimde hüküm tesisi yukarıda hakedişlerin geç ödenmesi nedeniyle açıklanan nedenler yasaya uygun olmamıştır.
5-Hakedişlerin bono ve tahville ödenmesi nedeniyle uğranılan zararın giderilmesi istemine gelince;
Hakem heyetince Karar yerinde (shf. 60 vd.73. vd.) tartışılıp, icabetle takdire varılarak hak edişlerin gelir ortaklığı senetleri ile (GOS) ödenmesi için davacının verdiği taahhütnamenin geçersizliği kabul edilmiştir. Davacı ortaklığın GOS ile yapılan ödemeler sonucu zararı, öncelikle nominal değeri hakediş tutarına denk GOS.nun vadesinden önce elden çıkarılmasıyla "elden çıkarma bedeli" ile "nominal değer" arasındaki farktan ibarettir. Bu fark bilirkişice yöntemine uygun saptanan ve tahsiline karar verilen 935.729 ABD Dolarıdır. Davacının, noksan aldığı bu miktar alacak için bulduğu finans karşılığı zararı ise, yine bilirkişice saptanıp tahsiline hükmolunun 79.588.88 ABD. Dolarıdır. Sözü edilen bu iki kalamin hüküm altına alınmasıyla GOS ile ödemeden doğan zararın giderildiği açıktır. Bundan öteye gidilerek, GOS ların vadesi beklense idi getireceği gelir olarak 266.007 ABD. Dolara daha elde edileceği varsayımından hareketle davacının uğradığı zarardan fazlaya hükmedilmesinde de isabet görülmemiştir.
6-Fiyat farkı kesintilerinden doğan finans gideri istemine gelince: Kararın yukarıda 2 nolu bendinde gösterilen nedenlerle fiyat farkı kesintilerinden doğan 2.051.197.55 ABD. Doları hakkındaki istemin reddi gerekmekle, buna dair finans giderinden de sözedilemiyeceğinden 276.873.04 ABD Doları hakkındaki istemin kabul ve tahsiline Karar verilmesi de isabetli görülmemiştir:
SONUÇ : Yukarıda (1.) bendde yazılı nedenlerle davacı yanın tüm, davalı İdare ve Müdahilin diğer temyiz itirazlarının reddine; (2.), (3.), (4.). (5.) ve (6.) bendlerde açıklanan nedenlerle hakem kararının temyiz eden davalı İdare ve Müdahil yararına BOZULMASINA 750.000 TL. duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı ve müdahile verilmesine, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya, ödediği temyiz peşin harcınında istek halinde temyiz eden davalı Karayolları'na geri verilmesine, 23.3.1999 gününde
oybirliğiyle karar verildi.
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini