 |
T.C.
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
E. 1998/3507
K. 1998/4108
T. 6.11.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı ..... İnşaat San. ve Tic. A.Ş. ile davalı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü arasında çıkan anlaşmazlığın çözülmesi için seçilen Hakem kurulu tarafından verilen 29.4.1997 tarihli kararın temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve dosya Ankara 4.Asliye Ticaret Mahkemesince 1.9.1998 Tarih ve 1997/653 D.İş sayılı yazı ile gönderilmiş olmakla temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Yanlar arasındaki 10.5.1993 günlü sözleşmenin "İhtilafların Halli" başlıklı 67. maddesinde; bütün anlaşmazlıklar veya görüş ayrılıklarının Uluşlararası Ticaret Odaları Uzlaştırma ve Hakemlik Kuralları'na uygun olarak atanacak bir veya daha fazla sayıda hakem tarafından çözümleneceği hükme bağlanmış, davacı ve davalının teklif ettiği hakemler ile bunların birlikte tayin ettikleri hakem olmak üzere üç Türk hakem uyuşmazlığın halli için yetkilendirilmiştir.
Hakemlerce oluşturulan 29.4.1997 günlü kararla; sözleşmenin değişen şartlara uyarlanması suretiyle davanın açıldığı 17.10.1995 tarihinden itibaren, her hakediş döneminde fiilen kullanılan PVC hammadesi miktarının o dönemdeki ..... AŞ. satış fiyatıyla bulunacak tutarı ile sözleşme ( teklif ) fiyatlarıyla o hakediş içinde ödenen tutarı arasındaki farkın % 80'ini PVC hammadde fiyat farkı olarak FF:=% 80 ( Mp-Mö ) davalının davacıya ödemek zorunda olduğu ( % 15 + % 5 )=% 20 sine müteahhidin katlanması gerektiği, fiyat farkı olan 34.344.999.721 Tl.nın tahsili talebi ile sedde kazıları ve dolguları masrafı 3.000.000.000 Tl. ödetilmesi isteminin reddi, hakedişlerin geç ödenmesinden ötürü 717.673.878 Tl. faiz alacağının tahsili, yine hakedişlerin geç ödenmesi nedeniyle davacı yana 18 günlük süre uzatımı verilmesi ve buna karşılık gelen 1.406.845.869 Tl.lık 1995 yılı ödeneğinin 1996 yılına aktarılması, davacının bu miktarları aşan taleplerinin reddi, nihayet tahkim masrafları ve diğer ücretlerin paylaştırılması hüküm altına alınmış, kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Bu aşamada öncelikle, MTO tahkim kuralları çerçevesinde seçilen hakemlerce bu tüzük hükümlerine göre verilen hakem kararının niteliği ve anılan tüzüğün 24. maddesinde belirtildiği şekilde hakem kararının
kesin olup olmadığı yönleri üzerinde durulmalıdır. Bir hakem kararının milli ya da yabancı hakem kararı olup olmadığı hususunun saptanması önem taşımaktadır. Çünkü, hakem kararı milli hakem kararı ise, Türk hakem kararlarının tabi olduğu kurallara göre sonucunu icra edecek, yabancı hakem kararı ise, kararın tenfizi ve tanınması söz konusu olacaktır.
Gerek uygulamada, gerekse öğretide bir hakem kararının yerli veya yabancı hakem kararı olup olmadığı ayırımı "otoritesi altında verilen kanun" a göre belirlenmektedir. Şayet, hakem kararı yabancı bir kanunun otoritesi altında verilmişse, o karar -yabancı hakem kararı- sayılır. Kuşku yok ki, burada sözü geçen kanundan maksat esasa değil usule uygulanan kanundur ( Y. HGK. 7.11.1951 gün, 126-109, Y. TD. 18.2.1954 gün ve 487-530, Y.TD. 23.12.1955 gün ve 7745-8401 sayılı kararları ). Somut olayda; uyuşmazlık, tüzel kişiliği haiz bir Türk şirketi ile kamu idaresi arasındadır. Hakem kurulu ise, Türk uyruğu taşıyan kişilerden teşekkül ettirilmiştir. Yargılama Türkiye'de sürmüş, karar burada verilmiştir. Ancak MTO tahkim kurallarının uygulanması ile hakem prosedürü ve hakem kararı tüzük hükümleri dairesinde cereyan etmiştir. Sözleşmeden kaynaklanan borç ilişkisinde yabancı unsur mevcut olmamakla birlikte, tahkim sözleşmesi veya koşulunda MTO hakemliğine başvurulacağı taraflarca kabul edilmişse, bu konudaki uyuşmazlık üzerine Türkiye'de verilen hakem kararları yerli hakem kararı sayılır ( Y. l5. HD. 20.6.1996 gün ve 2781-3533 sa. ka ). Esasen, MTO bir kısım ulusların meydana getirdiği resmi bir topluluk değil, değişik ülkelerden tacir ve sanayicilerin kurduğu özel bir teşekküldür. Tüzüğü, belli bir devletin mevzuatı niteliğinde olmadığından, kamu kurumu vasfı da yoktur. Tüzük hükümleri, kanun gücü taşımadığından, kamu düzenine ilişkin emredici mahiyette de sayılmazlar. MTO hakem divanı ve sekreteryası bir kamu kurumu sayılmadığı için hakem kararlarını kontrol eden, onlara kesinlik ve kamu gücüne dayanan cebri icra kabiliyeti izafe eden bir makam da değildir. MTO tüzük kuralları altında verilen kararlar muayyen bir yabancı kanuna tebaen verilmiş karar sayılmıyacağından, sonuçta yabancı hakem kararı olarak nitelendirilemez. Öte yandan, hakem kararının divan ve sekreterliğe verilmesi ve oraca tasdik edilmesi hakem kararına mülkiyet izafe edilmesine de neden olmaz ( Prof. Dr. Rabi Koral "Hakemliğin Milliyeti ve Yargıtay XV. Hukuk Dairesinin 1976 Tarihli Kararının Eleştirisi" İstanbul 1979 sh. 419 vd. ).
Bu itibarla, yanlar arasındaki uyuşmazlığı gideren hakem kararı yabancı bir hakem kararı değil, Türk hakem kararıdır ve Türk hakem kararlarının tabi olduğu prosedüre tabi olması gerekir. MTO Uzlaştırma ve Tahkim Tüzüğü'nün 24. maddesinde; hakem kararının kesin olduğu ve tarafların uyuşmazlığı MTO'na getirmekle verilecek kararı derhal icra etmeye ve hukuken mümkün olsa bile temyiz yoluna başvurmamayı kabul ettikleri, hükme bağlanmış olsa da, bu karar Türk hakem kararı olarak Türk kamu düzeninin emredici kurallarına tabi bulunduğundan ve HUMK.nun 535. maddesi uyarınca temyizden peşinen feragat geçerli sonuç doğurmayacağından, hakem kararının kesinliğinden de bahsedilemez.
Yukardan beri yapılan açıklamaya göre; taraflarca, Türk hakem kararına karşı temyiz itirazları ileri sürüldüğünden, temyiz istemlerinin incelenmesi gerekmiştir.
SONUÇ : Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabatsizlik bulunmamasına göre tarafların temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun görülen hakem kurulu kararının ONANMASINA , aşağıda yazılı bakiye 344.900 lira ilam harcının temyiz eden davacıdan, 76.054.000 lira ilam harcınında temyiz eden davalıdan alınmasına, 6.11.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.