 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E:1998/1897
K:1998/2631
T:17.06.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KARAR
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın şumulü dışında kalarak kesinleşmiş cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün bulunmamasına göre davalının tüm, davacının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Faiz, asıl alacağın bir bölümü olmayıp, onun feri nitelikte ve fakat ayrı bir alacaktır. Davalı iddianın genişletilmesine muvafakat etmezse davacının asıl alacak davasında ıslah yolu ile bile faiz istemesine imkan yoktur. Zira ıslah yolu ile müddeabih artırılamaz. (HUMK.87/ Son md.) Bu halde ancak faiz için ayır bir dava açılabilir.
Somut olayda, davacının her ne kadar dava dilekçesinde faiz talebi mevcut değil ise de bilahare verdiği 05.06.1992 tarihli dilekçesinde dava tarihinden itibaren kanuni faiz talebinde bulunmuş, bu dilekçe 08.06.1992 tarihli oturumda dosya arasına konularak davalı vekiline elden tebliğ edilmiştir. Davalı vekili dilekçe içeriğine muttali olduğu halde davacının sonradan faiz istemesine iddianın tevsi edildiği yolunda karşı çıkmamış ve böylece tevsie zımnen muvafakat etmiştir. Davalı tarafın iddianın genişletilmesine muttali olduğu halde zamanında bir itirazda bulunmaması nedeniyle (HUMK.185/2 Md) ve esasen davacının adına bankaya yatırılan paranın tahsili anında faiz yönünden itirazi kayıt ileri sürdüğü de gözetilerek, HGK.nun 28.03.1990 gün, 5/96/206 sayılı kararı doğrultusunda hüküm altına alınan alacağı dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile faiz talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, karar bu yönden bozmayı gerektirmiş ise de bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK.438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ:Yukarıda (2) bendde yazılı nedenlerle, yerel mahkeme kararının hüküm fıkrasının 5. Bendinde yer alan " Davacının faiz talebi olmadığından lehine karar verilmesine yer olmadığına, -Her ne kadar davacı dilekçesinin sonuç bölümünde her türlü dava ve avukatlık ücretini beyan etmişse de bu yazılı beyanı faizi kapsamadığı açıkça yargılama giderini kapsadığı, bu nedenle açıklatmaya gerek olmadığı gerekçesiyle-" kelime dizelerinin taamıyla hüküm fıkrasından çıkarılmasını, yerine "Hükmolunan 107.575.544 TL. alacağa 27.12.1991 dava tarihinden itibaren 01.01.1998 tarihine kadar %30, bu tarihten tahsil tarihine kadar %50 yasal faiz yürütülmesine" kelime dizelerinin yazılmasına, hükmün değiştirilmiş ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, (1) bendde yazılı nedenlerle davalının tüm, davacının ise diğer temyiz itirazlarının reddine, duruşmada vekille temsil olunmayan davacı yararına duruşma vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, fazla ödediği temyiz peşin harcının temyiz eden davacıya geri verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 3.099.100 Lira ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 17.06.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.