 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/5606
Karar No : 1998/852
Tarih : 05.03.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahkemesince verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı 3. kişi vekili tarafından istenmiş, davalı 3. kişi vekili 23.12.1997 tarihli dilekçe ile duruşma talebinden vazgeçmiş ve imzası tevsik edilmiş, temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
1- Dava İİK'nin 277 ve ardından gelen maddelerince açılmış iptal davasıdır. Davanın dinlenebilmesi için ön şart, iptali istenilen tasarrufun borcun doğumundan sonra yapılmasıdır. Takip talebinde borcun dayanağı olarak 26.1.1996 tarihli sözleşme gösterilmiştir. Dosyaya giren akit tablosuna göre tasarrufun 30 Ekim 1995 tarihinde yapıldığı açıktır. Davacı tarafça yargılama aşamasında ibraz edilen 10 Şubat 1994 tarihli "Borç Protokolü" başlıklı belge ile borcun 10 Şubat 1994'te doğduğuna değinen 26 Ocak 1996 tarihli belge adi yazılı biçimde olup, HUMK'nin 299/ilk mad. uyarınca olayda 3. kişi durumunda olan davalı alacaklıyı bağlamaz.
Bu sebeple anılan iki belgenin varlığıyla borcun tasarruftan önce doğduğu kanıtlanmış olmaz. Davalı tasarruftan önce böyle bir borç bulunmadığını ileri sürdüğüne göre, aksini ileri süren davacının iddiasını yasaya uygun kanıtlarla ispatlaması için kendisine olanak tanınıp ve hatta dava dilekçesinde "her türlü deliller" denildiğinden yemin beyyinesine de başvurulabileceği hatırlatılarak sonuca gidilmesi yerine mevcut belgelerle yetinilerek hükme varılması isabetli olmamıştır.
2- Kabule göre de, tasarrufa konu taşınmazın üzerinde 8 ve 20 milyarlık olmak üzere 28 milyar TL'lik 3. şahıslar lehine, 25 milyar liralık da alıcı lehine mevcut ipoteklerle ve haciz, intifa hakkı gibi tüm yükümlülükleriyle birlikte 1 milyar liraya satıldığı akit tablosundan anlaşılmaktadır. Yükümlülükler toplandığında satış bedeli 54 milyara varmakta iken, bilirkişilerce tasarruf tarihinde takdir edilen değer 12.271.494.824 TL'dir. Bu tutarsızlığın üzerinde durulmadan, özellikle T.Halk Bankası ile T.Petrolcülük A.Ş.lehine olan ipoteklerin teminat ipoteği olup olmadığı, satış tarihinde bu teminatlar karşılığı gerçek borçlar saptanmadan;
Alıcı davalının ibraz ettiği belgeler ve ileri sürdüğü kanıtlar araştırılıp tapuda gösterilmesine rağmen, satış bedeli olarak gerçek ödemeler tespit edilmeden noksan araştırmayla hükme varılması bozma nedeni olduğu gibi HUMK'nin 388. mad. uyarınca iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti yanında anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, iki taraf hakkında toplanan deliller belirlendikten sonra, delillerin tartışılması, red ve üstün tutulma sebepleri sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep karar yerinde belirtilmeden soyut İİK'nin 277. ve 280. maddelerine atıf yapılarak ve alacağı miktarıyla sınırlı olduğuna yer verilmeksizin tasarrufun iptaline şekilde hüküm tesisi de usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ : Yukarıda 1. ve 2. bentlerde yazılı nedenlerle kararın temyiz eden davalı 3. kişi yararına BOZULMASINA, istek halinde ödediği temyiz peşin harcının temyiz eden davalı 3. kişiye geri verilmesine 5.3.1998 tarihinde oybirliği ile karar verildi.