 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/4967
Karar No : 1998/637
Tarih : 23.2.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
SÖZLEŞMENİN FESHİ DAVASI
DÜZENLEME SATIŞ VAADİ VE KAT KARŞILIĞI İNŞAAT
SÖZLEŞMESİ
KARAR ÖZETİ: Sözleşmeye uygun olarak davalı yükleniciye satış yetkisi verilmiş olduğu halde, davalı hakkında güven sarsıcı şekilde icra takipleri yapılması, gönderilen ihtara rağmen istenen teminatın verilmemesi tesbit edilen inşaat seviyesine göre, işin kalan sürede tamamlanamayacak bulunması karşısında, iş sahibi davacılar yönünden sözleşmenin fesih koşullarının oluştuğunun kabulü gerekir.
(818 s.BK.m.355, 358)
Mahalli mahkemesinden verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacılar vekili tarafından istenmiş olmakla, temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü.
Davacılar vekili 20.10.1995 tarihli dava dilekçesinde; davalı yüklenicinin 9.6.1994 tarihli düzenleme şeklinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile davacılara ait arsa üzerine inşaat yapımını üstlendiğini, sözleşmeye göre işin süresi 14 ay olup, temel ruhsatının alındığı 11.8.1994 tarihinden itibaren sürenin 11.10.1995 tarihinde sona erdiğini, yaptırılan tesbitte inşaatın %40 seviyesinde olduğunun kalan işlerin ise 10 ayda tamamlanabileceğinin saptandığını, davalıya Sözleşmenin 23. madde gereği bir dükkan bir dairenin satış yetkisi verilmiş olup bu bağımsız bölümlerin satışından elde edilen paranın dahi inşaata sarf edilmediğini, davalının belediyeye, sigortaya ve 3. şahıslara olan borçlarından dolayı taşınmaz üzerine haciz konulduğunu, ek süre verilse dahi davalının inşaata devam etme imkanı olmadığını ileri sürerek sözleşmenin feshine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevabında; davacıların ihtara rağmen Sözleşmenin 23. maddesine uygun olarak satış yetkisi vermediklerini, taşınmazdaki belediye hissesini davacıların satın alması gerekirken 19.4.1995 tarihinde 38.430.000 TL ödeme yaparak davalının satın aldığını, aynı zamanda inşaatın sıhhi tesisat taşeronluğunu üstlenen arsa sahibi Sebahattin'in ikinci kattan sonra taahhüdünü yerine getirmediğini, satılan dairenin tapusu verilmediğinden bedelinin tahsil edilemediğini alıcının da satın almaktan vazgeçtiğini, davacıların inşaatın yapımına da fiilen engel olduklarını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Yerel mahkemenin, kendi edimlerini yerine getirmeyen davacıların karşı taraftan edimini yerine getirmesini istemiyeceği gerekçesi ile davanın reddine dair kararı davacılar tarafından temyiz olunmuştur.
Yanlar arasındaki 9.6.1994 tarihli Düzenleme Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesine göre işin süresi temel ruhsatını müteakip 14 ay olup temel ruhsatı 11.8.1994 tarihinde alındığından süre 11.10.1995 tarihinde sona ermektedir. Davacı talebi ile mahallinde 31.8.1995 günü yaptırılan tesbitte alınan bilirkişi raporuna göre inşaatın seviyesi %40 kalan işlerin ikmali için gerekli süre ise 10 aydır. İnşaatta ihzarat olarak malzeme mevcut olmayıp inşaat büyük ölçüde durmuş vaziyettedir. Daha sonra yargılama sırasında alınan 21.5.1996 tarihli bilirkişi raporuna göre ise inşaatın ikmal oranı %48.62 dir. Davalıya dükkanların ve bir dairenin satış yetkisi verilmiş olup güven sarsıcı şekilde davalı hakkında yapılan icra takipleri, davacıların 18.7.1995 tarihli ihtarla teminat verilmesini istemelerine rağmen davalının buna yanaşmaması, inşaat süresinin bitimine çok az bir süre kala inşaatın seviye durumu nazara alındığında davacı arsa sahipleri yönünden fesih şartları oluştuğu halde davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, karar bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ Yukarda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacılar yararına (BOZULMASINA), 6.000.000 TL. duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, ödediği temyiz peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 23.2.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.