 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/4213
Karar No : 1997/5603
Tarih : 25.12.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
YABANCI HAKEM KARARININ TENFİZİ DAVASI
TAHKİM KOŞULU
TAHKIM USULÜ
KARAR ÖZETİ: Taraflar arasındaki, tahkim koşulu içeren sözleşmenin 35. maddesinde yer alan, "(yürürlükteki Türk Kanunları)" ibaresi, sadece maddi hukuk değil usule ilişkin kuralları da kapsayan bir ibare kabul edilip Türk Usul Hukuku uygulanması gerekirken, İsviçre Usul Hukukunun uygulanması suretiyle verilen hakem kararının tenfizi isteminin reddi gerekir.
(2709 s. Anayasa m. 90)
(2675 s. MÖUHK. m. 43,44,45)
Mahalli mahkemesinden verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasında 26.11.1976 tarihinde yapılan sözleşme ile müvekkilinin davalıya karşı Soma Termik Santral yapımını üstlendiğini, bilahare uyuşmazlık çıkması üzerine sözleşmenin 35. maddesi uyarınca tahkim koşulu olduğundan Milletlerarası Ticaret Odasının tahkim kurallarına göre oluşan hakem kurulunun verdiği kararın yabancı hakem kararı niteliğinde olduğunu ve Zürih kanton Yüksek Mahkemesi'nce tenfiz kabiliyetini haiz olduğunun tasdik edildiğini, New York Sözleşmesindeki yabancı hakem kararının tenfizi için gerekli koşulların oluştuğunu belirterek 31.1.1994 tarihli yabancı hakem kararının tenfizine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında, hakem kararının yabancı hakem kararı niteliğini taşımadığını, sözleşmede tahkimin hangi devletin usul kanununa tabi olacağının açıkça belirtildiğini "yürürlükteki Türk Kanunları" ibaresinin Türk Maddi ve Usul Kanunlarını kapsadığını, hakem mahkemesinin Türk Usul Hukukuna ilişkin kanunları uygulamak suretiyle karar vermeleri gerekirken, İsviçre Usul Hukukunun uygulanmasını kararlaştırdıklarını bunun da HUMK.nun 45/8. maddesine aykırı bulunduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece tenfizi talep edilen hakem kararının yabancı hakem kararı olduğu ve New York Sözleşmesinin uygulanması gerektiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 35/3. maddesinde hakemi heyetinin kararlarında bu sözleşme hükümleri ile yürürlükteki Türk Kanunlarını esas alacağının öngörüldüğü "Türk Kanunları" tabirinin maddi hukuk kurallarını kapsadığını, uygulanacak usul hukuku kuralları bakımından bir açıklık bulunmadığından yabancı usul hukukunun uygulanmış olmasının tek başına Türk kamu düzen ine aykırılık da teşkil etmeyeceği ve New York Sözleşmesinde öngörülen koşulların oluştuğu gerekçesiyle hakem kararının tenfizine karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık yabancı hakem kararının tenfizi istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 35. maddesinin 1. paragrafında "Bu sözleşme uygulanmasından dolayı taraflar arasında doğabilecek anlaşmazlıklar, üç kişilik bir Hakem Heyeti tarafından çözümlenir. "2. paragrafında "Hakem Heyeti, Uluslararası Ticaret Odasının uzlaştırma ve hakem kuralları gereğince kurulur." 3 paragrafında da "Hakem Heyeti kararlarında bu sözleşme hükümleri ile yürürlükteki Türk Kanunlarını esas alacaktır" ve son paragrafında ise "Tahkim usulüne müracaat edildiği takdirde yer olarak İsviçre, Zürih seçilecek tahkim raporlarında hakemlerce aksi kararlaştırılmadıkça lisan İngilizce olacaktır." denilmektedir.
Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve İcrası hakkındaki 10.6.1958 tarihli New York Sözleşmesi 21.5.1991 gün ve 20887 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış 3731 sayılı yasa ile onaylanarak iltihak senedinin anılan sözleşmenin Xll. maddesine göre Birleşmiş Milletler Teşkilatı Genel Sekreterliğine tevdii ile doksanıncı gün yürürlüğü girmiştir. Diğer taraftan tamamen bu sözleşmeden esinlenmek suretiyle düzenlenmiş bulunan 22.5.1982 gün 17701 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2675 sayılı milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 43, 44 ve 45. maddeleri ile yabancı hakem kararlarının tenfizi konusunda yasal düzenleme getirilmiştir. Anayasanın 90. maddesinin son fıkrası uyarınca usulüne göre yürürlüğe konulmuş olan milletlerarası antlaşmalar kanun hükmünde olduğundan düzenledikleri alan içinde özel hüküm niteliğinden sayılacağından uyuşmazlık konusu yabancı hakem kararının tanınması ve tenfizi konusunda da New York sözleşmesinin uygulanması gerekmektedir. New York Sözleşmesinin 1. maddesi uyarınca sözleşme tanınması ve icrası istenen devletten başka bir devlet toprağında verilen hakem. kararlarının tanınması ve icrası hakkında uygulanacağından dava konusu hakem kararı da bu sözleşmenin kapsamında kalmaktadır. O halde burada yabancı hakem kararının tanınması ve tenfizi için sözleşmede öngörülen koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin incelenmesi gerekmektedir. Sözleşmenin V/1.d maddesine göre, hakem mahkemesinin teşekkülünün veya hakemlik usulünün tarafların anlaşmasına ve anlaşma olmayan hallerde hakemliğin cereyan ettiği yer kanunu hükümlerine uygun olması gerekir.
Aksi hal, tanıma ve tenfiz isteminin reddine neden sayılır.
Bu durumda sözleşmede hakemlerin uygulayacakları usul taraflarca kararlaştırılmış ise, hakemlerce buna aykırı olarak hakemliğin cereyan ettiği yer kanunu hükümleri uygulanamaz. Hakemlerce oyçokluğu ile tarafların tahkim usulüne uygulanacak hukuk konusunda farklı görüşlere sahip olduklarından tahkim yerinin Zürih-İsviçre olduğu ve tahkimin İsviçre Hukuk düzenine tabi olacağı kararlaştırılmıştır. Ayrıca tarafların tahkim usulüne uygulanacak hukuku belirlemediklerinden hakem heyetinin İsviçre Milletlerarası Özel Hukuku nun 182 (2). maddesini esas almak suretiyle usule uygulanacak hukuku belirleyeceği ifade edilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin "Anlaşmazlıklar" başlıklı 35. maddesinin yukarıda aynen alınan paragraflarındaki düzenlemenin sadece maddi hukuk kurallarını mı, yoksa maddi hukuk kuralları ile birlikte ayrıca usul hukuku kurallarını da kapsayıp kapsamadığının saptanması önem taşımaktadır. Sözleşmenin 35. maddesinin 3. paragrafında hakem heyetinin kararlarında yürürlükteki Türk Kanunlarını esas alacağı vurgulanmaktadır. Yürürlükteki Türk Kanunlarının amacı halen Türkiye'de yürürlükte bulunan tüm kanunları ifade etmektedir. Bu tabir hem' maddi hukuk kurallarını ve hemde usul hukuku kurallarını içeren bir kavramdır. Taraflar bu madde de sadece maddi hukuk kurallarını amaçlamış olsalardı bu takdirde "Türk maddi hukuk kuralları" demekle yetinirlerdi. Zira sözleşmenin 35. maddesinde ayrıca hakem heyetinin Uluslararası Ticaret Odası'nın uzlaştırma ve hakem kuralları gereğince kurulacağı, tahkim usulüne müracaat edildiği takdirde yer olarak İsviçre, Zürih seçileceği ve tahkim raporlarında hakemlerce aksi kararlaştırılmadıkça lisanın İngilizce olacağı belirtilmiştir. Taraflar hakemlere İngilizce dışında başka bir lisan belirleme yetkisi verilmiş, tahkim yeri gösterilmiştir. Taraflar yürürlükteki Türk Kanunlarının sadece maddi hukuk kurallarına ilişkin hükümleri ihtiva ettiğini düşünselerdi, lisan seçme ve tahkim yeri dışında, uygulanacak usulü de belirtirlerdi. 35. maddedeki uyuşmazlıklara ilişkin bu teferruatlı düzenlemeye bakıldığında, usule uygulanacak hükümler konusunda sözleşmede bir boşluk bulunduğundan söz etmek mümkün değildir. 35. maddenin 3. fıkrasında sözü edilen "yürürlükteki Türk Kanunları" ibaresinin usul kanunlarını da kapsayacağı duraksamaya yer vermeyecek kadar açıktır. Bu nedenle, milletlerarası tahkimin özelliği gereği, gösterilen hukukun sadece esasa ilişkin hukuku kapsayacağı ve açıkça Türk Usul Kanununun uygulanacağı gösterilmediği sürece, uygulanacak usul bakımından sözleşmede boşluk olduğu yolundaki görüş "yürürlükteki Türk Kanunları" ibaresi karşısında bir değer taşımamaktadır. Bir an için 35. maddenin 3. fırkasında yürürlükteki Türk Kanunlarının esas alınacağının sadece hakemlerin "kararları" için öngörüldüğü ileri sürülse bile; "kararlarındaki" ibaresi sadece "nihai karar" olarak sınırlandırılamaz. bunun dışında yargılamanın yürütülebilmesi için hakemlerce verilen ara kararlarında ihtiva edip, bu ibare yargılama aşamasını da kapsamakta; başka bir deyişle tüm yargılamayı da içeren bir kavram olarak kabul edilmelidir.
Yukarıda yapılan bu açıklamalar karşısında; taraflarca, usule uygulanacak hukuk kuralları da sözleşmede belirlendiği halde, hakem kurulunun bu belirlemenin sadece maddi hukuk kurallarını içerdiği ve usule ilişkin kurallar bakımından taraflarca bir düzenleme yapılmadığından bahisle; usule uygulanacak kuralların Türk Usul Kanunları dışında belirlenmesi ve hakemlik prosedürüne aykırı olarak İsviçre Usul Kanunu hükümlerinin uygulanmasının New York Sözleşmesinin V/i -d maddesine aykırılık teşkil edeceği ve bu durum tanıma ve tenfiz isteminin reddini gerektirdiğinden, bunun için ayrıca kamu düzeninin ihlal edilmiş olması koşulunun araştırılmasına da gerek bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemenin yabancı hakem kararının tanınması ve tenfizi isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, aksine düşünce ile yazılı olduğu şekilde davanın kabulü usul ve yasaya aykırı bulunduğundan.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına (BOZULMASINA), davalı duruşmada vekille temsil edildiğinden 6.000.000 TL. duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 25.12.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.