 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/1447
Karar No : 1997/2163
Tarih : 16.04.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : 1- E.I.B., 2- İ.G. ile E.K. arasında çıkan anlaşmazlığın çözülmesi için seçilen Hakem Kurulu tarafından verilen 25.1.1997 tarihli kararın temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve dosya Bakırköy 4. Asliye Hukuk Hakimliği'nce 11.3.1997 tarih ve 1995/503 sayılı yazı ile gönderilmiş olmakla temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1- Yanlar arasındaki 10.10.1990 günlü sözleşmenin tahkim şartına ilişkin 10. maddesinde; "Hakem Kurulu kararlarının kesin olacağı ve anlaşmazlıkların ilk toplantı tarihinden itibaren en geç 30 gün içinde hükme bağlanmış olacağı" kararlaştırılmıştır. Gerçekten, HUMK'nun 529. maddesinde belirlenen altı aylık kanunun öngördüğü tahkim süresinin, tahkim usulünde taraflara tanınan irade serbestisi çerçevesinde daha kısa tutulması mümkün olduğıu gibi, belirsiz hale getirilmemesi koşuluyla altı aydan fazla olarak da kararlaştırılması olanaklıdır. Tarafların, kanuni tahkim süresini sözleşmelerinde kısaltmakla, tahkimde sürati sağlayarak, davalarının bir an önce çözümünü arzuladıkları şüphesizdir. Somut olayda, tahkim süresi ilk toplantının yapıldığı 6.12.1996 gününde başladığı ve 6.1.1997 gününde sona erdiği halde, hakem kararı 25.1.1997 tarihinde verilmiş, bu suretle sözleşmede öngörülen tahkim süresi geçirilmiştir. Oysa, tahkim süresinin bitmesinden ve bu yüzden yanlar arasındaki tahkim şartının ortadan kalkmasından sonra yapılan tüm işlemler ve yetkileri kalmadığından verilen hakem kararı batıl olup, artık uyuşmazlığının yetkili ve görevli mahkemede çözümü gerekir. Yetkileri sona eren ve bu nedenle yaptığı işlemler geçerli bulunmayan Hakem Kurulu'nun süre bitiminden sonra verdiği karar usul ve yasaya aykırı olup, bozulmalıdır.
2 - Taraflarca, sözleşmede hakem ücreti tayin ve tespit edilmediği gibi, sonradan kararlaştırılmış bir hakem ücreti de bulunmamaktadır. 13.5.1994 tarih ve 1/3 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nda da açıklandığı üzere, bir kimse kendi işinin hakimi olamayacağından ve kendisini ilgilendiren bir karar veremeyeceğinden hakem ücretinin mahkemece belirlenmesi gerekir. Hakemlerin sözü edilen içtihada aykırı olarak kendi ücretlerini tayin ve tespit de kabul şekli bakımından doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan hakem kararının yukarıda (1) ve (2). bentlerde açıklanan nedenlerle HUMK'nun 533. maddesinin 1 ve 3. bentleri gereğince davalı yararına BOZULMASINA, istek halinde ödediği temyiz peşin harcının temyiz eden davalı'ya geri verilmesine, 16.4.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.