 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/1170
Karar No : 1997/2110
Tarih : 15.04.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı M.S.E. vekili tarafından istenmiş daha sonra, 26.3.1997 tarihli dilekçe ile duruşma isteğinden vazgeçtiğini bildirmiş incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Dava İİK.'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptaline ilişkindir. Tasarrufun iptal edilebilmesi için borcun doğumunun iptale konu tasarruftan önce olması gerekir. Davacı alacaklının alacağına dayanak olan bononun tanzim tarihi 11.6.1996'dır. Buna karşılık tasarruf ise, 7.5.1996 tarihli olup buna göre tasarruf borcun doğumundan öncedir. Ne var ki, senedin düzenlenmesine esas olan temel borç ilişkisi hangi tarihte doğmuş ise borcun doğumu da o tarih olup senedin düzenlenme tarihi borcun doğum tarihi sayılmaz. Ancak senet borcun doğumu ile aynı anda düzenlenmiş ise borcun doğum tarihinin senedin düzenlenme tarihi olarak kabulü gerekir. Bu itibarla davacı alacaklı temel borç ilişkisinin senedin düzenlenme tarihinden önce doğduğunu iddia ediyorsa bu hususu kanıtlaması için imkan tanınmalı ve hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmelidir.
Mahkemece bu doğrultuda inceleme yapılmadan ve borcun tasarruftan önce doğup doğmadığı saptanmadan tasarrufun iptaline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gibi, kabul şekil itibarıyla da İİK.'nun 283. maddesi uyarınca iptal davası sabit olursa sadece tasarrufun iptaliyle yetinilmesi gerekirken tapu iptali ve taşınmazın tekrar borçlu adına tesciline karar verilmesi de doğru değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı borçlu yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı M.S.E.'ye geri verilmesine, 15.4.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.