Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/1137
Karar No : 1997/3196
Tarih : 23.6.1997

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
KARAR
Hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda, sözleşmenin 9.11.1990 tarihinde imzalandığı, yer tesliminin ise 14.12.1990 tarihinde yapılmış olup aradan geçen sürenin 35 gün olduğu, bundan da sözleşmenin süre uzatımına ilişkin 19-A/1 maddede öngörülen 7 günlük süre düşüldüğünde yer teslimi nedeni ile gecikmenin 28 gün olduğu belirtilip buna göre hesaplama yapılmıştır.
Sözleşmenin (işe başlama ve işin bitiş tarihi) başlıklı 4. maddesinde, yüklenicinin sözleşmenin yapılmasından sonra bakanlıkça inşaat sahası sınırlarının belirlenmesi, şantiye ulaşım yolunun .yapılması ve arazinin tesviyesini mutakip 7 gün içinde şantiyeyi tutanak ile teslim almak, inşaat ruhsatının alınmasından sonra, taahhüdünü, sözleşme eki iş programına göre 10 ayda tamamlayarak geçici kabule hazır hale getirmek zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Anılan maddelerden anlaşılacağı üzere işe başlama, inşaat ruhsatının alınması
ve taahhüdün sözleşmedeki iş programına göre yapılması kaydına dayandırılmıştır. Davacı yüklenici inşaat ruhsatı almak için 20.12.1990 tarihinde başvuruda bulunmuş, verdiği iş programı da, davalı idarece 7.1.1990 tarihinde onanmış, onanan iş programında da, işe başlama tarihli 1.1.1991 olarak gösterilmiştir.
Bu durumda gerek 4 ve gerekse 19 maddeye göre, işin süresine, yer tesliminde gecikildiği belirtilen süre etkili olmayacağından, sözleşme tarihi ile yer teslimi tarihi arasında geçtiği ileri sürülen 28 günün süre uzatımı olarak nazara alınması mümkün değildir. Bu sürenin iş
süresine de etkisi yoktur. Buna karşın, bilirkişilerce, sözleşme tarihi ile, yer teslimi tarihi arasında geçen 35 günlük süreden, 7. Gün çıkarılarak 28 gün yer teslimindeki gecikmeden bahsedilip, bu sürenin de süre uzatımına ilave edilmesi yerinde değildir.
Öte yandan, hakedişlerin geç ödenmesinden dolayı sözleşme uyarınca süre uzatımı verileceği ve böylece 574.59 gün süre uzatımı verilmesi gerektiği bilirkişilerce kabul edilmiştir.
Sözleşmenin 19-A/3 maddesi ile 21.3 maddesine göre ara hakedişlerin muhasebeye intikalinden sonra 15 gün içinde ödeme yapılmaması halinde gecikilen süre kadar süre uzatımı verileceği öngörülmektedir. Bilir kişilerce ilk 5.hakedişte onay tarihi belli olduğundan bu tarihlere 15 gün ilave edilerek hesaplama yapılmış, onay tarihi belli olmayanlar içinde BİGŞ.nin 39. maddesi ile, sözleşmenin 19-A/3 maddesi birlikte değerlendirilerek, tanzim tarihine 45 gün ilavesi ile hak edişlerin ödenmesi gerekli tarih bulunmuş, böylece, ödemelerdeki fiili gecikme süreleri belirlenerek, gecikme süresi, dolayısıyla verilmesi gereken süre uzatımı 574.69 gün olarak belirlenmiştir. Sözleşmede yer alan hak edişlerin kararlaştırılan sürede ödenmemesi halinde gecikilen gün için süre uzatımı verilmesi hükmüne uyulurken, sözleşmeye göre günlük hakedişin bulunması, geciken hakediş tutarının buna oranlanması suretiyle verilmesi gereken sürenin kuralına uygun biçimde hesaplanması gerekirken, miktarına bakılmaksızın, her hakediş için gecikilen süre kadar gün üzerinden sonucu giden bilirkişi raporunun hükme esas, alınması da doğru olmamıştır.
Diğer taraftan sözleşmenin 41/7. maddesi BİGŞ.nin sözleşme eki olduğu belirtilmiştir. Anılan Şartnamenin 39. maddesinde, ara hakedişlere itirazın ne şekilde yapılacağı belirtilmiş olup, itirazın buna uygun olarak gerekçeleri belirtilip, yüklenicinin idareye vereceği ve bir örneğini de hakediş raporunu ekliyeceği dilekçesinde açıklaması, hakediş raporunu idareye verilen ....tarihli dilekçemde yazılı ihtirazı kayıtla cümlesini yazarak imzalaması gereklidir. Yüklenici itirazlarını bu şekilde bildirmediği takdirde, hakedişi olduğu gibi kabul etmiş sayılır denilmektedir. Bu husus, taraflar arasında delil sözleşmesi
niteliğinde olduğundan hakimin resen nazara alması gerekir.
O halde mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar gözetilmek ve bu doğrultuda yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulundan gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak, hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar nazara alınmadan, yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olduğundan bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA 23.6.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini