 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/6042
Karar No : 1996/6014
Tarih : 13.11.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davalı alacaklı vekili ile davacı 3. kişi vekili taraflarından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1. Davacı vekili, temyize cevap dilekçesiyle hükmü temyiz etmiştir. Ne var ki, bu temyizini harçlandırmadığı gibi, temyiz defterine de kaydettirmemiştir. Bu durumda, usulüne uygun bir temyiz bulunmadığından istemin reddi gerekmiştir.
2- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı alacaklı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
3- Haciz borçlu şirkete ait fabrikada yapılmıştır. Ödeme emri de bu yerde tebellü edilmiştir. Hacizde borçlu şirketin müdürü hazırdır. 3. şahıs ile borçlu arasında yapılan kira sözleşmesi, soyut fabrika kiralanması şeklinde olmayıp işletme ve isim hakkına dair hükümleri de içeren karma bir sözleşmedir. O kadar ki, kiralanan fabrikada, kiralayanın elemanlarının bağlantı çalışmalarını sürdürebileceği ve kiracının, kiralayanın markasını kullanacağı kabul edilmiştir. Alınan bilirkişi raporunda; defter ve belgeler üzerinde yapılan incelemeye dayanılarak, bir kısım malların önce borçluya, ondan da kiracı şirkete fatura edildiği belirtilmiştir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davacı şirket ile borçlu arasında, davacıya ait işyeri olan fabrikayı birlikte çalıştırma hususunda irade birliğinin varlığı ortadadır. Anılan iki şirket arasında muhasebe sistemlerinden yararlanılarak karşılıklı işlemler yapılmasıyla, bu yerin borçlu şirketin adı ile faaliyetlerini sürdürmesine güvenerek ilişkiye girişen üçüncü kişilerin zararına sonuç doğurması beklenemez. O halde, hükmi şahsiyetleri ayrı olan iki ticari şirketin aynı işyerinde adi ortaklık şeklinde faaliyetlerini sürdürdüklerinin ve mahcuzların her ikisine aidiyetinin kabulü ile borçlu şirketin payına hasren davanın kısmen kabulü gerekirken bilirkişi beyanına bağlı kalınarak tümden reddi doğru olmamıştır.
SOUNÇ : 1. bentte yazılı nedenlerle davacının temyiz isteminin reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle davacı alacaklının diğer temyiz itirazlarının reddine ve 3. bentte açıklanan nedenlerle kararın davalı alacaklı yararına BOZULMASINA, ödediği temyizpeşin harcının istek halinde temyiz eden davalı alacaklı'ya geri verilmesine 13.11.1996 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.