 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/5718
Karar No : 1996/6288
Tarih : 27.11.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı B. İnşaat ve İzolasyon İşleri Turizm ve Ticaret Ltd. Şti. vekili; sözlü anlaşma uyarınca davalı şirketin su ve izolasyon işini yaptıklarını, gönderdikleri 61.364.000 liralık faturanın da itiraza uğramadığını, borcun 26.680.000 liralık kısmının davalı şirketin çeki ile ödendiğini, ödenmeyen 34.680.000 liralık kısım için yaptıkları icra takibine de davalının itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı M.M. Ltd.Şti. vekili ise; müvekkili şirket ile davacı şirket arasında bir akdi ilişki bulunmadığını, işi dava dışı Ş.M. isimli kişinin yaptırdığını ve 26.680.000 liranın da kişi tarafından ödendiğini savunarak, davanın husumetten reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme; faturaya davalının itiraz etmediği, dava defterinde faturanın kayıtlı olduğu, davalı şirketin sahibi olan Ş.M'nin kendi şahsi çeki ile ödeme yapmasının düşünülemeyeceği ve ödemenin de başka işten kaynaklandığını davalı tarafın kanıtlayamadığı, gerekçesiyle davanın kabulüne hükmetmiştir.
Kararı, davalı şirket vekili temyiz etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklandığı iddia edilen alacakla ilgili yapılan icra takibine, vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosyada bulunan ve dava dilekçesinde bahsedilen 7.7.1994 tarihli teklif mektubu Ş.M.'ye yazılmış ve iş, bu kişiye teklif edilmiştir.
26.680.000 liralık ödemenin Ş.M.'nin çeki ile yapıldığı da uyuşmazlık konusu değildir.
Faturaya davalı şirket tarafından itiraz edilmemiş, taraflar arasında bir akdi ilişki bulunduğunu göstermez. Ancak, akdi ilişkinin kanıtlanması halinde, itiraza uğramayan fatura -miktar ve bedel yönünden- bir anlam ifade eder. Fatura, davalı şirketin ticari defterlerine işlenmiş olsaydı, o takdirde bu husus, akdi ilişki yönünden yazılı beyyine başlangıcı olur ve ilişki tanıklı kanıtlanabilirdi (15 H.D. 28.6.1995 2059-4021). Oysa, bilirkişi raporuna göre, faturanın davalı şirketin defterine kayıtlı olmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, davacı şirket anılan işle ilgili olarak davalı şirketle akdi ilişkiye girdiğini, başka bir anlatımla, aralarında eser sözleşmesi bulunduğunu kanıtlayamadığından, husumet yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle işin esası hakkında kabul doğrultusunda hüküm tesisi doğru olmamış ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenle davalı yararına husumet yönünden BOZULMASINA ve bozma nedenine göre de işin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, istek halinde ödediği temyiz peşin harcının temyiz eden davalıya geri verilmesine, 27.11.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.