 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/4248
Karar No : 1996/6126
Tarih : 19.11.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılar Z.G., A.G. vekilleri ile davalı M.Y. taraflarından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacılar Z-A.G. vekilleri avukat Ç.U.B. ile vekaletnamesini ibraz eden davalı M.Y. vekili Av. A.A. geldi. Davacı vekili gelmedi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Borçlu, İstanbul Kadıköy Moda Caddesi'ndeki dairesini, 18.11.1991'de oğlu A.G.'ye, A.G. aynı taşınmazı 12.2.1992'de diğer davalı M.Y.'ye, bu kişi ise, 12.8.1992 gününde dava dışı C.Ö.'ye satmıştır. 16.9.1994 tarihinde aynı davalılar aleyhine açılan ilk davada tasarrufun iptali dava edilmiş, ancak gayrımenkulün elden çıkartıldığı gelen kayıtlardan anlaşıldığından, fazla hak saklı tutularak dava 1.000.000.000 TL.'nin tahsili istemi ile bedele dönüştürülmüştür. Bu miktar üzerinden istem gibi verilen karar, borçlu Zeki dışındaki davalıların temyizi üzerine Dairemiz'ce onanarak kesinleşmiştir.
Anılan davada M.Y.'nin taşınmaz malı elinden çıkardığı tarihteki değeri 8 milyar TL. olarak saptandığından, bu kez ilk davada saklı tutulan hakka dayanılarak, 7 milyar TL'nin tahsili istenilmiş, isteme uygun olarak verilen hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle, yanlar arasındaki kesinleşen hükmün varlığına göre aşağıdaki bentler dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir.
2 - İİK'nun 283/2. maddesi açık hükmü uyarınca, iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değiri nakden tazminle sorumlu olan kimse, borçlu değil, "üçüncü şahıstır." Alacağın bir kimsenin tahsili için açılan ve kabulle sonuçlanan ilk davada, borçlunun temyiz yoluna başvurmaması üzerine kesinleşen karar eldeki dava bakımından sonuca etkili olamayacağı için, borçlu hakkındaki tazmin isteminin reddi yerine tahsil kararı verilmesi yasaya aykırı olmuştur. 3 - Davalılardan Aytekin'in elinden çıkardığı tarihteki taşınmaz değeri 2.5 milyar TL. iken, M.Y.'nin elinden çıkardığı tarihte bu değer 8 milyar TL. olmuştur. Bunlardan herbiri taşınmazın ellerinden çıkardığı tarihteki değeri ile sorumlu tutulacağından ve ilk davada 1 milyar TL. için hüküm kurulduğuna göre, davalılardan A.G. hakkında bu kez hüküm altına alınan 7 milyar TL.'nin, 1.5 milyar TL.'si ile sorumlu olmak üzere müteselsilen tahsil kararı verilmesi yerine, adı geçen davalının 7 milyar TL.'nin tümünden sorumlu olacak şekilde tahsil hükmü verilmesi yanlıştır.
4 - Alacağın bir kısmı için açılan dava dolayısıyla, dava edilmeyen alacak bölümü bakımından temerrüt söz konusu olamayacağı için, faizin dava tarihi yerine, tasarruf tarihinden başlatılması da bozma nedenidir.
5 - Davalılar borcu mahsuben icra dosyasına ödeme yapmakta olduklarını savunduklarından varsa icra dosyasına yapıldığı iddia edilen bu ödemeler ile icra dosyasındaki alacak ve ferilerinin ulaştığı tutar saptanmadan eksik inceleme sonucu mükerrer tahsile neden olacak biçimde hükme varılması da usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın 2. bentde açıklanan nedenlerle davalılardan Z.G., 3, 4 ve 5. bentlerde yazılı nedenlerle diğer davalılar yararına BOZULMASINA, 1. bent gereğince diğer temyiz itirazlarının reddine, 6.000.000 TL. Yargıtay duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak, davalılara verilmesine, istekleri halinde ödedikleri temyiz peşin harçlarının temyiz eden davalılara iadesine, 19.11.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.