 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/3817
Karar No : 1996/6462
Tarih : 05.12.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraflar vekillerince temyiz edilmiş, davacı karşı davalı vekili duruşma istemiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı karşı davalı vekili Ö.B. ile davalı K. davacı vekili avukat V.A. geldiler. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan tarafların avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2 - Davalı kooperatife ait olup dava dışı bir şirket tarafından kaba inşaatları yapılan 92 adet dubleks villanın sözleşmede belirtilen işlerinin davacı yüklenici tarafından ikmal edilmesi 28.6.1992 tarihli sözleşme ile kararlaştırılmıştır. Yapılan ilk işte bir kısım hataların bulunduğu her iki tarafın da kabulünde olup, sözleşmenin 6'ncı maddesinde, mevcut hataların yüklenici tarafından giderilmesi öngörülmüş, keza yer tesliminden önce de işyerinin yüklenici tarafından gezilip görüldüğü belirtilmiştir. Şu haliyle ikmal inşaatının sözleşmedeki tabiriyle bariz hatalarıyla birlikte üstlenildiği anlaşılmıştır. İşin başında davacıya avansı ödenmiş, bilahare 29 ve 30. no'lu konutlarda inşaata engel derecede yapım hatalır çıkınca kooperatif dahi bu iki bölümde işin durdurulmasını istemiştir.
Yukarıda da değinildiği gibi, iş götürü bedelle üstlenilmiştir. Normal şartlarda yüklenici bu bedel dışında bir fark talep etmeden işi tamamlamakla yükümlüdür. Nitekim B.K. 365/1. maddesi de bunu amir bulunmaktadır. Ne var ki aynı maddenin 2'nci fıkrasında evvelce tahmin olunmayan veya tahmin olunup da iki tarafça nazara alınmayan haller sebebiyle işin yapılması son derece zorlaşırsa bedelin tezyidi ya da aktin feshi yoluna gidilebileceği de açıklanmıştır.
Dava konusu olayda ilk yüklenicinin kaba inşaatı tekniğine uygun biçimde yapmadığında tereddüt yoktur. Dosyada mevcut tüm raporlarda da işin yapımında teknik engeller bulunduğu ve işin devamına imkan verecek tamiratların yapılması gerektiği açıklanmıştır. Bu tamiratların yapılması sözleşmenin 6'ncı maddesi ile de kabul edilmiş ise de, yüklenici bariz hatalar dışında işin devamını zorlayan ve maliyeti artıran teknik hataların zuhur ettiğini belirtmiştir. Mahkemece hükme dayanak alınan bilirkişiler kurulu raporunda çok net biçimde inşaatta mevcut olup giderilmesi gereken hataların 6'ncı madde kapsamına girip girmediği denetime açık biçimde belirtilmemiştir. Bu durumda aktin feshinde kusurun belirlenebilmesi için mahkemece yapılacak iş bilirkişiler kurulundan ek rapor alınarak, işin sözleşmesine uygun biçimde yapılabilmesi için (bariz hatalara göre) sözleşme tarihi itibariyle yüklenici tarafından yapılması gereken harcamaların götürü bedelin üzerinde oluşup oluşmayacağı sözleşmenin imzasından sonra ortaya çıkan ve başlangıçta tahmin olunamayan yani sözleşmede öngörülmeyen hatalı işlerin yapımını son derece zorlaştırıp zorlaştırmayacağı ve böylece fesihte hangi tarafın kusurlu olduğu belirlenip sonucuna göre teminat mektupları ve kar kaybı taleplerinin ve karşı davanın karara bağlanmasından ibaret iken bu konuda yeterli açıklama ihtiva etmeyen rapora dayanılarak hüküm tesisi doğru görülmemiş hükmün taraflar yararına bozulması gerekmiştir.
3 - 28.6.1992 tarihli sözleşmenin 4'üncü maddesinde işin tüm bedeli 5.800.000.000 TL. olarak kararlaştırılmıştır. Bu durumda yüklenici alacağının fiziki orana göre belirlenmesi gerektiğinden mahkemece yapılacak iş; davacının yaptığı tüm işin kusur ve nefaset farkları da dikkate alınarak tüm işe göre fiziki oranının tespit edilmesi, bu oranın götürü bedel olan 5.800.000 TL'ye oranlanarak davacı yüklenicinin hakettiği alacağın bulunması ve ispatlanan ödemelerin düşülerek kalan bir alacağı varsa buna göre hüküm tesisinden ibaret iken işin götürü bedelle üstlenildiği dikkate alınmadan hesaplama yapılması doğru görülmemiş hükmün bu nedenle davalı ve karşı davacı kooperatif yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1'inci bentte açıklanan sebeplerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2'nci bent gereğince hükmün temyiz eden taraflar yararına ve 3'üncü bentte gösterilen sebeplerle de davalı (karşı davacı) kooperatif yararına BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil edildiklerinden 750.000 TL. duruşma vekillik ücretinin taraflardan alınarak yek diğerine verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istekleri halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, 5.12.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.