 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/2727
Karar No : 1996/2880
Tarih : 25.05.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraflar vekilince temyiz edilmiş davalı karşı davacı vekili duruşma istemiş olmakla duruşma için tayin edilen günde taraflar vekilleri yapılan tebligata rağmen gelmediklerinden incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra eksiklik nedeniyle iade edilen dosya tekrar gelmekle incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davacı ve karşı davalı idarenin demire dayalı alacağıyla ilgili talebinin zaman aşımına uğradığından bahisle reddine karar verilmiş ise de davada zaman aşımının kesin hesabın onay tarihinden itibaren başlaması gerekir. Kesin hesap 06.07.1989 tarihinde onaylandığına göre dava tarihi olan 18.03.1990 tarihi gözetildiğinde BK.'nun 126/4. maddesindeki 5 yıllık zamanaşımı süresi geçmemiştir. Esasen davalı ve karşı davacı zaman aşımı def'ini esasa cevap süresi içerisinde ileri sürmemiş daha sonraki aşamada ileri sürmüş ise de, bu def'iye davacı ve karşı davalı idarece karşı çıkılmıştır. Bu nedenle de zamanaşımı def'inin reddedilmesi ve davacı idarenin bu talebiyle ilgili olarak işin esasına girilip hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirdi.
3- Davalı ve karşı davacı yüklenici birleşen davada talep ettiği alacağına % 85 nisbetinde ticari faiz verilmesini istemiş olup bu talep 3095 sayılı yasanın 2/3. maddesinde sözü edilen reeskont faizi talebi niteliğindedir. Bu itibarla mahkemece T.C. Merkez Bankası'ndan birleşen dava tarihinde kısa vadeli kredileri uygulanan reeskont faizi oranının sorularak buna göre faize hükmedilmesi gerekirken % 30 nisbetinde yasal faize hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
4- Davacı ve karşı davalı idare davadaki talebini belirlerken irad kaydedilen teminat mektubu bedelini temsil ettiğini belirtmiş, davalı ve karşı davacı yüklenici ise birleşen davada teminat mektubu bedelinin tahsilini istemiştir.
Bu durumda mahkemece davacı idarenin zaman aşımına uğramayan demirden kaynaklanan alacağının da incelenmesi suretiyle sonuçta idare alacağından davadaki talebi gibi irad kaydedilen teminat mektubu bedelleri temsil edilmeli, ancak mükerrer bir uygulamaya sebebiyet verilmemek üzere davalı ve karşı davacı yüklenicinin birleşen davadaki bu kaleme ilişkin talebinin mahsup yapıldığı takdirde reddine karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda (2) numaralı bendde açıklanan nedenlerle hükmün davacı ve karşı davalı idare, (3) numaralı bendde açıklanan nedenlerle davalı ve karşı davacı yüklenici yararına, (4) nolu bendde açıklanan nedenlerle taraflar yararına BOZULMASINA, (1.) bend gereğince tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine, vekili duruşmaya gelmeyen taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istekleri halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, 23.05.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.