 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E. 1996/2702
K. 1996/3402
T. 17.6.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
SÖZLEŞMELERDE GERÇEK AMAÇ
SEÇİMLİK CEZAİ ŞART
TEMİNAT İPOTEĞİ
KARAR ÖZETİ : Eser sözleşmesine konulan seçimlik cezai şartla; ya sözleşmenin icrası, ya da cezanın ödetilmesi istenebileceğinden, tapu devrini isteyerek, iradesini, sözleşmenin icrası doğrultusunda kullanan davacının tazminat isteği kabul edilemez.
Arsa sahiplerinin tapu siciline, kanunun aksine "satılamaz" diye kayıt koydurmalarındaki gerçek amaç teminat sağlamak olduğundan, davacı yükleniciye devri öngörülen taşınmazlar üzerinde arsa sahipleri yararına teminat ipoteği tesis edilerek isteğin kabulü gerekir.
(743 s. MK. m. 781, 918)
(818 s. BK. m. 158/1, 355)
Mahalli mahkemesinden verilen hüküm taraflar vekillerince temyiz edilmiş ve davacı vekili duruşma istemiş olmakla; temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Yanlar arasındaki 2.10.1992 günlü sözleşmenin 17. maddesinde; kooperatif veya arsa sahiplerinden herhangi birisi anlaşma hükümlerine aykırı hareket edecek ve anlaşmanın yerine getirilmesini imkansız kılacak olur veya tek taraflı olarak fesh edecek olursa, karşılıklı olarak birbirlerine 40.000 Mark tazminat ödemeyi kabul ve taahhüt ederler" hükmü yazılıdır. Görülüyor ki, bu maddede hüküm altına alınan 40.000 DM. tutarındaki ceza tazminatı, seçimlik ceza niteliğindedir. BK.nun 158/1. maddesi gereğince aksine sözleşmede hüküm bulunmadığından alacaklı ya aktin icrasını veya cezanın ödetilmesini isteyebilir. Olayda, davacı sözleşmede öngörülen tapu devrini talep ettiğine göre, artık iradesini akdin icrası doğrultusunda kullandığından cezai şartın tahsilini dava edemez. O halde mahkemece, bu yön göz önünde bulundurulmadan cezai şarta ilişkin isteğin reddi yerine, yazılı olduğu şekilde kabulü yanlıştır.
3- Taraflar arasındaki sözleşmenin 5 ve 6. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde; üzerinde bina yapımı kararlaştırılan parseller tapu devrinin maliki olan davalılarca ancak -tapu kaydına satılamaz şerhi konulduktan sonra- yapılmasını öngördükleri, bu suretle tarafların sözleşmedeki edimin yerine getirilmemesi halinde arsa sahipleri yararına bir teminat sağlamayı amaçladığı anlaşılmaktadır. Ne var ki, MK.nun 918. maddesince böyle bir şartın tapu kütüğüne tescilinin mümkün olmadığı açıkça ortadadır. Bu durumda, mahkemece tarafların sözleşmedeki amaçlarına uygun olarak davacı yükleniciye devri öngörülen taşınmazlar üzerinde arsa sahibi davalılar yararına teminat ipoteği tesis edilerek bu bölüm isteğin kabulü gerekirken red olunması da doğru olmamıştır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın ikinci bentdeki nedenlerle davalılar, üçüncü bentde açıklanan nedenlerle de davacı yararına (BOZULMASINA), birinci bent gereğince tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine, 250.000'er TL. avukatlık ücretinin taraflardan alınarak karşılıklı olarak birbirlerine verilmesine, istekleri halinde ödedikleri temyiz peşin harçlarının temyiz eden taraflara iadesine, 17.6.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.