 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
Esas no : 1995/7308
Karar no : 1996/2095
Tarih : 11.04.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraflar vekillerince temyiz edilmiş, davacı vekili duruşma istemiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat K.S. ile davalı vekili Avukat İ.A.geldiler. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle arsanın durumu ile işin ehli yüklenicinin inşaatın doğal seyrinde "iksa"dan sorumlu olmasına ve resmi mercilerden kaynaklanan imkansızlığın kanıtlanamamasına göre, aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Sözleşmenin 6. maddesinde, arsanın, yükleniciye devri işleminin yapılmasının ertesi günü teslimi öngörülmüştür. Tapuda devir işlerinin ipotek tarihi dikkate alındığında, 18.3.1987 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu tarihte davalı paydaş olarak maliktir. Arsada "işgalci" diye nitelendirdiği hurdacının men"ine hak kazanmıştır. Sözleşmeyi müteakip teslim edilecek arsanın durumunu bilen yüklenici, sözleşmede boş olarak teslim koşulunu da koymamıştır. Davacıya karşı yüklenicinin edimini yerine getireceğini taahhütte bulunan diğer paydaşlarla düzenlenen teslime dair adi yazılı tutanak, davacıyı bağlamaz (HUMK.299.md.). Bunlar bir yana, anılan tutanağın düzenlendiği 20.10.1987 tarihine kadar geçen sürede teslim için davalının davacıya bir uyarısı da bulunmamaktadır. Bu sebeple, sözleşmede öngörülen tarihte tesliminin varlığının kabulü gerekir. Aksine kabul, isabetli olmamıştır.
3- Sözleşmenin 8. maddesinin son fıkrasında, arsa sahiplerinin tümü için 5.000.000 TL. aylık gecikme tazminatı kararlaştırılmıştır. Mahkemece de, bunun cezai şart olmadığı kabul edilmiştir. Bu durumda, BK.'nin 159/II. maddesince cezai şartı aşan zararın varlığından söz edilemez. Kararlaştırılan aylık 5.000.000 TL. tazminatla taraflar bağlıdır. Davacı bu miktardan payına düşene hak kazanmıştır. Bu hususlar dışına çıkılarak yapılan hesapla hükme varılması doğru değildir.
4- Davada "ticari faiz" talep edildiği ve bu faizin oranı 3095 sayılı yasanın 1 ve 2. maddeleri uyarınca % 30 olduğu halde ve istem yokken aynı yasanın 2/III. maddesi uyarınca reeskont faizine hükmedilmesi de yanlıştır.
SONUÇ : Yukarıda (2.) bentde yazılı nedenlerle davacı (3) ve (4.) bentlerde yazılı nedenlerle davalı yararına hükmün BOZULMASINA, (1.) bent gereğince tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, 100.000 TL. duruşma vekalet ücretinin taraflardan karşılıklı alınarak birbirlerine verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istekleri halinde temyiz eden taraflara iadesine 11.4.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.