 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
Esas no : 1995/7253
Karar no : 1996/326
Tarih : 24.01.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. ile 1-N.B., 2-M.Y. arasında çıkan davadan dolayı İstanbul 7. Asliye Hukuk Hakimliğince verilen (...) hükmü onayan dairemizin 18.09.1995 gün ve 1995/4542-4744 sayılı ilanı aleyhinde davalı N.B. vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş (...) olmakla (...) gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Dava, İİK.nun 277 ve devamı maddelerinde dayalı tasarrufun iptaline ilişkindir. Bağışlama ve ivazsız tasarrfların iptal edilebilmesi için İİK.nun 278. maddesindeki koşulların oluşması gerekir. Öte yandan iptal davasının dinlenebilmesinin koşullarından birisi de borcun doğumunun iptali istenen tasarruftan önce olması gerekir. Davacı alacaklı bankanın icra takibine dayanak yaptığı 5 adet çek muhtelif keşide tarihli olup, bunlardan ilkinin tarihi 25.02.1994'tür. Diğerleri ise bu tarihi takip etmekte ve son çek 30.04.1994 tarihini taşımaktadır.
İptale konu tasarruf ise 24.02.1994 tarihindedir. Bu durumda çeklerin keşide tarihine göre tasarruf daha önce olmaktadır. Ne var ki, çeklerin üzerinde bulunan kayıtlarda teminat olarak verildiği yazılı bulunduğundan davalı borçlunun alacaklı bankanın takibe dayanak yaptığı çeklerin kredi sözleşmesine dayanıp dayanmadığı ve davalı borçlunun çeklerin dayanağı olan kredi borcu varsa bu tarih saptanarak öncelikle borcun doğumunun tasarruftan önce olup olmadığı saptanmalıdır. Borcun doğumu iptali istenilen tasarruftan sonra ise bu takdirde davanın reddedilmesi gerekir. Ancak yapılacak incelemede borcun doğumunun tasarruftan önce olması halinde İİK.nun 278/II. maddede belirtilen ivaz olarak pek aşağı bir fiyatın kabul edilip edilmediği incelenmelidir. Bu cümleden olarak davalı üçüncü kişi devraldığı taşınmazlardaki ipotekleri de yükümlendiğinden ipotekler toplamı ile satış bedeli birlikte gözetildiğinde devir tarihindeki taşınmazların piyasa rayicine göre değeri saptanıp borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul edip etmediği belirlenmelidir. Bu inceleme sonucu İİK.nun 278/II. maddesindeki koşulun oluşmadığı anlaşılırsa bu defa anılan yasanın 280. maddedeki koşulların davada oluşup oluşmadığı incelenerek hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekir. SONUÇ : Mahkemece bu doğrultuda inceleme yapılmaksızın ve hukuki nedenler karar yerinde gösterilip tartışılmadan gerekçesiz olarak verilen kararın bozulması gerekmekte ise de her nasılsa onandığı anlaşıldığından davalı borçlu Nurettin'in karar düzeltem isteminin kabulü ile onama kararının kaldırılarak hükmün bozulması gerekmiştir. (24.01.1996)