 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
Esas no : 1995/6725
Karar no : 1995/7219
Tarih : 06.12.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davacı alacaklı vekili tarafından istenmiş (...) olmakla (...) gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : İcra takibinin dayanağını oluşturan 30.12.1993 günlü "Genel Kredi Sözleşmesi"ne göre, "Kol's Giyim Sanayi A.Ş." borçlu, davalı F.K. ise müşterek borçlu ve mütesesil kefildir. Alacaklı, 27.06.1994 günlü-Hesap kat'ı ve borç ödeme ihterından sonra aldığı 05.07.1994 tarihli ihtiyati haciz kararı ile icra takibine girişmiş, 08.07.1994 gününde "Matehan Sok. C Blok No:10" sayılı adreste ve davalı üçüncü kişi O.K.'nun huzurunda, istihkak davasının konusunu oluşturan eşyalar haczedilmiştir. Dosyada yer alan diğer bilgi ve belgelerden ise, davalıların karı-koca oldukları, davalının kocası olan borçlunun yetkilisi olduğu şirkette sigortalı olarak çalışmakta göründüğü, icra takibine yakın tarihlerde ve 16.05.1994 günü açılan dava ile hemen bir gün sonra 17.05.1994 gününde anlaşmalı olarak boşandıkları, haczin yapıldığı müşterek konuttaki mahcuz telefonun da borçlu tarafından boşanmadan sonra 30.05.1994 tarihinde, davalıya devir olunduğu görülmektedir. Borcun doğum tarihinden ve ancak icra takibinden önce yapılan bütün bu işler ve işlemler ve özellikle anlaşmalı boşanma davası, karı-koca olan davalıların icra takibinin etkisinden korunmak için göstermelik ve alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik davranışlarını apaçık ortaya koymaktadır. Öyleyse haczin karı-koca olan borçlu ile üçüncü kişiye ait müşterek konutta yapıldığının kabulü zorunludur. Bu durumda İİK.nun 97/a maddesi uyarınca mahcuzlar borçlu elinde addolunur. Mülkiyet karinesinin aksini ispat yükü ise, davanın İİK.nun 99. maddesine göre açılmış olmasına bakılmaksızın davalı üçüncü kişiye düşer. Alacaklıyı bağlayıcı bir yanı olmayan, her zaman temini mümkün, bir kısım mahcuzlara ait faturalar ile, tanıkların soyut anlatımı yukardanberi açıklanan olayın akış dizisi karşısında dava konusu eşyaların davalı üçüncü kişiye ait olduğunu kabule yeterli sayılamaz.
SONUÇ : O halde mercice, alacaklının davasının kabulü yerine olayın ve delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. (06.12.1995)