 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
Esas no : 1995/6686
Karar no : 1995/7439
Tarih : 13.12.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacılarvekili tarafından istenmiş (...) olmakla (...) gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacılar arsa payı karşılığı inşaat ve satış sözleşmesine dayanarak davalı taraından yapılan binada -fazladan elde edilen bağımsız bölümler de dahil kendilerine isabet eden 6 daire, 1 dükkanın adlarına tescilini, geç teslimden dolayı sözleşmede öngörülen cezai şartla, buna ilaveten mahrum kalınan kira gelirinin tahsilini ve inşaatın kendilerince tamamlanması için gerekli iznin verilmesini istemiştir.
Davalı yanca inşaatın süresinde bitirildiği, fazla bağımsız bölümlerin kendilerince belediyeden alınıp tevhid edilen parselin varlığından kaynaklandığı bildirilip davanın reddi istenilmiş, mahkemece izin istemi hakkında olumlu-olumsuz karar verilmemiş, ortakyerlerdeki noksan ve ayıplardan davacı payına düşen 5.840.000 TL.nin davalıdan tahsiline, diğer istemlerin reddine hükmedilmiş, karar davacılarca temyiz edilmiştir.
1- (...)
2- Sözleşmenin yorumu hakime aittir. Yanlar arasındaki sözleşmenin 4. sayfasının ikinci paragrafında inşaatta yapılacak değişikliklerin mal sahibi ile yüklenici tarafından anlaşmaya balı olacağı kararlaştırılmıştır. Davacılar tarafından tapuda ve imarda her türlü işlemlerin yapılabilmesi için davalıya vekaletname verilmiştir. Mahkemece akid tablosu celbedilmemiş olmakla beraber, Tapu Sicil Müdürlüğünden gelen cevaptan tevhitten önce 385 m2 olan parselin tevhitte 455 m2 olduğu, yeni şekliyle de davacıların tapuda sözleşmede kararlaştırıldığı gibi, 40/100 paya sahip bulunduğu anlaşılmaktadır. O halde Belediye'den alınan yol artığı parselin sözleşmeye taraf olanlara payları oranında satıldığının kabulü zorunludur. Yatırılan satış bedeline dair olduğu ileri sürülen makbuzda davalının adının geçmesi taşınmazda tarafların mülkiyet durumunu etkilemez. Bu durumda sözleşmede kararlaştırılan dışında bağımsız bölüm kazanıldığından -sözleşmeyle kabul gereği bodrumda kazanılanlar dışında- fazla bağımsız bölümler hakkında istemin davacıların sözleşmedeki paylaşım oranında kabulü gerekir. Bu konuda yapılacak iş; öncelikle sözleşme uyarınca her kata 2 daire yapıldığında davacılara düşen 1,5,6 ve 7 numaralı dairelere, bu kez her kata 3 daire yapılmasıyla hangi dairelerin isabet ettiğinin; aynı yoldan davalıya düşen bağımsız bölümlerin de hangileri olduğunun saptanması, daha sonra -bodrumda kazanılanlar dışında- kalan bağımsız bölümlerden sözleşmedeki paylaşım oranı, dairelerin konum ve değeri dikkate alınarak davacılara isabet eden bağımsız bölümlerin tesbit edilmesi; içlerinden yüklenici tarafından üçüncü şahıslara devir ve teslim edilmeyenler varsa bunların-tescil istemi tespiti de içerdiğinden- davacılara aidiyetinin tesbitine; davalının mülkiyetinden çıkarılmışsa davacıların istemi halinde bedeline hükmedilmesinden ibaretken, yazılı şekilde karar verilmesiyle çekişmenin ortada bırakılması yerinde olmamıştır.
3- Davacılar arsayı teslim etmiş, her türlü işlem için süre kaybetmeden vekaletname vermiş olduğuna göre, davalının yasalara ve dürüstlük kuralına uygun biçimde edimini yerine getirmesi beklenirken, ruhsat almadan işe başlanıldığı, bunun sonucu inşaatın merciince durdurulduğu sabit olmakla, gecikmeden davalı kusurludur. Bilirkişi marifetiyle davalının tevhit işlemi yapıldıktan sonra normalde ruhsa alacağı tarihin tayin edilmesi, bu tarihe -18 ayda bitmesi gerekirken- ilave iş nedeniyle işin bitireleceği 24 aylık süre eklenerek inşaatın sözleşme uyarınca bitirilip teslim edileceği tarihin saptanması, iskan izni alınmasının da yükleniciye ait olduğu gözönünde tutularak buna göre hak kazanılmış ise gecikme cezasının ve BK. 159/son maddesi uyarınca varsa cezayı aşan zararın hesaplattırılması ve buna hükmedilmesi yerine, yazılı biçimde karar verilmesi usul ve yasaya. Dairemizin süregelen uygulamasına aykırı olmuştur.
4- İnşaatın ikmali için izin istemi hakkında olumlu-olumsuz bir karar verilmemesi, istem yokken noksan ve ayıplı iş bedeline hükmedilmesi de kabul bakımından usule aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda (...) açıklanan sebeplerle (....) temyiz olunan kararın davacılar yararına BOZULMASINA. (13.12.1995)