 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
Esas no : 1995/6350
Karar no : 1996/1312
Tarih : 12.03.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyize tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla (...) gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davalı Şebnem davacı Kurum'a ait bir özel okulda öğrenim görmüş, okulu bitirmiş, bir süre hizmet yapmış, ancak taahhüt edilen zorunlu hizmet süresini doldurmadan işinden ayrılmış olduğu iddiasıyla yapılan öğretim giderlerinin taahhütnamede öngörülen tutarıyla kendisinden ve kefilleri olan diğer davalılardan tahsili istenilmiştir.
Davalı Şebnem vekili cevabında hesap tarzının doğru olmadığını bildirmiş, diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, alınan bilirkişi raporuna bağlı kalınarak verilen karar davalı Şebnem vekilince temyiz edilmiştir.
1- (...)
2- Mesleki bilgiyle çözümü olanaklı olmayan konularda hakimin bilirkişiye başvurması yasa gereğidir. Somut olayda hesap ve muhasebe bilgisini gerektirir hususların varlığı da gerçektir. Ne var ki uyuşmazlığın çözümünde ağırlıklı yön davada dayanılan taahhütnamenin yorumuna ilişkindir. Bu husus ise bilirkişiye değil, hakime aittir. Bilirkişice hazırlanan rapor muhasebe ve hesap bakımından isabetli olsa dahi, bu hesap hukuka uygun değilse hakimin ek rapor alması, gerekli ise başka bir bilirkişiye başvurması zorunludur.
Davada, yanlar arasında ilişkinin dayanağı taahhütnamede ödenmesi gerektiği hallerde okuma giderlerine hangi tarihten faiz başlatılacağı belli edilmemiştir. Bu gibi hallerde kararlılık kazanan uygulamaya göre (Y.B.G.K. 05.06.1957 t. 12/21 S. İçt. Bir.) faiz ilgilinin görevden ilişiğinin kesildiği tarihten başlar. taahhütnamede yer alan "bileşik faiz" koşulu ise 3095 sayılı Yasanın 3. maddesine aykırı olduğu için BK.'nun 20/2. maddesince geçersizdir.
Öte yandan; giderlerin günün koşullarına uyarlanması, yapılan giderin bulunacak katlarıyla ödenmesini içerdiğine göre, uyarlamanın ilişiğin kesildiği tarih itibarıyla yapılması, asıl gidere bu tarihten, borcun yaptırımı olan ve uyarlamayla bulunan farka da varsa temerrüt, değilse dava tarihinden itibaren faiz başlatılması gerekir.
Açıklanan bu hususlarla bağdaşmayan hesap sonucu hüküm verilmesi bozma nedenidir.
3- Hüküm altına alınan miktarın içinde tahakkuk eden faizin de bulunduğu gözden kaçırılarak, bu miktarın tümüne ayrıca yüzde 30 faiz yürütülmesi suretiyle faize faiz verilmesi de mahkemenin kabulü bakımından BK.'nun 104. maddesine aykırı olup ayrıca bozma nedenidir.
SONUÇ : Yukarıda 2 ve 3. bendlerde açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı Şebnem K. yararına BOZULMASINA. (12.03.1996)