 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
Esas no : 1995/6262
Karar no : 1996/578
Tarih : 09.02.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı-k. davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı-k. davalı vekili gelmedi. Davalı-k. davacı Koop. Başkanı İ. Yılmaz ve vekili avukat M.T. geldiler. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı ve vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1 - Taraflar arasındaki eser sözleşmesi davalının ihtarı ile bozulduktan sonra, her iki taraf, fesih nedeniyle sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın ödetilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlıkta çözümlenecek konu akdin bozulmasında hangi tarafın kusurlu olduğu ve bunun sonucu doğrultusunda cezai şart ödenmesinden hangi yanın sorumlu tutulacağının tespitinden ibarettir.
Yanlar arasındaki 21.5.1991 günlü inşaat sözleşmesinden önce üzerine bina yapılacak 32.000 m2 yüzölçümündeki 135 parsel sayılı taşınmazın iş sahibi kooperatife M. Adalı tarafından satış vaadinde bulunulduğu, satış bedelinin kısmen nakit, kısmen çek ve senetle ödendiği, ancak kararlaştırılandan daha az yüzölçümlü yerin tapu devri yapıldığı, diğer yandan M. Adalı'nın satış bedeli fazlası olan çek ve senetleri kooperatife iade etmeyerek üçüncü kişiye ciro ettiği ve kooperatif hakkında icra takibi yapılmasına neden olduğu, kooperatifin açtığı İstanbul 6. Ticaret Mahkemesi'nin 1993/149 esas sayılı davada icra takipleri yüzünden kooperatifin M. Adalı'ya borçlu olmadığının tespitine karar verildiği, ayrıca Murat Adalı'nın aldığı teminat ipoteğini kaldırmayarak aleyhine 3. Ticaret Mahkemesi'nin 1991/1190 E.daki davanın açılmasına neden olduğu, bütün bunlardan ayrı M. Adalı ile kooperatif arasında başkaca hukuk ve ceza davalarının bulunduğu, dosyada yer alan bilgi ve belgelere göre belirgindir. Öte yandan M. Adalı'nın 21.5.1991 sözleşme ile inşaat yapım işini yüklenen "M. Adalı Yapı Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi" ortağı olduğu da anlaşılmaktadır. Şayet, M. Adalı yüklenici şirketin büyük ortağı, başka bir deyişle - sahibi - konumunda olan kişi ise, kooperatif ile Murat adalı arasındaki öteden beri var olan davalar sebebiyle kooperatifin yüklenici şirkete olan güven duygusunun da ortadan kalkacağının kabulü gerekir. Öyleyse mahkemece yüklenici şirkete ait ticaret sicil tasdiknamesi ile yanlar arasındaki varlığı bildirilen diğer tüm hukuk ve ceza dosyaları getirtilmeli, bunların kapsamına göre, kooperatifin yüklenici şirkete olan güven duygusunu kaybedip kaybetmediği dolayısıyla sözleşmenin feshinde haklı olup olmadığı hususu üzerinde durulmalı, böylece oluşacak sonuca uygun bir hükme varılmalıdır. Eksik araştırma ve incelemeyle yazılı şekilde karar kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2 - Kabul şekline göre de; konut yapı kooperatifi olan davalı ve karşı davacının - tacir - sıfatı bulunmadığı, bu haliyle kararlaştırılan cezai şartın tenkise tabi olup olmayacağının tartışılmaması da usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın (1) ve (2) bentlerde açıklanan nedenlerle iş sahibi kooperatif yarına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının temyiz eden davalı-k. davacı'ya geri verilmesine, 9.2.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.