 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
Esas no : 1995/5668
Karar no : 1996/1970
Tarih : 08.04.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili avukat Z.Y ile davalı vekili avukat S.K. geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili şirketin yükleniminde bulunan Balıkesir Dağ tipi TV verici istasyonunun kule kısmının yapımını davalıya 11.10.1990 tarihli sözleşme ile verdiğini, davalının sözleşme konusu 78.592 Kg. kule ihzaratını imal ettiğinin tutanakla saptandığını, mal bedeli için kesilen faturaların bedellerinin nakit ve bono olarak ödendiğini, ancak senetlerden üçünün ödenmemesi nedeniyle davalının ihzaratı teslim etmediğini, 70.000.000 TL. borcun sözleşmenin 7. maddesi uyarınca aylık % 7 vade farkı ile ödenmesi talep edildiği halde davalının yine teslimatı yapmadığını ve sözleşmeyi feshettiğini belirterek toplam 750.000.000 TL. tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, davacının kendi edimini yerine getirmemesi nedeniyle karşı edimi isteyemeyeceğini, sözleşme dönemi içerisinde iş yapamaz hale geldiğini, konkordato mehli almak suretiyle alacaklıları mağdur ettiğini, aradan çok uzun zaman geçtikten sonra edimin yerine getirilmesini istemesinin hakkın suistimali olduğunu, haklı nedenlerle akdi feshettiklerini ileri sürerek haksız açılan davanın reddini istemiştir.
Davacı bilahare Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 1994/463 esasında kayıtlı olarak açtığı dava ile de, çelik kule inşaatında kullanılmak üzere satın alınan montaj civatalarının irsaliyelerle davalıya teslim edildiğini belirterek davalı zimmetinde kalan 3979 Kg. civata bedeli olan 288.277.000 TL.'nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, her iki dava birleştirilerek birlikte görülmüştür.
Mahkemece bilirkişi raporu ile ek rapor ve toplanılan deliller dayanak yapılarak, davalının belirlenen sürede imalat ve montajı yapmadığı ve feshin haksız olduğu gerekçesiyle asıl dava nedeniyle 484.193.390 TL.'nin ve birleşen dava için de 204.400.000 TL.'nin davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir.
Hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı şirketin dava dışı PTT. İdaresine karşı yükleniminde bulunan Sivrihisar Arayıtdağı ve Balıkesir ulusdağı dağ tipi TV. verici istasyonlarının 70 Mt'lik anten verici kule imalat ve montaj işinin 11.10.1990 günlü sözleşme ile davalının taşeron olarak üstlendiği, Sivrihisar TV. anten vericisinin tamamlandığı ve uyuşmazlığın sadece Balıkesir TV. anten verici kule imalat ve montajından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Hükme dayanak yapılan bilirkişi raporu ile ek raporda özellikle sözleşmenin 7. maddesi dayanak yapılmak suretiyle sonuca varıldığı anlaşılmakta ve işin sözleşmeye göre 15.11.1990 tarihinde bitirilmesinin öngörüldüğü ifade edilmektedir.
Oysa 11.10.1990 tarihli sözleşme incelendiğinde uyuşmazlık konusu işin TV anten verici kulesinin imalat ve montajı olmak üzere iki safhalı bir iş olduğu anlaşılmaktadır. 15.11.1990 tarihinde bitirilmesi öngörülen bilirkişi raporunun aksine işin tamamen bitirilmesi değil, sadece imalatın tamamlanmasıdır. İmalat tamamlandıktan sonra işin bir de montaj safhası bulunmaktadır. Sözleşmenin 2,3,6,8 ve 9. maddeleri incelendiğinde montajla ilgili düzenlemeler olduğu görülmektedir. Montaj için ayrı bedeller ve süreler öngörülmüş olup, 1990 ve 1991 yılları için montaj bedelleri saptanmış hava koşullarının elvermemesi halinde montaja 1991 yılının 15 nisanından itibaren hava koşullarının müsaade ettiği zaman başlanacağı belirtilmiştir. İşin montajda dahil olmak üzere 15.11.1990 tarihinde bitmesi öngörülseydi anılan maddelerle ayrıca bir düzenleme yapılmasına gerek kalmazdı.
Dosya arasında bulunan 19.10.1990 tarihli tutanağa göre davalının imalatı kararlaştırılan sürede yaptığı anlaşılmaktadır. Sözleşmenin 2. maddesi uyarınca hafriyatları davacı yüklenici yapacak, taban tesviye betonu kotları sıfır olarak atılıp davalının teknik elemanlarının kontrol sonucu teslim alınıp kule civatalarının tümünün hazır olduğunun davacı ile davalının elemanlarınca teyit edilmesinden 4 gün sonra davalının montaja başlayacağı, alt montajın yapılmasından sonra davacının 4 gün içinde temel betonlarını döküp dolguyu yapacağı kararlaştırılmıştır. Davacı montaj yerinin hazır olduğunu ancak 25.9.1991 tarihinde bildirmiştir. Yani sözleşmenin 2. maddesinde sözü edilen hafriyat ve tesviye betonunun bu tarihte hazır olduğu görülmektedir. Bu durumda montaj 1991 yılına sarktığına göre davacının 70.000.000 TL. Sivrihisar ilinden kalan borcunu sözleşmenin 7. maddesine göre ödemesi ve ayrıca 8. madde uyarınca da 15.000.000 TL. avans ödemesi gerekmektedir. Bu avans 14.10.1991 tarihinde ödenmiş, borç için de 28.11.1991 tarihli 4 adet senet verilmiş, ancak ödenmeyince protesto olmuş, 12.2.1992 tarihinde de davacı konkordatoya gitmiştir. Bunun üzerine davalı 11.3.1992 tarihinde konkordato komiserliğine başvuruda bulunarak alacak kaydettirmiştir. Sözleşmenin 8. maddesinde ödeme yapılmaması halinde davalının çalışmayı durdurma hakkı olduğu halde, bunun üzerinde durulmamıştır.
Bu durumda davalının sözleşmeyi fesihde olup olmadığı sözleşmenin tüm maddeleri gözetilmek ve yukarıda belirtilen maddi olgular değerlendirilmek ve ayrıca davalının bilirkişi raporu ile ek rapora yaptığı ve gerekçesini gösterdiği itirazlar irdelenmek suretiyle saptanmalıdır.
O halde mahkemece yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda bu konuda uzman olan kimseler arasında oluşturulacak yeni bir bilirkişi kurulu aracılığı ile ve bilirkişilerce gerek görülmesi ve fayda mülahaza edilmesi halinde mahallinde de keşif suretiyle inceleme yapılarak mufassal ve doyurucu gerekçeyi ihtiva eden, gerek mahkeme ve gerekse Yargıtay'ın denetimine elverişli bir rapor alınarak hasıl olacak sonuç dairesinde gerek dava ve gerekse birleşen dava hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu ile ek rapor dayanak yapılmak suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı bulunduğndan bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, davalı duruşmada vekille temsil edildiğinden 750.000 TL. duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 8.4.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.