 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
Esas no : 1995/1112
Karar no : 1995/2193
Tarih : 12.04.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın, temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı üçüncü kişi, borçlu İbrahim Orhan'dan noter satış senedi ile satınaldığı araca haciz konulduğunu ileri sürerek haczin kaldırılması amacıyla bu davayı açmış, mercii hakimliğince başlangıçta alacaklının dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmediği, davanın süresinde açılmadığı ve borçluya husumet düşmediği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamından 27.9.1994 tarihinde İ.D.'nin İ.O.'dan olan alacağı nedeniyle verilen ihtiyati haciz kararı gereğince aracın kaydına 21.1.1994 tarihinde haciz konulduğu,bunun üzerine davacının haciz uygulanan Gördes İcra Müdürlüğü'nün 1994/820 sayılı icra takibinde alınan kararla araç üzerine konulan haczin kaldırılması amacıyla bu davayı açtığı anlaşılmıştır. Açılan dava İİK'nun 96 ve müteakip maddelerinde düzenlenen istihkak davasına ilişkindir. Aynı yasanın 97. maddesi uyarınca bu davalar istihkak iddiasına karşı çıkan borçlu ile takip alacaklısı aleyhinde açılır ve davaya umumi hükümler dairesinde basit yargılama usulüne göre bakılır. Bu nedenle davada aracın kendisine ait olduğunu ileri süren borçlunun hasım gösterilmesinde bir yanlışlık bulunmadığından onun aleyhindeki davanın husumet sebebiyle reddedilmesi doğru değildir.
Öte yandan başlangıçta alacaklının davalı olarak gösterilmemiş olması tamamlanabilecek usuli bir hata olup Dairemizin istikrarlı uygulamalarına göre alacaklının bilahare davaya katılmasının temini suretiyle taraf teşkilinin sağlanması mümkündür. Yine haciz; aracın trafik kaydına işlenmiş olup davadan önce davacı üçüncü kişinin hacze muttali olduğu ispatlanamadığından açılan istihkak davasının süresinde bulunduğunun kabulü ile işin esasına girişilerek tarafların delillerinin toplanması ve 2918 sayılı yasanın değişik 20/d maddesi hükmü de dikkate alınarak sonucuna uygun bur karar verilmesi gerekirken davanın husumet ve süre açısından reddedilmesi doğru görülmemiş ve kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 12.4.1995 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.