 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
Esas no : 1994/6303
Karar no : 1995/2382
Tarih : 20.04.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde vekaletnamesini ibraz eden davacı vekili avukat Nesrin Doğan geldi. Davalı vekili gelmedi. Temyiz dilekcesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştır. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR : Davacı iş sahibi vekili müvekkiline ait parsel üzerine davalı yüklenicinin bina yapım işini üstlendiğini, yapılan binada henüz yapı kulanma izni alınmadan çıkan yangın sonucu hasar meydana geldiğini, hasarın giderilmesi için davalı ile 287.227.391 lira üzerinden yeniden sözleşme yapıldığını ileri sürerek, bu meblağın tahsilini talep etmiştir.
Davalı yüklenci vekili ise, yangının meydana gelmesinde müvekkilinin hiç bir kusurunun bulunmadığını, aksinin kabulü halinde yangın raporunda belirtilen 30.000.000 lira ile sorumlu olabileceklerini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme; bilirkişi raporuna göre, davacının elinde, binayı sigorta yaptırma imkanı varken, bu konuda davalıya herhangi bir talimat vermediği ve yangının tamamen davalının dışındaki kişilerin kusuru ile çıktığı gerekçesiyle, davanın reddine hükmetmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkilidir.
Bina, davalı yüklenici tarafından inşa edilmiş ve geçici kabule hazır hale getirilmek üzere sözleşme eki idari şartnamenin 4.maddesi uyarınca, iskan izni için belediyeye başvurulmuş, ancak projeye aykırı yapılan iki bodrum nedeniyle projenin tadil ve onayı gerektiğinden olumlu sonuç alınamamış ve bina bu aşamada iken, komşu bina ile arasında kalan aydınlık boşluğunda çıkan yangın sonucu hasar görmüştür.
Geçici kabulün yapılmadığı ve binanın iş sahibine eylemli olarak teslim edilmediği hususlarında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyaşmazlık, bir kusurun olup olmadığı, eğer varsa kime ait olduğu noktasında toplanmaktadır.
Dosyada mevni BIGŞ'nin 7/11. maddesi uyarınca, işin sigorta ettirilmesi zorunluluğu iş sahibi idareye aittir. Bu nedenle, binanın sigorta ettirilmemesinin kusuru davalı müteahhide yüklenemez.
Ne var ki, aynı maddenin ilk fıkrası uyarınca da, yangının çıktığı aşamada binanın korunmasından davalı yüklenici sorumludur. Kaldı ki, BK.'nnun 368. maddesi gereğince de, teslimden önce kazara meydana gelen zarardan iş sahibi sorunlu tutulamaz. Buna üzerindeki hakimiyetinin devam ettiği sürece doğan zaradan yüklenicinin sorumlu bulunması doğaldır.
Sözleşme, eklerinin yorumu ve kusur, hakimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki ve genel bilgiyle çözümlenecek konulardan olduğu için HUMK.'nun 77 ve 275. maddeleri gözardı edilerek hukukçulardan müteşekkil bilirkişi kuruluna başvurulması yerinde bulunmadığından, aksi görüşü içeren mevcut kusur raporuna değer verilerek, sonuca varılması doğru değildir.
Davacı idarece düzenlenen 3.2.1992 günlü tutanağa göre geçici kabul aşamasına getirilen işin geçici kabulünün yapılamaması, projeye aykırı iki badrumun inşa edilmesinden kaynaklanmaktadır. Yaptığı işin uzmanı olduğu kabul edilen yüklenicinin, projeye aykırılığı bilmediği veya bilecek durumda olmadığı söylenemez. Yüklenici, proje tadili ve onayı yapılmadıkça, oturma izni alınamayacağını ve buna bağlı olarak da, geçici ve gerekli işlemlere zamanında başlamış olmalıydı.
O halde, yangının çıktığı tarih itibariyle, davacı idare projeye aykırı imar ruhsatı alıp işi yaptırmak ve yüklenici de, bu durumu bile bile işi yapmak ve aykırılığın giderilmesi için daha önceden girişimde bulunmamak suretiyle kusurludurlar. Bu husus, mahkemece, değerlendirilmelidir.
Öte yandan, yangın tarihi ile bu yangından doğan zararın giderilmesi için yapılan sözleşme tarihi arasında fiyatlarda meydana gelen artış nedeniyle zararın büyüdüğünün ve de bu zararın artmasına davacı idarenin sebebiyet verdiğinin kabulü zorunludur.
Bu durumda, olaydan sonra düzenlenen tutanaklar ve ceza koğuşturma evrakı da nazara alınarak, gerçek zarar miktarı ve de olayı takip eden makul sürede bu zararın ne miktarla giderileceği hususu, konusunda deneyimli inşaat mühendisi marifetiyle tayin ve takdir edilmeli, yanların kusur durumları ile BK.'nun 43. ve 44. maddeleri gereğince uygulanacak hakkaniyet kuralları da gözönünde bulundurularak hasıl olacak sonuç uyarınca bir hüküm kurulmalıdır. Eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde red kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, 250.000 lira duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesi, istek halinde temyiz peşin harcının temyiz eden davacıya iadesine 20.04.1995 gününde oybirliğiyle 0karar verildi.