 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 1993/5633
Karar No: 1994/4456
Tarih: 30.3.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekillerince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat Ahmet Sağlam ile davalı vekili Avukat Elif Doğan Türkmen geldiler. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı Kooperatife ait arsa üzerine yapılacak inşaatın süresinde inşa olunamaması nedeniyle taraflar arasındaki eser sözleşmesi Kooperatifçe feshedilmiş, feshin haklı nedenlere dayandığı kesinleşen mahkeme karan ile anlaşılmış, davacı iş sahibi (Kooperatif) bu davasında fazla ödeme, gecikme cezası, proje bedeli, stopaj ve fiyat farkı ile faizlerinden oluşan toplam 404.089.387 TL.nın davalıdan tahsilini talep etmiş, mahkemece davanın aynen kabulüne dair verilen karar davalı yüklenici vekilince temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2) Davada sözleşmenin 3 maddesine dayanılarak inşaatın gecikmesinden dolayı oluşan 80.267.499 TL. gecikme cezasının tahsili de istenilmiştir. Bu ceza niteliği itibariyle ifaya bağlı gecikme cezası olup müsbet zarar kapsamına girmektedir. Böyle bir zararın talebi aktin ifasına bağlı olduğundan akti fesh eden davacının B.K.nun 108. maddesi uyarınca bu zararı istemeye hakkı bulunmadığından mahkemece gecikme cezası isteminin reddi yerine kabul edilmesinde isabet görülmemiştir.
3) Öte yandan mahkemece hüküm altına alınan alacak kalemlerine fesih-teslim ve ödeme tarihlerinden itibaren ayrı ayrı temerrüt faizi uygulanmış ise de, B.K.nun 101. maddesi uyarınca gecikme faizine hükmedilebilmesi için alacağın muaccel olması yeterli olmayıp ayrıca borçlunun usulen temerrüde düşürülmesi gerektiğinden ve olayda davalının temerrüde düşürüldüğüne dair bir belgeye rastlanmadığından ve alacak istemini içermeyen fesih davası da temerrüt ihtarı yerine geçmeyeceğinden hükmedilen alacak kalemleri için dava tarihi yerine belirtilen tarihlerden faize hükmedilmesi de bozma nedenidir.
4) Davacı aktın bozulması yüzünden kalan işin başka müteahhite verilmesi nedeniyle oluşacak fiyat farkından uğradığı 284.364.306 TL. zararının da tahsilini istemiş ve mahkemece rapor doğrultusunda bu talep de kabul edilmiştir. Aktin bozulması yüzünden kalan işlerin sözleşme fiyatı üstünde yapılması nedeniyle oluşacak fiyat farkının menfi zarar kapsamına gireceği kuşkusuzdur. Böyle bir zararın hesaplanması sözleşmede hüküm varsa o doğrultuda yapılmalıdır. Sözleşmede hüküm yoksa ve kalan iş filden başka bir müteahhite verilip te fark oluşmuş ise; ilk ihalede verilen en yakın teklif fiyatı ile ikinci ihalenin miktarı arasındaki fark olarak bulunmalı, böyle bir durum da yok ise; ilk ihalenin yapıldığı tarihteki mahalli piyasa rayici ile ikinci ihalenin yapılması gereken tarihteki rayiç arasında oluşan farka menfi zarar olarak hükmedilmelidir. Oysa mahkemece alınan bilirkişi raporunda bu yönde bir açıklama yer almadığından farka ilişkin karar da eksik incelemeye müstenittir.
Bu durumda mahkemece oluşturulacak yeni bir bilirkişi kurulundan yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda rapor alınarak 284.364.306 TL.lık zararın oluşup oluşmadığı değerlendirilip sonucuna göre karar verilmelidir.
Belirtilen nedenlerle verilen karar yerinde olmadığından temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ :Yukarıda l. bent gereğince sair temyiz itirazlarının reddine, 2- 3- 4. bentlerde açıklanan sebeplerle hükmün temyiz eden davalı yüklenici yararına BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil edilen davalı yararına 24.800 TL. vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak davalıya verilmesine, istek halinde ödediği temyiz peşin harcının temyiz eden davalıya iadesine, 30.3.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.