 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E. 1993/5225
K. 1994/4242
T. 23.6.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ESER SÖZLEŞMESİNİN FESHİ
KAR MAHRUMİYETİ (Hesap yöntemi)
KARAR ÖZETİ: Eser sözleşmesinde, inşaatın ruhsat tarihinden itibaren belirli bir sürede bitirileceği öngörülmüş olmasına rağmen projenin ne kadar sürede çizilip onaylanacağı belirlenmemişse, uygun bir süre tayin edilerek feshin ihbari gerekir.
Böyle bir ihbar yapılmaksızın sözleşme feshedilirse, yüklenicinin kar mahrumiyeti, kesinti yöntemine göre hesaplanmalıdır.
(818 s. BK m. 106, 107, 325, 369)
Mahalli mahkemesinden verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla gerektirici nedenlere * ve kanıtların taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, özellikle taraflar arasındaki 26.4.1991 tarihli sözleşmeye göre, inşaatın ruhsat tarihinden itibaren 20 ay içerisinde yapılıp bitirilmesi öngörülmüş olup, projenin ne kadar sürede çizilip onaylanacağı konusunda önceden belirlenmiş kesin bir süre bulunmamasına, bu nedenle burada Bk.nun 107. madde hükmünün uygulanmayacağına, ancak BK. nun 106. maddesi gereğince uygun bir süre tayin edilerek feshin ihbar edilmesi ve bu süre sonunda sözleşmenin feshedilebileceğine, davalı arsa sahibinin buna rağmen herhangi bir süre vermeden 7.10.1991 tarihinde sözleşmeyi feshetmek istemesine ve daha sonra yükleniciyi azletmesine, bu nedenle fesihte haklı sayılamayacağına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Taraflar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmıştır. Toplanan kayıtlardan davalı tarafın sözleşmeyi haksız olarak feshettiği, böylece davacının kar mahrumiyeti isteyebileceği sonucuna varılmıştır. Somut olayda kar mahrumiyeti hesabının hangi yöntemle yapılacağı hususu önem kazanmaktadır. Davalı yanın sözleşmeyi BK.nun 369. maddedeki yazılı koşullar gereğince feshedilmediği anlaşıldığından, kar mahrumiyeti hesabının BK.nun 325. maddesindeki kesinti yöntemine göre yapılması gerekmektedir. Bu maddedeki yönteme göre, eserin bedelinden, yüklenicinin işi tamamlamaması dolayısıyla sağladığı tasarruf (örneğin, malzeme ve personel giderlerinden tasarruf ettiği miktar) ile, boş kalması sonucu başka bir iş bularak elde ettiği kar ve böyle bir iş bulmaktan kasten kaçınmışsa kazanacağı miktar toplamları düşülerek, yüklenicinin iş sahibinden isteyeceği ödence miktarının ortaya çıkarılması gerekmektedir. Oysa mahkemece bu yönteme uyulmayarak yapılan hesaplama sonucu çıkan kar mahrumiyetine istekle bağlı kalınarak karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozulmalıdır.
SONUÇ Temyiz olunan kararın iki nolu bentde yazılı nedenlerle (BOZULMASINA), bir nolu bentde yazılı nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, duruşmada kendisini vekille temsil ettirmeyen davalı yararına avukatlık ücreti takdir ve tayinine gerek olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 23.6.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.