 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E. 1993/4500
K. 1993/5725
1. 30.12.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ŞİRKETİN İFLASI
İFLAS İDARESINİN GÖREVİ
MÜFLİSİN HUKUK DAVALARI
KARAR ÖZETİ: Dava sırasında, taraflardan birinin iflas ettiğinin anlaşılması halinde, mahkeme, iflas 'idaresi ne tebligat yapar. İstisna/an dışında hukuk davaları, ikinci alacaklılar toplantısının on gün sonrasına kadar durur.
İflasın kapandığının bildirilmesi halinde, iflas idaresinin görevi de son bulduğundan, davaya devam edilmesi gerekir.
(2004 s.İİK.m.184,194)
Mahalli mahkemesinden verilen hükmün temyizen tetkiki davacı ve müdahil vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği ank3şıtmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü
Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasındaki 14.4.1986 tarihinde yapılan sözleşme ile müvekkilinin davalı kooperatife karşı 206 konut yapımını üstlendiğini, inşaatin % 95 seviyesine kadar tamamlanmasına rağmen davalının geçici kabule yanaşmadığı gibi, teminat mektuplarını da iade etmediğini belirterek, toplam 156.807.188 TL. lık teminat mektuplarının iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, işlerin noksan bırakıldığını, müvekkilinin yapılan işten fazla ödeme yaptığını, ayrıca gecikme cezasından dolayı da alacaklı bulunduklarını ileri sürerek haksız açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davacı şirketin iflasına karar verildiği, bilahare hiçbir mal varlığının bulunmaması nedeniyle iflasın kapatıldığı ve böylece davacının iflas yolu ile tasfiye edilmiş olup hukuki varlığının sona erdiği ve davada taraf ehliyetini kaybettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ile müdahil kooperatifler birliği vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Ankara İflas Dairesi Müdürlüğü'nün 10.8.1992 tarihli cevabına göre, davanın açılmasından sonra davacı şirketin Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 27.12.1991 gün ve E.1991/795, K.1991/591 sayılı kararı ile iflasına karar verildiği, masaya ait hiçbir mal varlığı tesbit edilmediğinden iflasın mahkemece kapatıldığı anlaşılmaktadır.
İflasın açılması ile müflisin masaya giren mal ve haklar üzerindeki tasarruf yetkisi kısıntıya uğrar. Bu kısıtlama müflisin iflas masasına giren mal ve haklarına ilişkin davaları yürütme yetkisini de etkiler. Masa ile ilgili davalar hakkındaki takip yetkisi de iflas idaresine ait olur. Bazı istisnalar dışında iflasın açılması ile birlikte müflisin taraf olduğu hukuk davaları ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonrasına kadar durur (İİK.194). Sonra da davaya iflas idaresi tarafından devam edilir. Bu itibarla dava sırasında taraflardan birinin iflas ettiğinin anlaşılması halinde mahkemece iflas idaresine tebligat yapılması icap eder.
Ancak, iflas idaresinin cevabı yazısında müflis davacı şirketin mal varlığı bulunmadığından iflasının kapatılmasına karar verildiği bildirilmektedir. İflasın kapanması kararı ile iflas hali sona ermiş olacağından, iflas idaresinin görevi de son bulur. O halde; mahkemece davaya devam edilerek deliller toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davacı şirketin hukuki varlığının sona erdiği ve davada taraf ehliyetini kaybettiği gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğundan kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ :Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı ve müdahil yararına (BOZULMASINA) bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde ödedikleri temyiz peşin harcının temyiz edenlere geri verilmesine, 30.12.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.