 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E. 1993/3539
K. 1994/830
T. 17.2.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
İNŞAAT VE SATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİ
SÖZLEŞMEDEN DOĞAN TESCİL DAVASI
YÜKLENİCİYE YETKİ VERİLMESİ
KARAR ÖZETİ: Feshedilmeyen geçerli inşaat ve satış vaadi sözleşmesi tarafları bağlar. Taraflardan herbirinin, diğerine, edimini yerine getirmeye zorlamak için dava hakkı vardır.
Sözleşmeye göre arsa sahibi; inşaata başlamak, devam etmek, bitirmek için resmi mercilere başvurmak, gerekli izinleri almak veya bu işlemleri takip açısından yükleniciye yardım etmek, ya da, yetki vermek zorunda ise, yüklenicinin açtığı, arsa payının tescili davasında, mahkeme, resmi mercilerden, inşaatın yapılmasına izin verilip verilmeyeceği; geçici veya daimi imkansızlık olup olmadığı sorularına cevap almadan, sözleşmeyi hükümsüz kılacak şekilde, davanın reddine karar veremez.
(1086s. HUMK. m. 76)
(818 s. BK. m. 20, 117,355,356)
Mahalli mahkemesinden verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Taraflar arasındaki 11.8.1988 tarihli noterlikçe re'sen düzenlenen kat karşılığı inşaat ve satış vaadi sözleşmesi geçerli olup fesih de edilmediğinden tarafları bağlar. Taraflardan her birisi sözleşmesinin ifasını isteyebilir. Davacı yüklenici, 5.3.1990 tarihli ihtarname ile; davalı arsa sahibinden edimlerini yerine getirmesini, yani 10 parsel üzerindeki binayı inşaata başlamak üzere kendisine teslim etmesini, bu yerin imar çapı ve imar durumunun alınması için gerekli makam ve mercilere başvuruda bulunmasını, tapunun 50/1 00 hissesinin adına tescilini isteyerek üç günlük süre vermiş ve bu süre içinde davalının edimlerini yerine getirmediğinden bahisle bu tescil davasını açmıştır. Davalı, yirmi ay beklediği halde davacının herhangi bir işlem yapmadığını, Yüksek Anıtlar Kurulu'ndan bir yanıt alınmadığını, imar planının henüz hazırlanmadığını, bu konuların açıklığa kavuşması gerektiğini bildirerek davanın reddini dilemiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmeye göre, davalıya ait 10 nolu parsel üzerine davacı tarafından bir bodrum, bir zemin ve üç normal kat yapılması, iki normal katın davalı arsa sahibine verilmesi koşulu ile arsanın 50/1 00 hissesinin davacı adına tapuya tescili öngörülmüştür. Bu sözleşme tapuya şerhedilmiştir. Binanın temel üstü ruhsatından itibaren yirmi ay içinde bitirilmesi ve gerekli her türlü işlemlerin masrafının davacı yükleniciye ait olacağı kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin tümü incelendiğinde, yüklenicinin ancak inşaatı yapıp bitirdikten ve davalıya düşecek katları teslim ettikten sonra 50/100 hissenin tesciline hak kazanacağı anlaşılmaktadır. Davacı yüklenicinin haklarını güvenceye almak için sözleşme tapuya şerhedilmiştir. Ancak, tapu kaydı davalı üzerinde olduğu için, inşaata başlamak, devam etmek ve bitirmek için resmi mercilere başvurmak ve gerekli izinleri almak için davalı arsa sahibinin davacı yükleniciye yardımcı olması veya yetki vermesi gerekmektedir. Davalının, sözleşmeden ve işin mahiyetinde anlaşılan bu edimini yerine getirmemesi halinde mahkemece, davalının iradesi yerine geçmek üzere, bu işlerin ifası için davacıya yetki verilmesine karar verilmesi gerekir. Ancak, davalının bu edimin ifasına zorlanabilmesi için, ifanın imkansız olmaması ve muaccel ok ması gerekir. Davacı sadece tescil isteminde bulunmuş ise de; bunun içinde, davalıyı, tescil öncesi edimlerini ifaya davet istemi de var sayılır. İleri sürülen olayları hukuken nitelemek ve uygulanacak kanun hükmünü tesbit etmek hakime aittir (HUMK. md. 76). Öte yandan, geçerli bir sözleşmenin ayakta tutulması ve ifa edilmesi esastır. (ahde vefa-sözleşmeyle bağlılık ilkesi). Mahkemece öncelikle, dava konusu olayda 10 nolu parsel üzerine inşaat yapılmasının sürekli ve mutlak bir şekilde imkansız olup olmadığı resmi mercilerden sorulup tesbit edilmelidir. Böyle bir imkansızlık bulunduğu takdirde BK.nun 20 ve 117. maddeleri gereğince sözleşmenin ifası istenemez. Şayet bu nitelikte bir imkansızlık yoksa, geçici bir süre beklenmesi gerekiyorsa, sözleşme geçerlidir, ancak henüz ifası istenemez. Böylece geçici bir imkansızlık da yoksa, davalı arsa sahibinin yükleniciye yardım etmek ediminin ifasına, yani yükleniciye yetki verilmesine karar verilmelidir. Bunun için ilgili mercilere, bu yerde inşaata izin verilip verilemeyeceği ve nedeni sorularak, imkansızlık bulunup bulunmadığı açık ve kesin bir biçimde tesbit edilerek, sonucuna göre, davacıya gerekli işlemleri davalı adına yaptırabilmesi için yetki verilmesi gerekip gerekmediği hakkında hüküm kurulması gerekirken, bu yönden gerekli inceleme ve araştırma yapılmadan sözleşmeyi hükümsüz kılacak şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın açıklanan nedenlerle davacı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 17.2.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.