 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E. 1993/1676
K. 1994/259
T. 24.1.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KAT KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMESİ
EKSİK İŞLER
KARAR ÖZETİ Eser sözleşmesi, karşılıklı taahhütleri havi akitlerden olduğundan, kendi edimini yerine getirmeyen tarafın, karşı taraftan borcunu ifa etmesini istemeye hakkı yoktur.
Yüklenicinin, noksan işleri aynen veya imkansızlık halinde parasal değer olarak ödemesi gerektiğinden; eksik iş bedellerinin davalılarca (arsa sahiplerince) ayrı dava konusu yapılabileceği gerekçesiyle, mahsup işlemi gözardı edilerek tescil kararı verilemez.
(818 s. BK. m. 81, 355, 356, 359, 360, 361)
Mahalli mahkemesinden verilen hükmün temyizen tetkiki davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı, davalıya ait inşaatı yapıp teslim ettiği halde, 16 nolu dükkan tapusunun verilmediğini ileri sürerek tescilini talep ve dava etmiş, davalılar cevaplarında davacının sözleşmelerin gereğini yerine getirmediğini, eksik işler bulunduğunu belirterek davanın reddini istemişler, mahkemece davacı-nın inşaatı teslim ettiği, eksik işlerin bedelleri için ayrıca dava açabilecekleri görüşüyle dava kabul edilmiş, karar davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmış olup dava konusu dükkanın sözleşme gereğince davacıya verleceğinde uyuşmazlık yoktur. Ne var ki davalılar davacının edimlerini yerine getirmediğini ve bu nedenle de tescil haklarının doğmadığını savunmuşlardır. Bu savunma takas ve mahsup niteliğinde olduğu gibi, kendi edimini yerine getirmeyen tarafın karşı taraftan borcunu ifa etmesini istemeye BK.nun 81. maddesi uyarınca hakkı bulunmamaktadır. Nitekim davalılar davacıya çektikleri ihtarnamede 16 nolu dükkandan kendilerine ait 14 nolu dükkana 17 m2.lik alanın ilave edileceğini ve dükkana wc. konulacağını davacının 7 Kasım 1989 tarihli noterden düzenlenen sözleşmeyle kabul ettiğini ancak bunun yerine getirilmediğini bildirmişlerdir. Böylece inşaat sözleşmesindeki edimlerin davacı tarafından yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.
Bu durumda davacının tescil talebinin kabul edilebilmesi, davacının yükümlülüğünü tamamlamasına bağlı olduğundan ve bu eksiklikler mahsup biçiminde savunulup esasen mahkemece de resen nazara alınması gerektiğinden, yapılacak iş davacıya inşaattaki eksiklikleri tamamlaması için mehil vermek, mahallinde keşif yapılarak dükkana ilave yapılıp yapılmadığını tespit etmek, ilave yapmak, ruhsat ya da binanın yapısı nedeniyle imkansız ise bunun parasal değerini bulmak ve diğer eksiklerin bedellerinin de toplamıyla birlikte davalılara ödenmesi kaydıyla -birlikte ifa suretiyle- tescil talebini kabul etmek, dükkana ilave ve tuvalet yapımı mümkün olmasına rağmen davacı bunu ifadan kaçınırsa tescil talebini reddetmeden ibarettir.
Mahkemece bu hususlar üzerinde durulmadan eksik işlerin bedellerinin ayrı dava konusu yapılabileceği görüşüyle davanın kabulü doğru görülmemiş, temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün davalılar yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine, 24.1.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.