 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E. 1993/1091
K. 1994/441
T. 31.1.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KARŞILIKLI TAAHHÜTLERDE DAVA HAKKI
MAHSUP NİTELİĞİNDE BEYAN
KAT MALİKLERİNİN GÖREVLENDİRİLMESİ
KARAR ÖZETİ: Eser sözleşmesinden doğan anlaşmazlıklarda, bir tarafın dava açabilmesi için, kendi edimini ifa etmiş olması gerekir.
Kat malikleri toplantısında alınan kararla, iki kişi görevlendirilmişse, tek kişinin ibrası geçerli değildir.
Yüklenicinin; tamamlanan inşaatta, kendisine bırakılması gereken daireler için, tapu payının iptali davası açması halinde, hakim, arsa sahibinin mahsup niteliğindeki beyanını kendiliğinden araştırarak, oluşacak sonuca göre, birlikte ifa suretiyle davanın kabulüne karar vermek zorundadır.
(818 s. BK. m. 81,355)
(634 s. KMK. m. 32)
Mahalli mahkemesinden verilen hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı yüklenici, 25.3.1986 günlü sözleşme uyarınca, inşaatı tamamladığını, ancak kendisine verilmesi gereken 21 ve 22 no'lu dairelerin tapularını davalının devretmediğini ileri sürerek bu dairelerdeki davalıya ait kayıtlarını iptal edip davacı adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevabında; sözleşme hükümlerinin tamamen yerine getirilmediğini, bu işlerin yapılması halinde tapuyu vereceğini savunmuş, mahkemece davalının temsilcisi Gülbin tarafından eksik bırakılan işlere karşılık bedel alınarak davacının ibra edildiği görüşü ile dava kabul edilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. -
Sözleşme, ibrayı veren Gülbin ile birlikte dört kişi tarafından imza edilmiş olup, kat maliklerinin toplantısında alınan karar yetki verme biçiminde değerlendirilirse bile görevlendirilen en az iki kişinin vereceği kararla kat maliklerini bağlayacağı kabul edilmiş olup, sadece Gülbin' in verdiği ibra bu nedenle davalı yönünden bağlayıcı değildir.
Ayrıca Gülbin'in davalının vekili olduğuna dair bir belgede dosyaya ibraz edilmemiştir.
Bu nedenle, sözkonusu ibranameye dayanılarak dava kabul edilemez. Karşılıklı taahhütleri havi akitlerde bir tarafın diğer taraftan edimini yerine getirmesini isteyebilmesi için, BK.nun 81. maddesi uyarınca öncelikle kendi edimini, ifa etmiş olması gerekir. Oysa, davalı sözleşmenin eksik ifa edildiğini savunduğundan ve bu beyan mahsup niteliğinde olup hakim tarafından kendiliğinden gözetilmesi gerektiğinden ve mahkemece alınan bilirkişi raporunda bu konuda yeterli açıklama bulunmadığından, bilirkişilerden ek rapor alınarak varsa davalıya ait dairede ve sözleşme gereği yapılması gereken yerlerde noksanlıkların dava tarihi itibariyle bedelinin bulunması, ortak yerlere ait alanlardaki eksikliklerin davalı payına oranlanarak davalının payına düşen bedelin tespit edilmesi ve bulunacak miktarın davalıya ödenmesi şartıyla, yani birlikte ifa suretiyle davanın kabulüne karar verilmelidir.
Mahkemece bu hususlar gözönünde bulundurulmadan hukuki değeri olmayan ibranameye göre hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile hükmün davalı yararına(BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 31.1.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.