 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E. 1991/4479
K. 1991/5820
T. 3.12.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ÖZET : Medeni Kanunumuza göre bazı şahsi hakların tapu kütüğüne şerh verilmesi mümkündür. Bir hakkın tapuya şerh verilebilmesi için bu hususun kanunda öngörülmesi ve ayrıca bu konuda sözleşme yapılması gerekir.
(743 s. MK. m. 919)
Emin ile Salih mirasçıları; 1) Necmiye Seher, 2) Adnan, müdahil: 3) Esra Dilek'in hissesini satışı ile Mustafa arasında çıkan davadan dolayı, (Fatih 2. AsIiye Hukuk Hakimliği)nce verilen 27.9.1989 gün ve 1986/884 - 1989/735 sayılı hükmü bozan Dairemizin 21.5.1991 gün ve 1990/5609-1991/2652 sayılı iIamı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçisinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Medeni Kanunumuza göre bazı şahsi hakların tapu kütüğüne şerh verilmesi mümkündür (MK.nun 919). Bir hakkın tapuya şerh verilebilmesi için bu hususun kanunda öngörülmesi ve ayrıca bu konuda sözleşme yapılması gerekir. Mukaveleden doğan şufa hakkı (MK.nun 658), İştira ve Vefa hakları (MK.nun 660), kira hakları (BK.nun 255 ve 277), serbest ipotek derecesinden istifade hakkı (MK.nun 786/2) bağışlanılan taşınmazın bağışlayana rücu etmesi şartına ilişkin hak (BK.nun 242/1), 6217 sayılı Kanun gereğince gayrimenkul satış vaadinden alıcı lehine doğan hak, Kat Mülkiyeti Kanununun 24. maddesi gereğince doğan hak ve 1164 sayılı Arsa Ofisi Kanununun II. maddesi gereğince verilecek şerhler kanundan doğmaktadır.
Şüphesiz 6217 sayılı Kanunla değişik Tapu Kanununun 26/5. Maddesi uyarınca Noterlerce düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinin tapuya şerhi için ayrıca bir şerh anlaşmasına lüzum yoktur. Taraflardan birinin talebiyle bu şerhin verilmesi mümkündür. Ne var ki davada şerhe konu edilen sözleşme münhasıran bir taşınmaz satış vaadi sözleşmesi olmayıp "Düzenleme şeklinde kat karşılığı gayrimenkul satış vaadi ve inşaat sözleşmesidir". Yani, karma bir akit söz konusu olup sözleşmenin ağırlıklı unsuru eserin yapımı olup karşılığındaki satış vaadi ise eserin bedelini oluşturmaktadır. Bu nedenle, bu tür bir akitten doğan hakkın tapuya şerh verilebilmesi kanunda yer almadığı ve bu konuda sözleşmede bir şerh anlaşması bulunmadığı için mümkün değildir. Sözleşmedeki anlaşma binanın tamamının inşası halinde yarısının davalıya verilmesi şartına bağlıdır. O halde, Dairemiz kararında bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin yerinde olmayan tashihi karar taleplerinin (REDDİNE), 15.000.- TL. para cezasının karar düzeltilmesini isteyen davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, 3.12.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.